DİĞER
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü ve haftası sona erdi. Peki çizgi romanda süper kahramanların yanı sıra, çalıştırılan, çalışmak zorunda olan çocuklara yer var mı?
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"23 Nisan 1968’de Akşam gazetesinde Çetin Altan’ın kaleme aldığı “Eğlenin yavrularım, eğlenin” başlıklı yazı daha sonra Çetin Altan’ın kendi sesinden plak olarak da yayınlanır. Altan’ın 1968’de yazdığı ve hâlâ eskimeyen bu yazısına Nâzım Hikmet’in “Kerem Gibi” adlı şiiri de eşlik etmektedir."
“Emeğe, dayanışmaya, mücadeleye ve umuda dair belleklerde taşınan öykülerin, anıların, tanıklıkların kaybolup gitmesini istemedim. Çünkü belleklerde taşınan tarih, taşıyanın ömrüyle var olabiliyor. Ben Türkiye ‘68’inin ihmal edilmiş aktörleri işçilerin, onların son derece kıymetli olan yaşam öykülerini görünür, bilinir hale getirmeyi amaçladım.”
Mültecilere yardım çalışmaları konusunda tecrübeli yazar Onjali Q. Raúf, Afganistan’daki durum kötüleşirken neler yapabileceğimize dair görüşlerini paylaştı. Ayrıca 6-8 yaş aralığına yönelik küçük bir İngilizce kitap listesi...
"Batı ana akım medya-siyaset klişeleri Afganistan’da asıl sorunun Taliban olduğunu ileri sürse de, Taliban’ın en başta güç kazanması da, şimdilerde gücünü artırmış olması da mevcut rejimin ülkeyi cehenneme çevirmiş olmasının sonucu."
"İşçilerin Haziranı, '15-16 Haziran Olayları' ya da 'Büyük Direniş' ismiyle anılan o iki günü, öncesini ve sonrasını anlatan, yaşananları doğru ya da yanlış diye kategorize etmeden, olgulara dayanarak gün yüzü görmemiş belgeler ve fotoğraflarla kaleme alınmış bir kitap olarak 50 yıl sonra o günlere ışık tutmakta."
Dürrenmatt’ın modası neden geçmiyor? Çünkü eserlerinde işlediği ana tema hep ölüm ve iktidar. Bu kadar evrensel ve varoluşçu bir ana temanın kullanım süresi, raf ömrü yok. 1950’lerde yazdıkları, bugün için belki daha da geçerli. Eserleri bu tema nedeniyle sanki mizahmış gibi görünse de aslında trajik.
Kültürel iktidar benim ve benim gibi çalışarak hayatını devam ettiren yayın emekçilerinin hayatında neye tekabül ediyor?
Kültür-sanat gazetecileri, mesleklerinin durumunu, kültürel iktidar tartışmasını, ve varsa eğer çıkış yolunu anlatıyorlar...
Müzelerin pek gezilmediği, millî ve az oldukları dönemlerde, ressamlarımızı takvimlerden öğrenirdik. Ağaçların varlığını, estetiğini de o takvim yapraklarından keşfettim sanırım. Oradan kalma olmalı ağaçlara sanat eseri hayranlığıyla yaklaşmam...
Yalnızca dilimize, edebiyatımıza değil, insanlığa, dünyaya da büyük bir armağan olan, hepimize eşsiz güzellikte ve çağlar boyu yaşayacak destansı yapıtlar, romanlar sunan, armağan eden Yaşar Kemal'e bilmeden bir cümle armağan etmiştim...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık