Edebiyat öğretir

“Ülkemiz bir haritaya benzer,” diye yazmıştı Oğuz Atay. Şimdi onun çift bıçaklı ironisinin bile kâr etmediği günlerdeyiz

“Ülkemiz bir haritaya benzer,” diye yazmıştı Oğuz Atay. Şimdi onun çift bıçaklı ironisinin bile kâr etmediği günlerdeyiz. Çünkü ülkemiz gerçekten artık sadece bir harita.

Albert Camus’nün sözleriyle, “bir başka insanla insanların diliyle konuştuğumuz takdirde, onda insanca tepkiler uyandırabileceğimize ilişkin o sonsuz güven”i yitirdiğimiz için artık ülkemiz sadece bir harita.

Üstelik bu harita, neresinden bilmiyorum, ikiye yırtılmış. Bir tarafta Murat Özyaşar’ın Sarı Kahkahası’nı okuyup Ayna Çarpması’nı henüz okumadığı için utanıp sıkılan insanlar, diğer tarafta onun sabaha karşı bir baskın ile evinden alınıp emniyete götürülmesine karar verenler var. Bir tarafta Rênas Jiyan’ın adını daha önce duymadığı için kendini suçlayanlar, diğer tarafta kararnamelerin kanun hükmünde olmasının huzurunu yaşayanlar var.

Tabii ki ayrı taraflarda olacağız, bu iyidir.

Ayrı taraflarda olduğumuz halde insanların diliyle konuşmayı sürdürmek, karşımızdaki insanda insanca tepkiler uyandırabileceğimize dair inancı yitirmemek… Bunu bize yazı öğretebilir, edebiyat öğretebilir.

Bunu bize en iyi Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Rênas Jiyan ve Murat Özyaşar öğretebilir.