Suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanmasına başlanan Ayhan Bora Kaplan hakkında “kara para aklama” suçlamasıyla yeni bir dava daha açıldı. Aralarında Kaplan’ın eşi ile 3 kardeşinin de yer aldığı 38 kişi hakkındaki iddianame mahkemece kabul edildi. İddianamede Kaplan’ın, “suç örgütünün gücünü kullanarak yasadışı şekilde elde ettiği geliri, güvendiği kişiler üzerine şirketler kurarak finansal sisteme soktuğu, farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerinden elde ettiği kazanca, bu şekilde elde ettiği haksız kazancı ekleyerek suç gelirini akladığı” öne sürüldü. Ancak şüpheliler hakkında 24 yıl 6 ay hapis cezası istenen iddianamede, kara para aklanmasına ilişkin örgüt dosyasında yer alan iddialar dışında yeni bir tespite yer verilmemesi dikkat çekti. İddianamede, aklandığı öne sürülen paranın Bora Kaplan tarafından kurulan örgütün faaliyeti kapsamında yasadışı elde edildiği ileri sürüldü. Kara para aklama davasında yargılanacak olan bazı şüphelilerin ismi örgüt davasında da geçmiyor.
Üçüncü iddianame
Ankara Başsavcılığı, eylül ayında tutuklanan Kaplan hakkında “suç örgütü kurmak, yağma, kasten öldürme ve eziyet” gibi suçlardan 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle dava açmıştı. mart ayında da “Tatar aşireti mensubu Mahfuz Tatar’ı öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen Muhammet Kaplan’ın vurulması talimatını verdiği iddiasıyla Kaplan hakkında ikinci bir dava açılmıştı. Başsavcılık bu kez Kaplan hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçundan bir iddianame daha düzenledi.
Kaplan kardeşler “sanık”
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilen 278 sayfalık iddianamede, Kaplan’ın yanı sıra eşi Nazlı Kaplan, kardeşleri Arzu Bulut, Salih Kaplan ve Safiye Çalış ile eniştesi Hasan Çalış, Kaplan’ın kasası olduğu öne sürülen eski AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’un da aralarında bulunduğu 38 kişi, sanık olarak yer aldı. İddianamede, Kaplan hakkında “örgüt” suçlamasıyla açılan dava dosyasında yer alan tanık ve gizli tanık ifadeleri ile MASAK raporlarına yer verilerek, Kaplan’ın gizli sahibi olduğu öne sürülen Elmacı Marketler ve Mandıracı Amca gibi şirketlerin satışı için bazı alıcılardan para alınması, buna karşın şirketlerin devredilmemesi ve aynı şirketler üzerinden çok sayıda kişinin benzer yöntemlerle paralarının alındığı iddialarına değinildi.
“İlliyet bağı zayıfladı”
Tanık ve gizli tanık beyanlarında bahsedilen bu olayların “öncül suç” olarak nitelendirildiği iddianamede, “Öncül suçların işlendiği tarih ile aklama suçunun işlendiği tarih arasında uzunca bir süre geçmiş olması nedeniyle haksız yere elde edilen maddi menfaat ile aklama suçu arasındaki illiyet bağının zayıflamasına neden olmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma aşamasında illiyet bağını kurmak amacıyla toplanan deliler şüpheliler bölümünde ayrıntılarıyla açıklanmıştır” ifadeleri kullanıldı.
“Yasal gelirlere yasadışı gelir ekleyerek para akladılar” iddiası
Kaplan’ın kurduğu suç örgütünün aklama için en çok ‘nakit çalışma esaslı iş yerlerinin açılması yöntemini kullandığı’ öne sürülen iddianamede, örgütün ayrıca lüks araç ve gayrimenkul alınması, paraların parçalara bölünmesi gibi yöntemleri de kullandığı anlatıldı. İddianamede bu durum şu sözlerle açıklanmaya çalışıldı:
“Nakit para ile çalışma esaslı iş yerleri açmak suretiyle aklama fiilinde temel olarak, kara paranın yasal bir işletmeden elde edilen kazanca eklenmesi bu suretle paranın takibinin zorlaşması amaçlanmaktadır. Bu yöntemle kara para aklamanın failler açısından maliyeti, iş yerinin geliri üzerinden ödenen vergi ile sınırlı kalmaktadır. Faillerce bu yöntemle kara para aklamada kullanılan işletmelerin belirli bir zaman aralığında kaç kişiye hangi nitelikte hizmet sunduğu kesin olarak tespit edilemeyeceğinden paranın finansal sisteme yasal olarak kazandırılması görece daha kolay sağlanmaktadır. Soruşturmamız kapsamında Bora Kaplan suç örgütü tarafından bu yöntemin sıklıkla kullanıldığı, daha çok örgüt tarafından ilimizde barlar (Albüm, Tren, Haaz, Öküz vb.) açıldığı, bu barların açılması sırasında veya barların işletildiği sıradaki gelirlerine örgütün öncül suçlardan elde ettiği gelirleri ekledikleri, ayrıca örgütün ilerleyen aşamalarda tünel ekipman imalatı, mühendislik, enerji gibi farklı faaliyet kollarında çalışan işletmeler kurdukları anlaşılmıştır.”
“Kara para ile zenginleşti”
İddianamede, Kaplan’ın Ankara’da faaliyet gösteren suç örgütünün lideri olduğu, örgütü sayesinde haksız ekonomik kazanç sağladığı öne sürülerek, “Etrafında bulunan şahıslar ile birlikte hareket ederek bu haksız kazancı yakın akrabaları, güvendiği örgüt elemanları üzerine şirketeler kurarak finansal sisteme soktuğu, genellikle eğlence sektörü başta olmak üzere, farkı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin elde ettikleri kazanca, örgüt tarafından işlenen öncül suçlardan elde ettikleri haksız kazancı eklemek suretiyle suç gelirini akladığı, suç gelirinin aklanmasında birden fazla yol izlediği, bu sayede hızlı bir şekilde zenginleştiği anlaşılmıştır” değerlendirmesine yer verildi.
“Parayı saklama şeklinden anlaşılıyor”
Kaplan’ın gözaltına alındığı sırada valizinin içindeki bir spor ayakkabı içerisine gizlenmiş 50 bin Euro ile yakalandığı anımsatılan iddianamede, bu durum için “Döviz cinsi paranın şüpheli tarafından saklanma şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere bu paranın suçtan elde edildiği değerlendirilmiştir. Suçtan elde edilen paranın yurt dışına saklanarak çıkarılmaya çalışılmasıyla aklama suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Tespitten çok kanaat var
Öte yandan iddianame boyunca şüphelilerin “örgüt suçu kapsamında elde ettikleri kara parayı akladıkları” öne sürüldü. Kaplan ile birlikte örgüt davasından yargılanan sanıkların yanı sıra örgüt davasında adı hiç geçmeyen isimler yönünden de kara para aklama iddiası “örgüt faaliyeti” olarak anlatıldı. İddianamede Savcılığın, daha önce açılan örgüt dosyasındaki tanık, gizli tanık ve müşteki beyanları ile MASAK raporu dışında kara para aklamaya ilişkin yeni delil ve tespitler yerine kanaatlere yer vermesi de dikkat çekti.
“Yasal görünüm kazandırılmış olabilir”
İddianamede Kaplan’ın, eşi, kardeşleri ve eniştesi üzerine suç gelirleriyle finanse edilmiş şirketler kurduğu, bu şirketlerin yasal gelirlerine suç gelirlerini eklediği öne sürüldü. Oğlunun sünnet düğününde takılan takıların içerisine de yine bu yasadışı gelirleri eklediği iddia edilen iddianamede, sünnet düğünü takıları adı altında Kaplan’ın hesaplarına yatırılan paralar için “Yapılan işlemlerin amacının, yatırılan tutarlar da göz önünde bulundurularak söz konusu miktarın, elde edilen suç gelirlerinin sünnet takıları içerisine koyularak gayrimeşru kaynağını gizlemeye çalışmak ve söz konusu parayı bankacılık sistemine sokarak meşru bir para izlenimi kazandırmak olabileceği, ayrıca suç geliri ile finanse edilen düğünden elde edilen takıların/altınların/paraların yasal görünüm kazandırılmış olabileceği değerlendirilmiştir” gibi kanaat ifadeleri kullanıldı. Ancak buna ilişkin bir delil yada tespitin bulunmaması da dikkat çekti.
İlk duruşma 6 ay sonra
İddianamede, Kaplan'ın üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz herhangi bir mal varlığının olmadığı ancak buna tezat olacak şekilde lüks bir hayat yaşadığı, 40 milyon liralık evde oturduğu, lüks araçları olduğu, sosyal medya paylaşımlarında görünen lüks yaşantısını yasal geliri ile sağlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu öne sürüldü. Kaplan hakkında “örgütsel faaliyet kapsamında zincirleme şekilde suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama” suçundan 24 yıl 6 ay hapis cezası istenen davanın ilk duruşması 4 Kasım tarihinde görülecek.