Sevgili sayılar

İnsan, diyorum, bir sayı mıdır? Hiç şüphesiz sayıdır, diye cevap veriyor politikacılar: Sağdan sayalım, soldan sayalım. Ben bire kadar sayabiliyorum, diyor çarpık gülüşlü zorba. Bir!

İnsan bir sayı mıdır? Elbette, diye atılıyor bayrakları ve silahları icat edenler, insan bir sayıdır. Aritmetiğe tabidir, toplanıp çıkarılabilir. Toplamak için bayrak, çıkarmak için silah.

İnsan, diyorum, bir sayı mıdır? Hiç şüphesiz sayıdır, diye cevap veriyor politikacılar: Sağdan sayalım, soldan sayalım.

Ben bire kadar sayabiliyorum, diyor çarpık gülüşlü zorba. Bir! Biliyorsunuz, biz zorbalar hiç durmadan sayılardan söz etsek de aslında ancak bire kadar sayarız.

İrrasyonel sayıyım ben, diye bağırıyor şair, lafı dolandırmadan. Müzisyen, karmaşık bir sayı olduğunu söylüyor. Aşkın bir sayıyım ben, diyor ressam, bölün bakalım bölebilirseniz bir çemberin çevre uzunluğunu çap uzunluğuna.

Evet, pi bir sayıdır ama insan bir sayı mıdır?

İnsan bir sayıysa, diyor bilim insanları, onu başka sayılar ile birlikte düşünmek gerek: Evrende bizimki gibi bir yaşam olasılığı olan gezegenlerin sayısı, insan dışında dünyada bulunan canlıların sayısı, bugüne dek bu dünyada yaşamış ve ölmüş insanların sayısı…

Ölüm mü, diye soruyor inşaattan düşen işçi, yaşam mı? Biliyorum ben: Ölünce sıfırız biz ama yaşarken de en yakın sayıydık zaten sıfıra.

Ölülerin sıfır olmasını mantığa uygun buluyor ekonomistler. İnsanları bu dünyada değil öteki dünyada sayalım, diyor din adamları. Yüzler, onlar, birler derken basamakları hızla iniyor kelimeler ve anlamları.

Tamam da, insan bir sayı mıdır? Sayı mıdır? Öyleyse, kahkahaları ve gözyaşlarını atlamadan kaça kadar sayarsak ulaşırız insana, kaç kez toplayıp çıkardıktan sonra?

Fotoğraf: Çağdaş Erdoğan