“Buradayız ama bize daha çok var”

Popüler olmanın işlevselliğinin farkındaydı hep Murathan Mungan. Fakat onun popülist tuzaklara düştüğünü hiç görmedik. Tüm kariyeri boyunca politik tavrını netlik ve açıklıkla ortaya koymaktan geri durmadı.

11 Şubat 2020 11:18

Aklımın gücendiği çağ
Ben sana böyle mi geldim?

Ne diyordu Ahmet Hâşim: “musiki ile söz arasında, sözden ziyade musikiye yakın mutavassıt bir lisan.”

Ve ne diyordu Orhan Veli buna karşı: “Şiir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır. Yani tamamiyle mânadan ibarettir.”[1]

Türkçe şiirde bugün hâlâ bu iki kutup gibi görünen ama bugünün mesafesinden bakınca omuz omuza bir şiir etiği mücadelesinin dayanışmasını, saf tutmasını işaret eden iki cümle arasında salınıp durduğumuz söylenebilir.

Yine de hikâye böyle devam etmez ve bu iki anlayış iki kutbu sembolize eder hale gelir. İşte bu iki kutup arasında Türkçe şiirin kanonik yapısının oluştuğunu söyleyebiliriz. (Kanonu olan bir edebiyattan değil, kanonik yapısı henüz oluşmakta olan bir edebiyattan bahsettiğimizin bu vesileyle bir kere daha altını çizerek söze devam edeyim. Zira, henüz yüz yaşına gelmemiş bir edebiyatın kanonundan bahsedemeyiz.) Murathan Mungan, bu kesişimin en şık karşılıklarından biridir Türkçe edebiyat içerisinde.

Daha ilk kitaplarından itibaren, kendine has bir “edâ”ya sahipti Murathan Mungan’ın kalemi. Üslup denilen etkiler prizması onda çok erken yıllarda belirginleşmişti. Gençlik dönemi ürünlerinde de bugünkü ürünlerinde de cümle kurulumuyla, kelime seçimiyle, konumunu daima bir jestle koruyuşuyla, tavrı olan şairlerden biri her zaman.

Gençlik verimleriyle geniş okur kitlelerinin dikkatini, ilgisini ve beğenisini kazanan Murathan Mungan’ın zannediyorum ilk star-yazarlarımızdan olduğunu söyleyebiliriz. Televizyonun ve amiral gemilerinin Türkiye’sinde medyada geniş yer bulan ve olmakta olanın farkındalığıyla söyleşisi sırasında kameraların da görüntü yakalama ihtiyacını karşılayan yıldız bir şair olarak hayatımızdaki yerini aldığını gayet iyi hatırlıyorum. Murathan Mungan’ın omuzlarından pelerinini çıkardığına hiç şahit olmadım. 2006-7 civarı, Cihangir’de sabahın 8’inde bakkaldan elinde ekmek poşetiyle çıkarken gördüğümde dahi...

deniz bitti, dediler yüzmeyi öğrendiğimde 
anlamışsınızdır, çocuktum 
büyüdüğümle kaldım bir denizin eteklerinde

                          “Kalmak eteğinde”, Çağ Geçitleri

Yaşadığı şehrin, toplumun sokaklarından hiç çekilmeyen ve çekinmeyen bir şiir-kalemi kurdu yıllar içerisinde. Şair mahfillerinde bir tür pop-ikonu olarak anılıyor olmasını bir tür çekememezlik olarak görebiliriz belki de. Ki Nilay Örnek’in “Nasıl Olunur?” podcast yayınında[2] kendisinin de söylediği gibi, şairler arasında öyküleri, öykücüler arasında şiirleri sevilen bir yazar. Romanları, denemeleri, şarkı sözleri... Ki şarkı sözü yazarlığıyla hakir görülmeye çalışılan bir kalemden bahsediyoruz; Bob Dylan’ın Nobel’i almasıyla, kendi ifadesiyle, “biraz nefes alan” bir kalem.

Popüler olmanın işlevselliğinin farkındaydı hep Murathan Mungan. Fakat onun popülist tuzaklara düştüğünü hiç görmedik. Tüm kariyeri boyunca politik tavrını netlik ve açıklıkla ortaya koymaktan geri durmadı. Politik ve cinsel kimliğinin kırılganlığının etrafını, hele ki olay Türkiye’de geçiyorsa, ancak popülerliğin işlevleriyle örebileceğinin farkında oldu daima.

Ne iyi de yaptı ki “şiir öldü” laflarının gezindiği zamanlarda dahi sıkı şiirin iyi satış rakamlarına ulaşmaya devam edebileceğini bizzat gösterdi. Üstelik bunu dönemsel olarak değil, tüm yazarlık macerası boyunca yaptı.

On yılda bir yaş dönümlerini bütçeli kitaplarla kutlama lüksünü de okurlarıyla paylaşabildi böylece. Ki pop-için eleştirilerinin en büyük karşılığı da Söz Verilmiş Şarkılar kitabının en az satan kitabı olmasıdır sanırım. Hiçbir şiirinin bestelenmesine izin vermeyişi de bunun net bir göstergesi.

* * *

“Yakındoğu’nun duru İngilizcesi: Türkçe
Yakındoğu’nun dallı İspanyolcası: Kürtçe”

Cemal Süreya, “Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir – V”

Murathan Mungan’ın şiirinin Türkçe şiirin modern hikâyesi içerisindeki yeri ve açtığı ses ve tavır alanının koordinatlarını zannediyorum cinsel ve etnik kimlikleriyle sınırlandırmak ancak dış kabuğunun alanını netleştirmeyi sağlayacaktır. Psikolojik ve sosyal dünya arasındaki o ontolojik alan, belki de ancak şiirle ifade edilmeye kalkışılabilecek o mıcırlı alan Murathan Mungan şiirinin topografyasını oluşturur. Çok kabaca, bir ucunda Yaz Geçer’in bir ucunda Paranın Cinleri’nin kapı bekçiliğini yaptığı Murathan Mungan toprakları.

Bu topraklarda metalik bir dil kullanılır. Kürtçenin ve İngilizcenin tonal etkisiyle şekillenmiş, Türkçe bir ses duyulur. Belki çocukluğunun Kahire Radyosu’nun sesidir, belki okuduklarına açıklığının belgesidir. Sağlam ve zarif bir Türkçe; dilin telkâri işçiliği – metalin en incelikli biçimi.

Kitaplı bir yazar olmasının 40. yılına şurada birkaç ay kalmış bir kalemden bahsederken, eskilerin, belki artık çok eskilerin ciddiyetiyle Mimar Sinan G.S. Üniversitesi’nin Grafik Bölümü’nün mezuniyet işlerini takip ediyor olması da kitabının bir meta olarak takibinde olduğunu gösterir ve birçok yeniyetme yazar için de bu eylemi büyük dersler içerir...

Üstelik durmak bilmeyen bir üretkenlikle kitaplar ve hatta albümler vermeye devam ediyor. Hatta Çağ Geçitleri’nin 2020 Model’in gölgesinde kaldığı bile söylenebilir ama gelmesi beklenen Hamamnâme’nin varlığı bu gölgeyi silkeliyor. Çağ Geçitleri’ni “Birazdan geliyorum lafını unutma,” virgülüyle kapatması da buna bir işaret fişeği olarak okunamaz mı?

Muhtemelen yazacaklarından fazlasını yazmış bir şairin yeni kitabının “bekleniyor” olması, ancak Murathan Mungan gibi mucizevi kalemlerin “hikmet burcu”yla açıklanabilir sanırım. Bu mucizelerden edebiyatımızda ancak birkaç tane var. Birkaç. Tane.

“Balkonların özlediği bu muydu, değildi
Sanki bir şeyler erken bitti
İçeri geçmeli artık, hava serinledi”

“Çocuktaki bahçe”, Çağ Geçitleri


[1] Her iki alıntıyı da Yalçın Armağan’ın İmgenin İcadı adlı kitabından aşırdım (İletişim Yayınları, 2019). Keşke kitapta söylenenleri de tartışmaya başlasak...

[2] Nilay Örnek, “Nasıl Olunur?”, Storytel Yayını: Konuk: Murathan Mungan.