DİĞER
Albert Camus haklı olsaydı, bir ülkeyi tanımak için orada insanların nasıl seviştiğine ve öldüğüne bakmak yetseydi, Türkiye hakkında ne düşünürdük?
Feminist dergi ve yayınların izini sürmek bir bakıma kampanyalar, inisiyatifler biçiminde örgütlenen feminist hareketin tarihini takip etmekle ilgili, oldukça ciddi ve güç bir iş...
Herhangi bir ideolojik söyleme yaslanmayan, gündeliğin içinde, kültürel yapıları bozarak, tarih içerisinden sesleri, dil ve anlam sınırlarıyla oynayarak tesirli yüzeylere dönüşen duvar yazıları, temsilsiz tekilliklerin dillenme ortamları...
“Feminist sözcüğü geçmesin, fakat muhakkak bir femina olsun” yıllarından on binleri bulan feminist gece yürüyüşüne...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık