DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Kimliğini arayan bir insanın varoluş süreciyle yine kendi kimliğini herhangi bir zaman diliminde, herhangi bir kültürde ya da herhangi bir dilde tam olarak bulamamış İstanbul şehri bir araya geliyor oyunda. Tolga İskit’in beden kullanımı, seyirciyle olan etkileşimleri, sahnede anbean değişimi, enerjisi ve Güray Dinçol’un sahnede yarattığı atmosfer etkileyici bir seyir keyfi sunuyor.”
“Savcı’nın Belediye Başkanı’nın zafer duvarındaki o kanlı, irrite edici, öldürmeyi neredeyse yücelten av fotoğraflarına bakarken duvarın orta yerine asılmış aynada yüzünü gördüğü, hem mağdur hem de fail olacağını işaret ederek bize de insanlığımızı, bazen doğru olsak da bazen eğri de olabileceğimizi hatırlatan o sahne – insanları iyisiyle kötüsüyle sevebileceğimizi ama saf kötüyü ne olursa olsun sevemeyeceğimizi, saf kötülüğü anlayamayacağımızı da idrak ettiren...”
“Dünyanın en önemli hikâyesini anlatmaya girişen bu önemli kitapta 'Grevci Greta' yeryüzünün önde gelen hikâye anlatıcılarını, iklimbilimcilerini, sağlık uzmanlarını, ekologlarını, psikologlarını, ekonomistlerini, siyasetbilimcilerini, hikâye ve roman yazarlarını, felsefecilerini, sinemacılarını, gazetecilerini, diplomatlarını, uluslararası kuruluş yöneticilerini, hak savunucularını, yerli liderlerini ve aktivistleri –belki de dünyada ilk kez– bir kitap etrafında bir araya getirmeyi başarmış.”
K24'te Kasım ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
“Taşrayı anlamak ve anlatmak için hep aynı formülü uygulamak ne kadar özgün ve yaratıcı? Bu yıl Altın Portakal’da yarışan ve Boğaziçi Film Festivali’nde gösterilen iki film, Kar ve Ayı ile Karanlık Gece üzerinden bu soruya cevap arayalım…”
K24'te Ekim ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Bir Tutam Zaptedilemez Karmaşıklık / Kerem Ozan Bayraktar, Taşlaşmış Rüyalar / Ege Berensel
"Daktiloda üretilen somut şiir biriciktir, Benjamin’in aura kavramının canlı kaldığı bir kipi akla getirir. Olduğu yerden kalkıp mürekkep şeridine vuran harfler bilgisayar klavyesinde olmayan bir özelliğe sahiptir: Kusursuz bir şekilde kopyalanamaz, tıpkıbasımı ise özgün halinin ancak bir sureti olabilir. Harflerin kâğıda vuruş açısı, mürekkebin miktarı ve kalitesi buna engeldir; bu kıstaslar her kullanımda değişir. Bu açıdan somut daktilo şiiri plastik sanatlara yakındır."
"Bizde elektoralizm, hüküm sürdüğü yetmiş beş yılın ardından bugün tam anlamıyla bir çıkmaza girmiş durumda. Başta Kürt sorunu olmak üzere kendi eliyle yarattığı ve çözmemekte ısrarcı olduğu kallavi sorunlar, elektoralizmi fena halde zorluyor. Üzerinde bunca baskı olan HDP'nin milyonlarca seçmeni var, onlar oy vermeden elektoralizmin şansı yok, ne iktidardakiler, ne de muhalefettekiler açısından."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık