Julia Child'dan Tasty'ye yemek yayıncılığının dönüşümü

Julia Child'la başlayan yemek programcılığı artık Tasty videolarıyla yeni bir evrede. 50 yıldan uzun süredir hâkim olan geleneksel yemek programcılığını milenyum kuşağının alışkanlıkları değiştirdi

"Gözlerinizi kapatarak arkanıza yaslanıp “Eveeettt” diye fısıldatacak yiyecekler. Atıştırmalık videolar ve denemek isteyeceğiniz tarifler."

İki yıldan bu yana yayınını sürdüren yeni nesil yemek yayıncısı Tasty, Youtube sayfasında kendisini bu iki cümleyle tanımlıyor. Tasty, ortalama 90 saniyelik uzunlukları, hızlı kurgusu, yemek tarifi anlayışı ve her videonun sonundaki "Oh, yes, Tasty" efektiyle kısa zamanda neredeyse internet dünyasının tümünün yemek videosu anlayışını değiştirdi. Julia Child'dan bu yana yemek programcılığının standartlarını adım adım oluşturan ABD'li yayıncılar şimdi de yeni nesil video anlayışıyla milenyum kuşağına sesleniyor. Böylece bir gösteri aracı olarak yemek programcılığı da çevrimiçi yayıncılığın hızlı dönüştürücü gücünden nasibini almış oldu.

Yemek yayıncılığı popülerleşiyor

Julia Child, Amerikan Gizli Servisi'nde çalışan eşinin Marshall Planı çerçevesinde 1948 yılında Paris'e atanmasına kadar yemekle arası olmayan biriydi. Ancak Paris'e yerleşir yerleşmez bir Parisli gibi alışveriş yapmaya ve Fransız yemekleri yapmaya başladı. Kendini geliştirmek için bir mutfak okuluna gitti, ancak bu okul sadece ev hanımlarına hitap ediyordu. Kısa süre sonra sadece erkek şef adaylarının yazıldığı daha iyi bir okula yazıldı. Ve ABD'nin yemek yapma anlayışını değiştiren Mastering the Art of French Cooking kitabının temellerini de burada atmış oldu.

1961 yılında ilk baskısı yapılan kitabı Child, Simone Beck ve Louisette Bertholle'le birlikte yazmıştı. O zamanın standartlarına göre ağır dili nedeniyle büyük yayınevlerinin basmayı kabul etmediği kitap görece küçük bir yayıncı tarafından elden geçirilip basıldığında çok satanlar listesine girdi. Ve Child da kitabın öne çıkan figürü oldu, 1963 yılında ABD'nin ilk yemek programı olan The French Chef’in yaratıcısı ve sunucusu olarak televizyon ekranlarında yer almaya başladı. Esprili dili, ev hanımıyla televizyon figürü arasındaki çizgide gidip gelen tavırları ve programının sonunda söylediği “Bon appétit”lerle ABD'nin en güçlü televizyon figürlerinden birine dönüştü.

Child, o döneme kadar ABD'ye hâkim olan hazır yemek kültürünün değişebileceğini, yemeğin bir sanat gibi icra edilebileceğini göstermiş oldu. Ancak bir yandan da tabi ki Child "ev hanımı" tanımına da yeni görevler yüklemiş oldu. ABD'li ev hanımlarının görevlerinin arasına artık daha iyi yemek yapmak, Fransız mutfağının onlarca sosunu bilmek ve tuhaf mutfak eşyalarıyla boğuşmak da eklenmiş oldu.

Julia ChildMastering the Art of French Cooking bugünkü yayıncılık anlayışı açısından baktığımızda bir yemek kitabından çok bir mutfak kültürü kitabı. Mutfak ekipmanlarından ham gıdaların nasıl seçilip satın alınacağına, kesme şekillerinden pişirme tekniklerine kadar her şeyin açıklandığı bir Fransız mutfak kültürü sözlüğü. Kitap içinde yer alan kesme, doğrama çizimlerinde gördüğümüz kibar eller neredeyse bir âdab-ı muaşeret kitabını andırıyor.

Ancak tabii ki Child'ın televizyon görünürlüğü bundan daha farklı bir dilde oluşturuldu. Sığır burginyon yapmak için devasa bıçaklarla etleri doğrayan Child'ın ekran enerjisi ABD'li kadın izleyicinin kendini rahatlıkla yerine koyabileceği bir figüre dönüştü. (ABD'de yükselen feminizm o zaman televizyon ekranlarına halen uğramamıştı.) Yemek malzemelerinin tanıtımından mutfak ekipmanlarının kullanımının öğretilmesine, pişirme süresinin program süresine eklenmesinden gerçek bir mutfakta çekimlerin yapılmasına kadar Child'ın oluşturduğu program stili sonraki yemek programlarının çoğunun altyapısını oluşturdu.

Child, My Life in France kitabında "Fransız yemeklerine aşık oldum. Tadına, sürecine, tarihine, sonsuz varyasyonlarına, sıkı disiplinine, yaratıcılığına, harika insanlarına, ekipmanına ve ritüellerine" der. Child'ın gizli görevlerinden birinin de II. Dünya Savaşı sonrasında bozulan ABD-Fransa ilişkilerine ara buluculuk yapmak olduğu zaten uzun süredir dile getirilen bir mesele. Ancak Child'ın "aşkının" bunun dışına taştığı da tüm yaptıklarından görülür. Yemek programcılığının temellerini atan Child bugüne kadar birçok kişiye ilham verdi. Martha Stewart'a kadar gelen gelenek bozulmadı. Ancak son 2 yılda yemek programcılığı büyük bir değişime uğradı. Bunu sağlayan da internet yayıncılığına her alanda damga vuran Buzzfeed ürünü olan Tasty oldu.

Hızlı ve seksi

2015 yılı Ekim ayında yayın hayatına başlayan Tasty iki yıl gibi kısa bir sürede modern yayıncılık anlayışının oluşturduğu yemek tarifi algısını baştan aşağı değiştirdi. Stilistik üstten çekimlerle ve hızlı kurguyla 90 saniyeden kısa videolardaki tarifler bir anda yayıncılık alanına hükmetmeye ve taklitlerini yaratmaya başladı. 2016 yılı Ocak ayında açılan Youtube hesabına baktığımızda kanalın bugün 5,5 milyon abonesi var ve toplam görüntülenme sayısı 1 trilyona yakın. Ancak tabii ki Tasty'nin sınırı Youtube hesabıyla sınırlı değil. Farklı sosyal medya platformlarına gömülü olarak paylaşılan videolarla bu sayılar birkaç kez katlanabilir. Bazı videolar tek başına 10 milyon görüntülemeyi geçmiş durumda.

Tasty geleneksel video anlayışına karşıt olarak yemek videolarını anonim kimlik ve hız üzerinden kurguladı. Geleneksel videolarda şefi görürüz ve onun adımlarıyla birlikte yemeği pişiririz. Şefin tarzı, sesi, yemek yapma şekli ve aurası tarifi de değiştiren etmendir. Tasty videolarındaki temel faktörse basit malzemeler ve pişirme taktikleriyle söz konusu yemeği herkesin yapabileceğine dair oluşturulan algı. Tasty video yapımcılarına dair "full-stack" yapım modeli uyguladığını vurguluyor. Her yapımcı videosunun tarifi oluşturmaktan çekime ve kurgusuna kadar tüm aşamalarından sorumlu. Yani tarifi oluşturan bir şeften çok, videoyu oluşturan kişi asıl sorumlu.

Tasty'nin stratejisinin en büyük parçası tabii ki videolarının seksi olması. Ancak bu kalıplaşmış cinsel objelerin ya da "güzel kadınların ve erkeklerin" başrolde olduğu bir seksilik değil. Tam tersi bir noktadan yemeğin kendisinin bir cinsel objeye dönüşmesi. Eriyen peynirler, kreplerin üzerinden akan çikolata sosları, fırında pişerken şekil değişen yiyecekler, yağda kızaran hamurlar ya da belki en basit yemeklerden sayılan Mac&Cheese yaparken bile iştah kabartan görüntüler. Tasty'nin en büyük kozu belki de diğer her şeyi aradan çıkarıp gıdanın kendisini bir gösteri nesnesine dönüştürmesi. "Gözlerinizi kapatarak arkanıza yaslanıp “Eveeettt” diye fısıldatacak yiyecekler. Atıştırmalık videolar ve denemek isteyeceğiniz tarifler" diyerek kendini tanımlayan Tasty en başından anlayışını açık etmiş durumda.

Tasty videolarının bir diğer özelliği de farklı ülkeler için kendi mutfak kültürlerine yönelik yaptıkları videolarda malzemeler ve içerik değişse de Tasty video stratejisinin aynı şekilde sürdürülmesi. Almanya, Fransa, Britanya ve Japonya yayınlarının kendilerine has mutfak kültürü olsa da hepsi Tasty standartlarına dönüştürülebilir. Tasty'nin bir parçası olmasa da Tasty'i örnek alan Türkiye kökenli bir girişim olan Yemek.com'da da yapılması zor sayılan, geleneksel Anadolu yemeklerinin bile aynı kurguyla işlendiğini görebiliyoruz. Tasty'nin video stratejisi sadece yemek videolarını değil, tüm internet video içeriğini de dönüşüme uğrattı. BBC'nin haber videolarından eğlenceli içeriklere kadar birçok video Tasty kurgusunu örnek almaya başladı.

Tasty videoları Julia Child tarzı geleneksel yemek programcılığına rakip olarak çıkmadı, tam tersine geleneksel programcılığın ulaşamadığı kitleye yönelik kurgulandı. Ancak yeni nesil yayıncılık hâlihazırda hedeflediği milenyum kuşağını olduğu kadar, geleneksel video izleyicisini de ele geçirdi. Nasıl Tasty'nin hedef kitlesi olan gençler yemek yapmak için hızlı hareket etmek istiyorsa, geleneksel izleyici de aynı refleksleri oluşturmaya başladı.

Tasty de artık önceki emsalleri gibi reklamların yanında kendi ürünlerini piyasaya sunuyor. Mutfak aletleri, yemek kitaplarıyla sadece bir yayın değil, 360 derece mutfağı çevreleyen bir yaşam tarzı sunuyor. Disney'in yaptığı gibi önce bir yayın sunup sonrasında da satılacak ürünleri piyasaya sürerek büyümenin eşiğinde. Ve bunu çevrimiçi alanda yapan ilk yayıncı.

Julia Child'la başlayan yemek programcılığı artık bambaşka bir çehrede. Yarım saat boyunca şefle beraber yapılan yemekler ve uzun sohbetlerden 90 saniyelik videolara kadar inildi. Değişmeyen şeyse bir ürün olarak yemek programcılığına olan ilgi.