DİĞER
"Çorak Ülke’yi bugün, ilk basılışından tam 100 yıl sonra yeniden okumak, tarihî bir lunapark oyuncağına binip işlevini hâlâ ne kadar iyi yerine getirebildiğine şaşarak oradan oraya savrulmak gibi."
Nasıl olduğum sorusuna verebileceğim tek anlamlı cevap da sonunda ortada: her yazar gibi ben de yazabileceğime ne kadar inanıyorsam yalnızca o kadar iyiyim...
Dikkate değer betimleyici gezi yazıları bulmak mümkün, ama bir yolculuktan dünyaya ya da hiç olmazsa yazarın kendine bir bakış çıkartma girişimlerinin çok yaygın olduğu söylenemez...
Şimdiye kadar yazdığım tek gerçek deneme, hayat yerine bir düşünceden yola çıkan, bu düşünceyi savunabilmek için deneme türü hakkında bir iki genelleme yapan, sonra da utangaç bir gülümsemeyle bunları gerekirse geri alabileceğini bildiren bu yazı bence...
Yazarlar hiçbir zaman bütünüyle başkalarıyla birlikte değildir çünkü asıl hayatları yazı masasının başında yalnız kaldıklarında kafalarının içinde başlayan hayattır. Dolayısıyla onlardan sevgili, eş, kardeş, oğul, baba, arkadaş olmaz...
Otobiyografi yazarı kitabına "Konuş Bellek" adını vereceğine "Konuş Yalancı" adını verse daha doğru olmaz mı?
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık