Kitaba ve yayıncılığa emek verenler, 8 Ekim’de bir arada

Edebiyata ve kitaba emek veren tüm paydaşlar, bu yıl altıncısı düzenlenen Zeynep Cemali Edebiyat Günü'nde yayıncılığımızın meselelerini konuşmak üzere bir araya gelecek

29 Eylül 2016 14:00

Yazarlardan editörlere, illüstratörlerden çevirmenlere, akademisyenlerden kütüphanecilere, dağıtımcılar ve kitapçılardan resmî ve sivil toplum kuruluşlarına kadar edebiyata ve kitaba emek veren tüm paydaşlar altı yıldır olduğu gibi yine Haliç’te bir araya gelecek.

Kitabı, edebiyatı okurla buluşturma sorumluluğu ve sevdası taşıyanlar, küçük dost meclislerine, sigara ve kahve molalarına konu olan, yayın kurullarında sık sık masaya yatırılan, “mesele” hâline gelen başlıkları bu konferansta konuşacaklar. Hem iş işleyişi hem de yayıncılık sektörünün muteber yalnız yapısı gereği birçok kurumda ne yazık ki “iç mesele” olarak kalan, zaman zaman edebiyat dergi ve bloglarında üzerine yazılar kaleme alınan, akademide hâlâ başlık olamayan ve salt örnek çerçevesinde işlenen konular. Yıllık yayıncılık konferansında, 6. Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nde, bir gün boyunca bu konular paylaşılacak.

Günışığı Kitaplığı’nın altıncı kez düzenleyeceği, geçtiğimiz yıllarda yoğun bir katılıma sahne olan konferans için online kayıt yaptırmak gerekiyor, hem programa hem de önceki yıllara göz atmak için: http://gunisigikitapligi.com/projeler/zeynep-cemali-edebiyat-gunu/

Gülsüm Cengiz, Sema Kaygusuz ve Mario Levi yazarlık duygularını dile getirmekle kalmayacak, edebiyatta üretmenin, yazmanın dünyayı nasıl döndürdüğünü anlatacaklar. Gülsüm Cengiz’in yayıncılığımıza ve edebiyat alanına 30 yılı aşkın süredir verdiği emek; Sema Kaygusuz’un incelikli diliyle ve çarpıcı cümleleriyle derin dehlizler açtığı, ödüllerle taçlanan kitaplarının ardından yayıncılık konferansında konuşacak olması; insana ait en temel duyguları ve elbette İstanbul’u sözcüklerle resmeden Mario Levi’yi kapanış konuşmacısı olarak dinlemek bu cumartesi gününü özel kılanlardan.

Yayıncılığımızın meseleleri

Peki, yayıncılığımızın, konferansın altıncı yılına konu olan “meseleleri” neler?

Yayıncı ve şair Metin Celâl Zeynioğlu, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı kimliğiyle yayınevlerinin 2016 gündemini ele alacak. Yayıncının devletle arasındaki konuları, uluslararası işbirliklerini, geçtiğimiz yılda ortaya çıkan kitap istatistiklerini ve daha pek çok sıcak konuyu uzman bir isimden dinleyeceğiz.

Geldik günün en ses getirecek oturumlarından birine. Ses getirecek diyorum, çünkü okurundan yazarına, editöründen çevirmenine kadar hep akılda olan, “bazı bazı” dile getirilen, ama konuşulma ihtiyacı hissedilmeyen bir konu. Konuşulmadıkça edebiyatımıza “sinen” bir konu: “Neden yayımla(ya)mıyoruz?” Neyi mi? Yazınsal türleri. Edebiyat düşüncesini ortaya çıkaran pek çok yazınsal tür, çeşitli gerekçelerle yayımlan(a)mıyor. Nedenler, bu durumu ortaya çıkaran ve bundan etkilenen koşullar, okurun ne istediği ve “her şeye rağmen” her şeyi yayımlayabilenler… Bir kitapçı dükkânında dolaşırken dahi aklınıza düşmüyor mu on rafa roman, iki rafa öykü, bir rafa şiir düşmesi? Ve raflarda hiç göremediğimiz ya da bir rafa sıkıştırılmış türler...

Panelin konuşmacıları da en az konu kadar önemli. Çeşitli yayınevlerinde Sait Faik’ten Sabahattin Ali’ye, Melih Cevdet’ten Kemal Tahir’e daha birçok yazarın editörlüğünü üstlenen, edebiyat yayıncılığına hem akademide hem meslek örgütlerinde emek veren bir isim Sevengül Sönmez. Kurucu genel yayın yönetmenliğini yürüttüğü Sel Yayınları’nda çeşitli yazınsal türleri yayımlama kararlılığı, titizliği ve deneyimiyle usta bir yayıncı İrfan Sancı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Satış ve Pazarlama Müdürü, Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Özgür Kalyoncu Akın da sektörün yayımla(ya)mama haline farklı bir bakış kazandıracak olan, uzun yıllardır yayınevlerinde yöneticilik yapan bir isim.

Edebiyat eleştirisinin hali pürmelali

Başlık her şeyi anlatsa da yıllardır bir türlü anlaşamadığımız ve birbirimize anlatamadığımız bir konu olsa gerek. Ben bir kitap okudum. Yetmedi, üzerine yazmak istedim. O da yetmedi, bu yazıyı bir kitap ekine, dergiye ya da edebiyat temalı bir internet mecrasına gönderdim. Olmadı, yayınlamadılar ya da oldu, yayınladılar. Bir dakika, ben kimim ki kitap üzerine söz söyledim. Nasıl bir okurum? Nasıl bir eleştirmenim? Eleştirmen miyim? Eleştirir miyim? Eleştirirken öldürmüş müyüm?

Notos Yayın Yönetmeni, eleştirmen, yazar Semih Gümüş ile Remzi Kitap Gazetesi Yayın Yönetmeni yazar Irmak Zileli, edebiyat eleştirisinin olanaklarını ve bugün geldiği noktayı tartışacaklar. Geleceğin eleştirisi ve eleştirinin nefes alabildiği mecraları, bu mecraların ne oranda nefes alabildikleri de söyleşinin öne çıkan konularından olacak.

Yayınevlerinin dijitalde geleceğe dönüşü

Geleceğe Dönüş üçlemesinin son filminde, 2015’e gelmişti Marty McFly. Uçan kaykaylar ve arabalar olmadı, ama sözcüklerin anlatmakta zorluk çektiği başka pek çok şey oldu. Bu yazının yayımlandığı mecranın ortaya çıkışı bile bu pek çok şeyden biri. Türkiye’de yeni medyaya ve getirdiklerine çokça kafa yoran, bu alanda üreten isimlerden biri Yiğit Kalafatoğlu. Deneyimli sosyal medya uzmanı ve iletişim stratejisti, yayınevlerini bekleyen dijital geleceği ve gelecekte dijitalin yayıncıya nasıl hizmet edeceğini anlatacak.

Kahve molasında ve öğle yemeğinde aynı işi yapanlar, aynı işin farklı uçlarından tutanlar bir arada olacak, yeni bir yayıncılık yılına “merhaba” diyecekler. Gün sonunda ise, Günışığı Kitaplığı’nın 2016 yılında “adalet” temasıyla yazılan öykülerini karşıladığı, dereceye giren genç öykücüleri Zeynep Cemali Öykü Yarışması Ödül Töreni’nde alkışlayacağız.

Öykücülüğünün yanı sıra, yayıncılığa verdiği editör ve çevirmenlik emeği de unutulmaz olan Tomris Uyar Gündökümü-Bir Uyumsuzun Notları I adlı kitabında şöyle alıntılıyor Anais Nin’i:

“Bir günde evrenler düşünürüz. Önemli olan şimdi’dir, şimdiye bakışınız, şimdi nerede olduğunuz, bugün neler hissettiğiniz, en baskın duygunuz. Ben bu noktadan yola çıkarım, o yüzden güncelerimde her şeyi bulamazsınız.”

8 Ekim’de, şimdi yaptığımız işleri, ürettiğimiz şimdi’yi, bir arada yayımladığımız kitapları konuşacağız. Elbette bu alana emek veren ustaları, bu alandaki emeği ve gayreti baskıya, zulme, hatta canına mâlolan onlarca ismi unutmadan… Edebiyatı ve kitapları üretenlerin buluşabileceği, bir arada açıkça dertleşebileceği başka bir “alan” olmadığını hatırlatarak, 8 Ekim için kaydınızı hemen yaptırmanızı öneririm.