"Bir kere her yazı mektuptur..."*

Mektuplarla edebiyat ve edebiyat tarihi bu ayki dosya konumuz...

01 Eylül 2016 16:40

 

Gam yükü, gönül dili, çile bohçası, nâme, muhabbetnâme, ariza... Osmanlı döneminde mektuba verilen adlardan bazıları bunlar. Bırakın bunları, bugün "mektup" kelimesinin kullanılıp kullanılmadığından bile emin değiliz. Gerçi tutuklu gazeteci ve yazarlarımız arttıkça sanki daha sık duyuyoruz mektup kelimesini. Ne acı...

Bir iletişim biçimi olmanın yanında aynı zamanda yazınsal bir tür ve belgedir de aslında mektup. Rauf Mutluay "Bir insanın yaşantısını ve kişiliğini açığa çıkaran belgelerdir" demiş mektup için. Mektup edebiyat dünyasını her zaman yakından ilgilendirmiştir. Mektup şeklinde romanlar, mesela, Leylâ Erbil'in Mektup Aşklar'ı... Ya da hatırlayın; Laclos'un Tehlikeli İlişkiler'ini, Goethe'nin Genç Werther'in Acıları'nı... 

Türkiye edebiyatı da dünya edebiyatı da bizim aslında birkaç yazıyla anlatacağımızdan daha fazla örnekle dolu. Biz yine de elimizden geldiğince işlemeye çalıştık mektup konusunu. 

"Mektubun edebiyat dünyasındaki yolculuğu"yla Emel Kefeli, "Yazının yurdundan mektuplar"la Ferit Edgü ve Tezer Özlü mektupları eşliğiyle Elif Türker, "Edebiyat tarihi ve biyografi yazımı"yla Sevengül Sönmez, "Posta kutusundaki edebiyat"la Murat Yalçın, "Elektronik postaya inanıyorum" başlığıyla Eray Ak, Albert Camus'nün mektuplarıyla Ali Bulunmaz dosyaya katkı sundu. Enis Batur ise Osman Çakmakçı'ya bir mektup yazdı... 

Bu ay konumuz mektup madem yazmak isterseniz eğer, aklınızda olsun: 

Aslı Erdoğan
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi
C-9 Koğuşu 

 

 

*Nurullah Ataç