T24 Dış Haberler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kendisine tanınan cezasızlıktan da cesaret alarak, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum İsrail üzerinde gerçek bir baskı uygulayana kadar soykırım eylemlerini sürdüreceğini belirtti.
Fidan, New York'ta Filistin konulu BM Güvenlik Konseyi Toplantısı'nda hitap etti.
Bugün çok keskin bir dönüm noktasında olduklarını kaydeden Fidan, izleyecekleri yolun, istedikleri dünyayı ve ulusların etkileşim biçimini belirleyeceğini söyledi.
Bakan Fidan, "Çok değer verdiğimiz kurallara dayalı düzenimiz darmadağın olmuş durumda. Bu erozyon her geçen gün geri döndürülemez bir hal alıyor." ifadelerini kullandı.
"Gazze'deki bu barbarca savaşı Batı Şeria, Lübnan ve ötesine yayılmadan önce durdurmak için aklıselim galip gelebilirdi." diyen Fidan, bazı uluslararası aktörlerin kasıtlı olarak hareketsiz kalmaya karar vermeleri ve sonuç alıcı adımlar atmak için hiçbir refleks göstermemelerinin "çok şaşırtıcı" olduğunu vurguladı.
Fidan, "Yapmamız gereken şey çok açık. BM Güvenlik Konseyi'nin itiraz esaslarını belirleyen bir kararı var. Acil ve kalıcı bir ateşkes sağlanmalı. Rehine ve mahkum takası gerçekleşmeli. İsrail, Gazze'den çekilmelidir. Hayatta kalmak için ciddi ihtiyaç içinde olan Filistinlilere insani yardım engelsiz bir şekilde ulaştırılmalı." diye konuştu.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun böyle bir anlaşmanın gerçekleşmesini sürekli olarak engellediğinin farkında olduklarını belirten Fidan, "(Netanyahu) Kendisine tanınan cezasızlıktan da cesaret alarak, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplum İsrail'e durması için gerçek bir baskı uygulayana kadar soykırım eylemlerine devam edecek." dedi. (AA)
Fidan, Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki birincil sorumluluğunun altını çizerek, "Ne yazık ki Konsey şu ana kadar aldığı kararları İsrail'in uygulamasını sağlamakta başarısız olmuştur. Silah ambargosu yok, zorlayıcı tedbirler yok." ifadelerini kullandı.
"İsrail'in sınır tanımayan saldırganlığı ve Lübnan'ın hedefte olması" nedeniyle şu anda tehlikeli bir yöne doğru gittiklerini aktaran Fidan, uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun tüm önlemlerinin bir kenara itildiğini, gözlerinin bağlandığını belirtti.
"Gelin hep birlikte adil ve kalıcı bir barış için çalışalım"
Fidan, yoğun bombardımanın, sivil ve askeri hedef ayrımı yapılmaksızın hız kesmeden devam ettiğini belirterek Güvenlik Konseyi'ni, asli görevini yerine getirmeye, herkesi bu savaşı ve İsrail saldırganlığını durdurmaya çağırdı.
İsrail'in güvenliğini yalnızca barışın sağlayabileceğini ve barışın da ancak iki devletli çözümle geleceğini vurgulayan Fidan, "Netanyahu ve onun köktendinci ortaklarının siyasi veya bireysel çıkarları bölgesel istikrarı ve uluslararası düzeni tehlikeye atmamalıdır." dedi.
Bakan Fidan, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayalı bağımsız ve egemen bir Filistin devletiyle iki devletli çözümün önünü açma çağrısı yaparak, konuşmasını "Gelin hep birlikte adil ve kalıcı bir barış için çalışalım. Güvenlik Konseyi'ne çağrımız budur." ifadeleriyle sonlandırdı. (AA)
Orta Doğu'da yeni eşik; Lübnan'da binlerce çağrı cihazı ve telsiz patlatıldıABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlendi. İran destekli militan grubun kullandığı binlerce çağrı cihazı ve el telsizi patlatıldı. Saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu en az 37 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 500'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı'nın ilk gününden itibaren Hamas'ın yürüttüğü savaşa İsrail'in kuzey, Lübnan'ın güney sınırında destek veren Hizbullah için ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Grubun lideri Hasan Nasrallah da "Ağır bir darbe aldık. Direnişin tarihinde daha önce görülmemiş düzeyde bir darbeydi" ifadeleriyle saldırının boyutunu kabul etti. İlk saldırı çağrı cihazlarına Önce Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları, 17 Eylül'de saat 15.30 sularında eş zamanlı olarak patlatıldı. Saldırıdan birkaç ay önce, Nasrallah, militanlara ve özellikle de gerginliğin yüksek seviyede olduğu güney sınırında bulunanlara akıllı telefon kullanmayı bırakmaları çağrısında bulunmuştu. Hizbullah, bu uyarılar nedeniyle İsrail'in sızma tehditleri ortasında güvenli iletişimin bir yolu olarak çağrı cihazlarını tercih ediyordu. Lübnan'ın çeşitli yerlerinde ve Suriye'de binlerce çağrı cihazının patlatılmasıyla 12 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı. Yaralananlar arasında İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani de bulunuyordu.
|