DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Hikâye dinlemek güzeldir, ama hikâye anlatıcılığı da özenilen bir durumdur. Bir konserde dinleyiciyken o sahnede olduğunuz hayalini kurmak gibidir. Zira hikâye anlatıcılığı dünyanın en eski mesleği olarak kabul edilir ve dünyada (bence) ilk sahne bu anlatıcının oturduğu taş, kütük veya topraktır..."
"Felaketin 'yeniden başlamak için bir şans' doğurması kaçınılmaz mıdır? Zorlukların üstesinden gelmeyi başaran, insanlığı kurtaran ve yeni bir dünya kurmaya hazırlanan kahramanların daha eşit ve daha adil bir düzen kuracaklarından nasıl emin olabiliriz?"
“COVID-19 günlerinde, en azından başlangıçta, bolca gürültü vardı; bilgi kirliliği. Çinlilere yönelen ırkçılık ve yorumunu analistlere bırakmamız gereken hayret verici bir tuvalet kâğıdı ihtiyacı vardı. Sorular vardı ama yanıtlar henüz yoktu. Sosyal medyada dolaşan tavsiyeler ve tecrübe anlatıları vardı ama korkular, kaygılar ve hezeyanlar daha çok yalnızlıkta, sessizlikte büyüyordu.”
Avrupalı gezginlerin İstanbul hakkında yazdıkları ve postkolonyal söylemdeki “bakış” (gaze) meselesi bir kenarda duracak olursa, Goytisolo’nun Avrupalı bir yazar olarak şehre yaklaşımının biraz farklı olduğunu görüyoruz
Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası İstanbul Hikâye Anlatıcılığı Festivali'nin yürütücüsü Ersin Şen: Ben de hikâyeler anlatmak istiyorum, nasıl öğrenirim, diyen herkesi festivale bekliyoruz...
Mehmet Said Aydın: Biz büyürken Sovyetler yıkıldı, şehre taşındık şehir değişti, sonra internet icat edildi, bilgisayar yaygınlaştı sonra telefonlar derken bizim bütün hayatımız...
Hüseyin Kıran: Yürümek ama doğada yürümek. Bütün kuvvetlerine tekrar açık hâle gelmek doğanın. Çünkü doğa alanı bize çoktandır kapandı. Onun kuvvetlerini hissedemez olduk...
Balkan coğrafyasında geceleri çığlık atarak mezarının civarında dolaşan ölülerin, talihsiz bir kaza sonucu öldükten sonra yaşayanlara hâlâ görünmeye devam eden gelinlerin hikâyeleri artık eskisi kadar yaygın olmasa da anlatılmaktadır
Siftah'ın yeni söyleşisi Yapı Kredi Yayınları'ndan Bir Dükkânı Beklemek adlı ilk öykü kitabını yayımlayan Uğur Nazlıcan ile...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık