DİĞER
“26 Ocak 2023 tarihli Mesut Varlık yazısını okuduğumda, aslında nasıl da önyargılarımızın kurbanı olabileceğimizi fark ettim. Çünkü yazıda birtakım tuhaflıklar, beni rahatsız eden, kelimelerle tarif edemeyeceğim bir şeyler vardı, neydi bunlar? Fark edemedikçe yazıyı tekrar okudum, okudukça, hislerimde haklı olduğuma daha çok ikna oldum...”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Taşrayı anlamak ve anlatmak için hep aynı formülü uygulamak ne kadar özgün ve yaratıcı? Bu yıl Altın Portakal’da yarışan ve Boğaziçi Film Festivali’nde gösterilen iki film, Kar ve Ayı ile Karanlık Gece üzerinden bu soruya cevap arayalım…”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
50 yıllık suskunluğun ardından, şair Türkân İldeniz’in kitapları, üstelik yeni şiirleriyle birlikte, yeniden okurla buluştu. İldeniz’in “konuşmama” kararı nedeniyle, kitapların yayımlanması için iki yıldır çaba sarf eden ve editörlüğünü üstlenen şair Betül Dünder ile bütün bu süreci ve Türkân İldeniz’in şiirini konuştuk.
"Devrim deyince aklımıza eski düzenin yıkılıp yerine yeni düzenin geçtiği sayılı günler geliyor. Ama devrimleri devrim yapan bu birkaç gün değil. Bir düzenin ortadan kalkıp yerini yeni bir düzene bırakması doğal olarak zamana yayılan bir süreç. Eski düzenin tüm kalıntılarının ortadan kalkması, yeni düzenin tüm kurumlarıyla tesis edilmesi uzun olduğu kadar zikzaklı, gelgitli bir süreç aynı zamanda. Aynı bu romanda gördüğümüz gibi…"
"Taşrada hissedilen bu uzaklık duygusunu okuyucuya en iyi aktaran Türkçe öykülerden biri, Nezihe Meriç’in kaleme aldığı 'Boşlukta Mavi'dir. Nezihe Meriç “Boşlukta Mavi”de uzakta olmanın yarattığı nostalji duygusunu, taşranın tekdüzeliğinin yol açtığı bir hissiyat olarak ele alır."
“Bu kulağa komik gelebilir, çünkü kitap yapmak oldukça önemli bir şey, ama işimden çok fazla şey beklersem çok yaratıcı olmayacağını anladım. Yaratıcı olmak için biraz dikkatsiz, biraz serbest hareketli olmanız ve işlerin nasıl sonuçlanacağı konusunda çok fazla endişelenmemeniz gerektiğini keşfettim."
“Sait Faik gibi ruh topografyamızı kurmuş ve böylelikle Türkçe edebiyatın hâlâ aşılmamış 50 Kuşağı’nın yolunu ferahlatmış bir isim adına dün verilen armağanın, Ethem Baran gibi taşranın bir zannedilen-coğrafya olduğunu pırıl pırıl ve boncuklu kelimelerle anlatan bir yazarla buluşması, kutlamayı hak ediyor elbette.”
Mahir Ünsal Eriş: Dil iktidardır. Dili de iktidar belirler o yüzden. Kendi dilini kurmak iktidarın dayattığı dilin yanında ya da karşısında durmaya bağlıdır.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık