Çağrı cihazları ve telsiz patlatma saldırıları ile başlayan, ardından yönetim kadrosunu hedef alan, son olarak Genel Sekreter Hasan Nasrallah’ı öldüren İsrail saldırılarına karşı harekete geçmeyen İran, Hizbullah’ta büyük hayal kırıklığı yaratırken tepkiler de giderek yükseliyor. Arap medyasında “İran’ın Nasrallah’ı sattığı” sesleri yükselirken, saldırılar sonrası örgüt içi çatışmaların derinleştirdiği, bu durumun örgütü zayıf düşürüp bölünmeye sürükleyebileceği ileri sürülüyor. Suriye rejimi ise İsrail’in kapsamlı saldırısı ihtimaline karşı kontrolü altındaki bölgelerde faaliyet gösteren “Asker toplama bürolarını” kapatmak için harekete geçti. Hizbullah, İsrail’in kara harekâtına karşı Suriye’deki güçlerinin bir bölümünü Lübnan’a çekti.
İsrail’in Gazze harekâtı sonrası Hizbullah’a yönelik kapsamlı hava harekâtı başlatması ve kara harekâtı için gün sayması bölgede tansiyonu yükseltirken örgütün lider kadrosunun tamamına yakınını ortadan kaldırılmasına rağmen İran’ın harekete geçmede isteksiz olması “İran, Hizbullah’ı sattı” iddiasını gündeme getirdi. Dubai kaynaklı Al Arabiya haber sitesinin Axios haber sitesini kaynak göstererek yayınladığı haberinde, Hizbullah İran'dan, İsrail'e saldırmak için harekete geçmesini istedi. İran’ın bu talebi kabul etmemesi sonrası Nasrallah’a yönelik saldırı yapıldığı öne sürülen haberde, İranlı yetkililerin Hizbullah'taki mevkidaşlarına, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak üzere New York'ta olması nedeniyle İsrail'e saldırı düzenlemek için zamanın uygun olmadığı yönünde bilgi verdiği belirtildi.
Kınamadan ileriye gidilmedi
Haberde Nasrallah’ın ölümü sonrası dini lider Ali Hamaney'den ülkenin Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a kadar İran’dan yapılan açıklamaların kınamadan öteye gitmediği ifade edildi. 3 Ocak 2020'de Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin Irak’ta, Hamas lideri İsmail Haniye’nin 31 Temmuz’da Tahran’da öldürülmelerine de İran yönetiminin güçlü bir karşılık vermediği vurgulanan haberde, Nasrallah’ın yaşamını yitirdiği saldırıya da yanıt verilme ihtimali olmadığı kaydedildi.
İran’a “Sattın” ithamı
Nasrallah’ın İsrail saldırısında öldürülmesi İran, Irak, Suriye’nin de aralarında yer aldığı birçok Arap ülkesinde farklı iddiaları gündeme getirdi. Aralarında Şii din adamları da dahil birçok İslami çevrenin sosyal medya paylaşımında, Nasrallah’ın İran tarafından İsrail ve ABD’ye satıldığını ve ölümüne zemin hazırlandığı ileri sürüldü.
Örgüt içi çatışmalar derinleşiyor
Londra merkezli El Ereb gazetesi ise haberinde, Hizbullah’ın iç meselelerine ve yerel müttefikleriyle yaşadığı gerilimlere dikkat çekerek, İsrail saldırılarının yol açtığı kayıplar ve örgüt içindeki çatışmaların Hizbullah’ı zayıflatabileceği ve bölünmeye sürükleyebileceği vurgulandı. Hizbullah içindeki savaş stratejisi konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı aktarılan haberde, özellikle İran'ın desteğinde yaşanan gecikmeler ve saldırılara yeterince güçlü karşılık verilmemesinin de örgüt içerisinde tartışma konusu olduğu belirtildi.
Hizbullah, Suriye ve diğer ülkelerdeki askeri gücünü Lübnan’a çekiyor
İsrail’in hava saldırılarında etkili olması ve karadan bir harekât başlatması ihtimaline karşı Hizbullah, Lübnan'daki cephesini güçlendirmek için eğitimli silahlı güçlerini Suriye ve diğer ülkelerden çekmeye başladı. Birçok Arap ülkesinde faaliyet gösteren silahlı güçlerin bir kısmının Lübnan’a taşındığı ileri sürüldü.
Suriye’den şu ana kadar Lübnan’a dönen Hizbullah milisi sayısının 700'ü aştığı, İsrail’in dönüş sırasında olası saldırılarından korunmak için 10'arlı gruplar halinde minibüs ve sivil nakliye kamyonları ile taşındıkları bildirildi. Bölgedeki kaynaklar, Lübnan'a dönen Hizbullah savaşçılarının çoğunluğunun, milis safları içindeki elit güçler ve doğrudan çatışmalarda öncü güç olarak görev alan "Radwan Birimi"nden olduklarını belirtiyor. Lübnan’a çekilen Hizbullah savaşçıları arasında, Irak ve Yemen’de görev alan lider kadroları ve güdümlü füzeleri kullanma konusunda uzman olan kadroların bulunduğu aktarılıyor. Suriyeli kaynaklara göre, Suriye’den Lübnan’a geçen Hizbullah’ın boşalttığı bölgelere ise Iraklı Şii militanlar konuşlandırılmaya başlandı.
Suriye, İsrail’in restini gördü
İsrail’in zaman zaman hava saldırılarına maruz kalan Suriye rejiminin, olası kara savaşında Hizbullah’a destek veremeyeceğini, örgüt yönetimine gerekçeleri ile birlikte aktardığı öne sürüldü. Bir güvenlik kaynağının aktardığı bilgiye yer veren Suriye TV, Beşar Esad rejiminin, stratejik ortaklığa rağmen İsrail’le olası savaşa katılmayı veya Hizbullah'ı desteklemeyi reddettiğini, Hizbullah'ın herhangi bir Suriyeliyi İsrail'e karşı kendi saflarında savaşması için görevlendirmesine ise izin vermediğini ileri sürdü.
Hizbullah’ın asker toplama büroları kapatıldı
Suriye rejiminin, Hizbullah'ın Şam kırsalındaki Seyyida Zeyneb'in türbesi yakınında kısa süre önce açtığı asker toplama bürosu ile diğer bölgelerdeki asker toplama bürolarını ise kapattığı aktarıldı. Kapatmaya gerekçe olarak Hizbullah yönetimine verilen bilgide, “Suriye'nin güneyde yeni bir cephe açmasına izin verecek durumda olmadığı, özellikle de İsrail ile herhangi bir çatışmanın doğrudan Suriye sınırı olan Golan bölgesine uzanan bir gerilime yol açacağı korkusu” ifadeleri yer aldı.
Bir tarafta milli yas bir tarafta kutlama
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın İsrail’in hava saldırısında öldürülmesi, Ortadoğu ülkelerinde şaşkınlık, endişe, büyük moral çöküntüsü yaratırken, bazı yerlerde de sevinç gösterileri ile karşılandı. Nasrallah’ın ölümünün Hizbullah tarafından resmi olarak açıklanması sonrası Irak ve Suriye yönetimleri, üç günlük yas ilan etti. İki ülkede Şiiler, karalar giyerek matem tutarken, Şii nüfusu olmayan bazı bölgelerde sevinç gösterileri yaptı. Sevinç gösterileri yapan rejime muhalif Sünni gruplar, Nasrallah ve Hizbullah’ı, Esad rejiminin ömrünü uzatmak, halk ayaklanmasını bastırmak ve katliamlar yapmakla suçladı.
Deve kurban ettiler
İdlib ve Azez’in de içinde yer aldığı Kuzey ve Batı Suriye’de sokaklara çıkan binlerce kişi, kutlama amacıyla havaya silahlar sıktı, davul zurna eşliğinde halaylar çekti ve halka lokma dağıtıldı. Dera kentinde ise yerel Sünni gruplar, Nasrallah’ın ölümünü kutlamak için deve kesti.
“14 yıl sonra adalet geldi”
Nasrallah’ın ölümünü kutlayan Sünni grupların sosyal medya paylaşımlarından bazılarında şu ifadelere yer verildi:
-“Bugün tüm Suriye halkı adalet duygusuyla dolu bir şekilde kutlama yapıyor. Terörist Hasan Nasrallah, Esad rejimini destekleyen ve binlerce Suriyeliyi öldüren ilk kişilerden biriydi. Bugün, 14 yıl sonra adalet geldi. Ve şimdi yüksek sesle ilan ediyorum ki, evimi yıkan ve halkımı yerinden eden, cehennemde rahat uyu Hasan Nasrallah.
-Son derece mutluyum ve bu günün geleceğinden tamamen eminim. Uzun zamandır sabırlıydık ve şimdi kutlama zamanı. Çok acı çektik ve şimdi sevinmeliyiz. Suriyelilere Hasan Nasrallah'ın suçlarını sorun; onu iyi tanıyoruz.“
Orta Doğu'da yeni eşik; Lübnan'da binlerce çağrı cihazı ve telsiz patlatıldıABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlendi. İran destekli militan grubun kullandığı binlerce çağrı cihazı ve el telsizi patlatıldı. Saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu en az 37 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 500'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı'nın ilk gününden itibaren Hamas'ın yürüttüğü savaşa İsrail'in kuzey, Lübnan'ın güney sınırında destek veren Hizbullah için ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Grubun lideri Hasan Nasrallah da "Ağır bir darbe aldık. Direnişin tarihinde daha önce görülmemiş düzeyde bir darbeydi" ifadeleriyle saldırının boyutunu kabul etti. İlk saldırı çağrı cihazlarına Önce Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları, 17 Eylül'de saat 15.30 sularında eş zamanlı olarak patlatıldı. Saldırıdan birkaç ay önce, Nasrallah, militanlara ve özellikle de gerginliğin yüksek seviyede olduğu güney sınırında bulunanlara akıllı telefon kullanmayı bırakmaları çağrısında bulunmuştu. Hizbullah, bu uyarılar nedeniyle İsrail'in sızma tehditleri ortasında güvenli iletişimin bir yolu olarak çağrı cihazlarını tercih ediyordu. Lübnan'ın çeşitli yerlerinde ve Suriye'de binlerce çağrı cihazının patlatılmasıyla 12 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı. Yaralananlar arasında İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani de bulunuyordu.
|