DİĞER
"Yunan ordusunun başındaki Agamemnon ile ordunun en önemli dövüşçüsü, yarı tanrı Akhilleus, savaş ganimeti saydıkları esir kadınları bölüşemedikleri için birbirlerine giriyorlar. Barker aslında İlyada destanına hiçbir şey katmıyor; aynı kahramanlar, aynı olaylar ve aynı kronolojiyle kurguluyor romanını ama bu sefer anlatıcı tam da bu kavganın nedeni olan savaş ganimeti Briseis."
"Murakami okurları onun motif ustalığını çok iyi bilirler. Konuları çok benzersiz olduğunda bile yakın motifler kullanır; bu adeta onun yazınsal imzasıdır. Örneğin öykü içinde farklı karakterlerin benzerlikleri ya da öykünün başında anlatılan bir zaman dilimine dönüş gibi teknikleri yazar, temasını daha belirgin kılmak için kullanabilir."
"García Márquez’in kaleminden hissettiğimiz en belirgin şey duyularımıza yaptığı uyarıcı göndermelerdir. Kokular, renkler, tatlar her bir sözcükle zengin imgeler cümbüşüne sokar okuru. Bunaltıcı tropik sıcaklarda badem ağaçlarının kokusunu duyarız satırlar arasında."
"Knausgaard çok zarif bir şekilde felsefeyi, doğayı, kuşları ve Stephen Gill’in fotoğraflarını bir aile dramı içinde ele alıyor. Hepsi birbirine bağlı; hepsi felsefenin ve inancın erdemiyle dolu. Bu küçücük kitap Kierkegaard’ı da anlamak ve öğrenmek için nefis bir fırsat; hatta iki kitabı birlikte okumak en iyisi."
“Otokurmaca genelde birinci tekil kişi ağzından yazılır. Berlin de hemen her hikâyesinde bu bakış açısını kullanıyor ama buna ek olarak başka birini öykünün kahramanı yapıyor ve böylece yaşam koşullarını daha geniş bir çevreden görme şansı veriyor okura. Bir tek bakış açısına hapsolmuş hissetmiyoruz kendimizi, Amerika’nın yoksul ve bohem kesimini geniş bir perspektiften görme şansı buluyoruz.”
"Kâğıda basılı dev romanların henüz nesli tükenmiş değil ama kesinlikle yok olma tehlikesi altındalar. Hiç kuşkusuz okur ve bununla birlikte okurun talebi de değişti. Okuma alışkanlıklarımız daha hızlı tüketeceğimiz metinlere yöneldi."
"Kaybettiğimiz insanların yeri doldurulabilir mi? Bir başkasını –benzer bir insanı ya da benzer şekilde tasarlanmış bir androidi– kaybedilen kişinin yerine koyabilir miyiz? Kazuo Ishiguro yeni romanı Klara ile Güneş’te bu soruyu yöneltiyor okura."
“Güzelliği kalıcı kılmak” Orhan Pamuk’un estetik anlayışında önemli bir yere sahiptir. Peki, nasıl kalıcı kılınır güzellik?
Simgecilere göre, her sözcüğe müzik katmak, her dizede ezgi yakalamak şiirin özünde olmalıdır. Simgeci şairler müziğe ne denli düşkünlerse, Claude Debussy gibi besteciler de aynı ölçüde şiir ve resme düşkündü
1961 yılında yayımlanan Dört Köşeli Üçgen, belki de kendi çağının çok önünde bir sorunu ele alıyordu: Gözlemleme ve gözlemlenme
Shakespeare'in soylu bir ailenin düğünü için yazdığı sanılan Bir Yaz Gecesi Rüyası, tam bir karnaval havasındadır. Aleksandar Popovski, oyunu ritmik ve hızlı bir kabare gibi sahneye koyuyor
Ölümünün 400’üncü yıldönümüne yaklaşırken Shakespeare yılına yepyeni bir Macbeth uyarlamasıyla girdik. Avustralyalı yönetmen Justin Kurzel kanlı bir yorumla sunuyor Macbeth’i
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık