DİĞER
Yakınlarda kaybettiğimiz, halkbilimi alanında, folklor araştırmalarında Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli isimlerden biri olan İlhan Başgöz’ü, öğrencisi Erdal Öz’ün bir öyküsünün kahramanı olarak anıyoruz.
Ezici bir çoğunluğa nasip olmayacak uzunlukta, üstelik arzu ettiği gibi, çok büyük başarılarla dolu bir ömür yaşadı Halil İnalcık, ama “Âlimin ölümü, âlemin ölümü” denilmiş vaktiyle
Ne zaman aydının iktidar karşısındaki, hele de baskıcı bir iktidar karşısındaki durumu söz konusu olsa, adı ilk aklıma düşen şahıslardan biridir Miguel de Unamuno...
Ve “An gelir Ergüder Yoldaş ölür.” Elimizde de yegâne teselli olarak (bir umut?) kendisi de müzisyen olan oğluna aktarıldığı söylenen, sağlığında tüm bu arada geçen yıllarda üstünde çalıştığını söylediği eserler kalır.
Aslı Vatansever ve Meral Gezici Yalçın’ın birlikte kaleme aldıkları Ne Ders Olsa Veririz: Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü kitabı akademisyenlerin dünyasına bir ışık tutuyor...
İtiraf etmeliyim ki ben de hayli geç, olabileceğinden 30- 35 yıl kadar geç “tanıştım” Léon Werth’le... Peki kimdir Léon Werth?
Oktay Özel'in Türkiye 1643 adlı kitabı “Ben oldum” demeyen, yeni bir şeyler öğrenmeye niyetli, istekli her kuşaktan tarihçiye, ama özellikle yetişmekte olan genç tarihçilere bir çağrı
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık