Ankara’da organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın adamı olduğu ve bazı eylemlere karıştığı belirtilen Serdar Sertçelik, emniyeti suçladı, "Yalan ve iftiralarla dolu 19 sayfalık beyanları bana zorla imzalattılar" dedi.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün aktardığına göre, geçen günlerde görevden uzaklaştırılıp hakkında soruşturma başlatılan Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik tarafından “Sadece gel birkaç soruya doğru cevap ver. Serbest kalacaksın” denmesi üzerine KKTC’den Türkiye’ye gelen Sertçelik, baskı altında adına gizli tanık ifadesi yazıldığını ileri sürdü. Sertçelik, “Gizli tanık ifademi, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Bey, Komiser Ufuk Bey, isimlerini bilmediğim 3 polis tarafından Komiser Ufuk beyin odasında, kendi oluşturdukları çerçevede, ne yazmak istiyorlarsa bana hiç sormadan, kendi aralarında konuşup ‘Şu olay böyle olmuştur, şu olay şöyle olmuştur’ diyerek benim iradem dışında hiç haberim olmayan, yaşamadığım şeyleri ben yaşamışım ve anlatmışım gibi 19 sayfa halinde oluşturdular” dedi.
İfadeyi verdiğinin ertesi günü elektronik kelepçe takılarak tanık koruma programına alındığını ancak istediği her yere gidebildiğini anlatan Sertçelik, "kendisine yapılan operasyonun göstermelik olduğunu ve yurt dışına kaçmasına müsaade edildiğini" ileri sürdü.
Sertçelik, “İfademde AK Partili isimlerle ilgili bir bölüm yok. Ben yurt dışına çıkmıştım. Mahkeme başlayacağı zaman gelecektim. Bu isimlerin, geldiğimde alınacak ek ifadede yer alacağını söylediler. Bununla ilgili ses kayıtları da var. Bir kısmını paylaştım” ifadelerini kullandı.
Emniyet yetkilileri ise "Gizli tanık ifadesi polis tarafından değil, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya tarafından alındı. Serdar Sertçelik gerçekleri söylemiyor" dedi.
Öztürk’ün aktardığına göre, Sertçelik o süreci şöyle anlattı:
“6 Ekim 2023’te Ankara organize şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in yanına giden N.K. beni arayarak Çelik’in konuşmak istediğini söyledi. Kabul ettim. Çelik, ‘Senlik bir durum yok. Sadece gel birkaç soruya doğru cevap ver. Serbest kalacaksın. Garanti veriyorum’ dedi. Ben de ikna oldum ve aynı gün akşam saatlerinde KKTC’de bulunan Türk emniyetine bağlı sivil polisler beni alıp Ankara uçağına bindirdi. Ankara’da organize suçlar şube ekibi beni karşıladı ve emniyete getirdi. İlk andan itibaren baskı altına alınarak gizli tanık olmaya zorlandım. Hiç alakamın, bilgimin ve görgümün olmadığı konularla olaylarla ilgili gizli tanık olmamı istediler. Benim mağdur olduğum olayı bile bana zorla imzalattıkları sözde gizli tanık ifadesinde kendime bile iftira attırdılar. Gizli tanık olmayı kabul etmezsem ömür boyu cezaevinden çıkamayacağımı, ne kadar faili meçhul olay varsa üzerime yıkacaklarını söylediler.
“Gizli tanık olmayı kabul ettim”
Murat Müdür, gizli tanık olmam halinde tutuklanmayacağımı, yeni kimlik verileceği, yüz değiştirme ameliyatı yapılacağını, hakkımda takipsizlik kararı verdireceğini, devletin bana sahip çıkacağını söyledi. Kabul ettim.
Gizli tanık ifademi, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Bey, Komiser Ufuk Bey, isimlerini bilmediğim 3 polis tarafından Komiser Ufuk beyin odasında, kendi oluşturdukları çerçevede, ne yazmak istiyorlarsa bana hiç sormadan, kendi aralarında konuşup ‘Şu olay böyle olmuştur, şu olay şöyle olmuştur’ diyerek benim iradem dışında hiç haberim olmayan, yaşamadığım şeyleri ben yaşamışım ve anlatmışım gibi 19 sayfa halinde oluşturdular. 9 Ekim 2023 günü beni Ankara Adliyesi’ne, soruşturmaya bakan savcı Mustafa Kaya’ya götürdüler. Savcının alması gereken ifademi kurguladıkları şekilde oluşturup önüne koydular. Savcı da hızlıca okuyup birkaç düzeltme yaptırdı. Yazıcıdan çıkardılar ve 19 sayfanın hepsine parmak bastırdılar.
“Kaçmama yol verdiler “
Ertesi gün adli kontrol ile ayağıma elektronik kelepçe takılarak serbest bırakıldım. Aynı zamanda tanık koruma programına alındım. Ayağımda kelepçe olmasına rağmen istediğimde evden çıkabiliyordum. 21 Kasım 2023’te bir kadın arkadaşımla çorbacıya gitmiştik. Benimle alakası olmayan alkollü iki kişi arasındaki tartışma silahlı çatışmaya dönüştü. Vuruldum. Hastanede tedavim yapıldı, taburcu edildim. Şevket Müdür ve Ufuk Komiser, Murat Çelik’in talimatıyla göstermelik olarak beni gözaltına almaya geldiler. Bana, ‘Operasyon yapacağız ancak yaralı olduğun için hastane raporu düzenlettireceğiz ve seni gözaltına alamayacağız. Sen de kaçıp yurt dışına çık. Mahkeme başlayacağı zaman seni getiririz’ dediler. Yurt dışına yasadışı yollardan çıktım. Nerede olduğumu organize şube biliyordu. Beni çağırıyorlardı ama dönmüyordum. Çünkü yalan ve iftiralarla dolu 19 sayfalık beyanları bana zorla imzalatıp hakkımda örgüt yöneticiliğinden dava açtırdıklarını gördüm. Bana yapılanlarla ilgili 32. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına mektup göndereceğim.”
“O isimler ek ifadede olacaktı”
Serdar Sertçelik’e, AKP ve eski bazı bakanlarla ilgili ifadelerde sorular yöneltilmediğini hatırlattım. Bu konuda neler söyleyeceğini sordum. Şu cevabı verdi:
“İfademde AK Partili isimlerle ilgili bir bölüm yok. Ben yurt dışına çıkmıştım. Mahkeme başlayacağı zaman gelecektim. Bu isimlerin, geldiğimde alınacak ek ifadede yer alacağını söylediler. Bununla ilgili ses kayıtları da var. Bir kısmını paylaştım.”
“Gizli tanık ifadesi polis tarafından değil, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya tarafından alındı”
Sertçelik’in iddiaları üzerine Emniyet yetkilileri şunları söyledi:
“Serdar Sertçelik Türkiye’ye gelmek istediğini ancak cezaevine girmek istemediğini, bunun için gizli tanık olabileceğini söyledi. Telefon görüşmelerinde, gizli tanık olabilmesi için bilinmeyen bazı olayları anlatması gerektiğinin yasa gereği olduğunu söyledik. İfadesinde neler söyleyeceğini sorduk. Bunları not alıp araştırdık. Çoğunun doğru olduğu anlaşıldı. Sertçelik’in daha fazla bilgiye sahip olduğu değerlendirildi. 19 sayfalık gizli tanık ifadesinde iddia edildiği gibi ne Süleyman Soylu ne Bekir Bozdağ ne Hasan Doğan ne de AKP adı asla geçmedi. İfadeler mahkemede. Bunlar görülebilir. Gizli tanık ifadesi polis tarafından değil, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya tarafından alındı. Serdar Sertçelik gerçekleri söylemiyor. Gelip adalete de teslim olmuyor.”