T24 Haber Merkezi
Gezi davası kapsamında tutuklu bulunan ve Anayasa Mahkemesi'nin "yok hükmünde" dediği kararla milletvekilliği düşürülen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, muhalefetin verdiği TBMM'de genel görüşme talebinin reddedilmesi sonrası yaptığı açıklamada "Can Atalay konusu tamamen kapanmıştır" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi. “Can Atalay olayı kapandı mı, yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı?" diye soran Atalay, "Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. 'Olay' zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefetin Can Atalay ile ilgili verdiği Meclis'te genel görüşme talebinin oy çokluğu ile reddedilmesine ilişkin, "Can Atalay konusu tamamıyla kapanmıştır" demişti. Bahçeli, AKP'li Alpay Özalan'ın TİP Milletvekili Ahmet Şık'a yönelik saldırısıyla hatırlanan Genel Kurul toplantısı hakkında, "Cumhur İttifakı’nın kurucularından AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi olmadan da gereğini yapmış, takdire şayan bir duruşla haksızlığa, hukuksuzluğa ve eşkıyalığa müsaade etmemiştir. Küçük ortak nerede diyenler ağızlarının payını almış, biz olmadan da milletimizin beklentisine müzahir bir karar alınmıştır. Bunun yanı sıra dünkü oylama Türkiye’nin birinci partisi olarak AK Parti’yi tekraren işaret ve teyit etmiştir" ifadelerini kullanmıştı.
Gezi davası kapsamında cezaevinde tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Bahçeli'nin sözlerine yanıt verdi ve CHP'nin Meclis'i yeniden olağanüstü toplantıya çağırmasının bir fırsat olduğunu belirtti. Atalay, "Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez" dedi.
Can Atalay, sosyal medya hesabından paylaşılan açıklamasında şunları kaydetti:
"Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum.
Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli.
Mevcut duruma bir bakalım: “Can Atalay Olayı kapandı mı?” yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı?
Bitirilmek için aylardır uğraşılan “Olay” her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor.
Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyorlar. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay Olayı’nı kat ve kat aşmış bir hal alıyor. “Bitti” denilenin, bitmesi için her türlü usul, erkan, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olay’ın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.
Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. “Olay” zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.
Anayasa Mahkemesi Kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir.
“Can Atalay Olayı”nda, Anayasa hukuk mu geçerli olacak keyfilik mi baskın gelecek mücadelesinin odaklandığı bilinciyle davranan, yeniden toplantı çağrısı için çaba gösteren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, başarılar diliyorum."
TBMM tarihinde bir ilk; Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü!TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edildiğine ilişkin karar TBMM Genel Kurulu’nda 30 Ocak'ta okundu. Meclis'te bir ilk yaşandı ve Anayasa Mahkemesi’nin iki kez bu konuda hak ihlali kararı vermiş olmasına rağmen Genel Kurul'da Yargıtay yazısı okunarak Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü. Genel Kurulu yöneten TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'a, kararı okuduğu sırada anayasa kitapçığı fırlatıldı.
Kararın okunmasının hemen ardından TBMM internet sitesinde yer alan, "Milletvekilliği Sona Erenler" sayfasına Can Atalay da eklendi.
Can Atalay'dan ilk açıklamaVekilliğinin düşürülmesi kararının ardından Atalay'dan ilk açıklama geldi. Atalay, Seçilmiş Hatay Milletvekili sıfatıyla yayınladığı açıklamada, "Anayasa’nın açık; hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini 'düşürdüler.' Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak. Hep beraber göreceğiz" dedi. AYM: "Yok hükmünde"Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos gece ayrısı Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit etti. Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Atalay’la ilgili kararının hukuki değerden yoksun olduğuna ve bu kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmüş sayılamayacağına karar verdi. Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi işleminin iptali ile Yargıtay yazısının TBMM’de okunması işleminin iptali başvurularını birleştirerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, Can Atalay’ın "milletvekilliğinin yok hükmünde sayılması" talebinin karara bağlanmasına yer olmadığına hükmetti. Karar, eski AYM Başkanı Zühtü Arslan ve eski üye Muhammed Emin Kuz'un da yer aldığı 4'e karşı 10 üyenin oyuyla oyçokluğuyla alındı. Milletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit eden Yüksek Mahkeme, “Öncelikle belirtmek gerekir ki TBMM Genel Kurulu’nun 30 Ocak’taki birleşiminde okunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı bir mahkûmiyet kararı değil, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararının daire tarafından değerlendirilmesi için dosyanın anılan daireye gönderilmesine ilişkin karardır…" değerlendirmesinde bulundu. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI
|