Dahr Jamail'in kitabı bir yandan bireysel bir macera romanı, öbür yandan da dört başı mamur bir bilimsel rapor olarak heyecanla okunabiliyor. Hem de gerçekten bir solukta. Keşke çevrilse...
06 Şubat 2020 16:30
Bizim de Irak işgali günlerinden tanıdığımız ünlü gazeteci, gözüpek savaş muhabiri Dahr Jamail, 10 yılı aşkın süre –Türkiye de dahil– Ortadoğu’da zorlu ve tehlikeli görevleri yerine getirip bir sürü ödül aldıktan sonra, büyük tutkusu dağcılığa devam etmek üzere ülkesine döndü. Ne var ki, bir zamanlar tırmandığı zirvelerde buzların yerinde yeller estiğini, aralarında dolandığı sıradağların iklim yıkımından tarumar olduğunu gördü. Onun üzerine yeni bir savaşa girdi: İnsanlığın ve birçok canlı türünün sonunu getirebilecek olan, yeryüzünün en büyük tehdidini oluşturan iklim değişikliğine karşı büyük bir mücadeleye girişti. Gezileriyle, yazılarıyla.
Kendi ülkesinin ve bölgesinin en yüksek tepesi Denali’ye defalarca çıktı –bir keresinde ölümün eşiğinden kelimenin gerçek anlamında birkaç santimetrelik buz çıkıntısıyla kurtuldu. Alaska dağlarından denizlerin dibine daldı, Avustralya’nın artık ağarıp ölüm döşeğinde yatmakta olan Mercan Resiflerine baktı. Kuzey kutbunun hızla eriyen buz örtüsünde yok olmanın eşiğine gelen Aleut ahalisi arasında dolanıp, onların dil, kültür, gelenek ve doğalarının tükenişine tanıklık etti.
Sonra oradan güneye, dünyanın akciğerleri olan Amazon yağmur ormanlarında yaşayan canlıların arasına daldı. Derken Florida’da hızla sular altında kalmakta ve kalacak olan sulak alanların ve dünyanın en zenginlerinin tatillerini yaptığı ve emekliliklerini geçirdiği yerlerin Atlantis gibi nasıl sular altında bir belde olacağını, oradaki emlak piyasasının ve sigortacılık mesleğinin nasıl hızla çökebileceğini, 1 trilyon dolarlık emlak balonunun nasıl bir anda patlayabileceğini “cool” bir iktisatçı gözüyle inceledi.
Ağaçların, sulak alanların, bataklıkların, tarım arazilerinin, dağların, bayırların, buzların, denizlerin, nehirlerin, şehirlerin, göllerin, çöllerin, termohalin dolaşımının, kısacası yeryüzünün tüm yaşama alanlarının tam bir turunu yaparken hayatın bulanık geleceğine berrak bir ayna tutmaya çalıştı. Dünya turunu gene kendi memleketi Alaska’daki bilge yerliler arasında tamamladı. İklim yıkımı inkârına imkân tanımayan bir devrialem bu.
Dahr Jamail’in en büyük özelliklerinden biri, doğa’nın kendisine birebir “tanıklık yapar, “iklim yıkımının güzergâhında anlam arayışını” sürdürürken; aynı zamanda yaklaşan felaketin gözlemcisi olan üst düzey bilim insanlarının büyük çoğunluğu ile birebir görüşmeler yapmasını da becermesi. Kitabı, bu yüzden bir yandan bireysel bir macera romanı, öbür yandan da dört başı mamur bir bilimsel rapor olarak heyecanla okunabiliyor. Hem de gerçekten bir solukta.
“Buzun Sonu”, tek bir küçük kızın tek başına protestosu ile başlayan ve 7 ay içinde yeryüzünün gördüğü en büyük gençlik iklim hareketine dönüşen “devrimci dönüşüm”ün yaşandığı şu günlerin tam ortasına “bomba” gibi düşen bir yapıt. Yalnızca ne olup bittiğini anlatmakla kalmayan, bu dehşetengiz gerçeklikle nasıl baş edilebileceği üzerine düşünen ve duyan sıradan bir dünya vatandaşının müthiş kitabı. Her eve lazım!
ÜSTTEKİ RESİM:
Selim Birsel, Altın Gökyüzü I, 2019,
kâğıt üzerine mürekkep
7,5x43 cm, 16,5x52 cm