"Çizgi roman tarihine damga vuran birkaç çizgi roman varsa onlardan biri de şüphesiz Astérix’tir. Galyalı Astérix ve deli Galyalılar şu sıra coronavirüs nedeniyle gündeme gelirken, çizgi romanın yaratıcılarından Albert Uderzo vefatıyla tüm okurlarını yasa boğdu."
24 Mart 2020 22:47
Hikâyeyi herkes bilir: Astérix çizgi romanı, Roma imparatoru Sezar’ın ısrarlı kuşatmalarına direnen bir Galya köyünü konu edinir. Sene yaklaşık olarak M.Ö. 50 civarıdır ve özgürlüğünü kaybetmek istemeyen, direnişçi Armorika köyü Galyalıları Roma lejyonlarına karşı koymaktadırlar. Bunu da insana olağanüstü güçler bahşeden bir iksir (Halit Kıvanç çevirisiyle Deve gücü, tazı hızı şerbeti) sayesinde başarmaktadırlar.
Köyün kahramanı, diziye de adını veren Astérix'tir. En yakın arkadaşı Obélix ve köpeği İdefix (orijinalinde Dogmatix) onu hiç yalnız bırakmamaktadırlar. Bu üçlü neredeyse dünyayı dolaşarak komik maceralar yaşamış, Amerika’yı keşfetmiş, hatta kayıp kıta Atlantis’i bile bulmuşlardır. Bu süreçte de işgalci ordulara sonuna kadar direnir ve hep özgür kalırlar.
Asteriks'in her macerası soldaki sayfayla başlar. Bütün Galya'da Roma işgaline direnen küçücük bir köy kalmıştır.
Büyütecin altındaki küçük Galya köyüne gittiğinizde, başta Asteriks olmak üzere, köy sakinleriyle karşılaşırsınız.
Goscinny, Uderzo ve Astérix
Astérix’in yazarı René Goscinny efsanevi çizgi romanların yazarı olarak da bilinir. Kendisi Astérix dışında Türk çizgi roman okurlarının yakından tanıdığı Iznogoud (Tilki Vezir Yallah Fettah), Le Petit Nicolas (Pıtırcık), Lucky Luke (Red Kit) ve Oumpah-pah eserlerini kaleme almıştır.
1926 yılında Polonya göçmeni Yahudi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen yazar iki yaşındayken babasının işi dolayısıyla Buenos Aires’e taşınır. Orada Fransız okullarına giden ve okulun palyaçosu olarak anılan yazar mutlu bir çocukluk geçirir.
Babasının vefatının ardından New York’a taşınan yazar burada ilk işine başlar. 1951 yılındaysa Paris’e dönerek ajansta çalışmaya başlar ve Uderzo’yla tanışır.
Albert Uderzo 1927 yılında Fransa’nın Fismes kasabasında dünyaya gelmiştir. Annesi ve babası İtalyan kökenlidir ancak doğduğu topraklar itibariyle kendisi Fransızdır. Ancak İtalyan karşıtı ırkçılığın hedefi olmuş, bu ayrımcılığı sürekli yaşamıştır.
Kardeşleriyle çizgi roman okumaya başlayan Albert küçük yaşlarda çizim yapmaya başlar. Renk körü olduğu daha sonra anlaşılacaktır. Ama bu onu engellemez. Albert Uderzo bugün adını çizgi roman sanatına altın harflerle yazdıracağı yeteneğini geliştirir ve 1951 yılında tanıştığı René Goscinny’yle ilk eserini çizer: Oumpah-pah.
Oumpah-pah, 1958-62 yılları arası yayınlanan bir çalışma olmakla birlikte 1959 yılında yayınlanmaya başlayan Astérix'in temeli olmuştur. İki eseri okuyanlar aradaki benzerlikleri göreceklerdir. İkisi de dolu dolu ve muhteşemdir.
Uderzo'nun merhum arkadaşına jesti: Goscinny'yi Astérix (Goscinnyrix), kendini Obélix (Vderzorix) olarak çizmiş.
Altta Latince 'Vis Comica' yazıyor: Mizahın Gücü.
Asterix üzerinde De Gaulle gölgesi
Her ne kadar Astérix’in yaratıcıları “biz kesinlikle siyasi mesajlar verme niyetinde olmadık” deseler de eserin özellikle De Gaulle’ün siyasi çizgisine uygun bir seyir izlediği adım adım görülmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’da başlayan ve ulusal kimlik oluşturma çabalarının sembolü olan “direniş” mottosu Astérix’in her macerasına işlemiştir: Onlar özgürlüklerine bağımsız Galyalılardır, işgalcilere sonuna kadar direneceklerdir.
Galyalıdırlar, tesadüfe bakın ki De Gaulle ulusal kimlik oluşturmak için gerilere bakıp asi kral Vercingetorix’i göstermektedir; Fransızların kökenini Galyalılara bağlar, tüm kimlik politikalarını bu esasa oturtur.
Belki doğrudan olmasa da dolaylı olarak Goscinny ile Uderzo bir işaret almış, bu yola girmişlerdir. Zaten girmeleri de kaçınılmazdı, çünkü Soğuk Savaş döneminde çizgi romanın etkisi fark edilince ülkede 1949 yılı itibariyle yabancı çizgi romanlara, özellikle de Amerika’dan gelen comics akımına yayın kısıtlaması getirilmişti!
1961-1979 yılları arasındaki döneme; ki ben bu döneme Goscinny dönemi adını veriyorum, basılan bazı maceralara baktığımızda De Gaulle’ün siyasi çizgisiyle paralellikler görürüz:
Galyalı Astérix: Galyalı olmanın ne demek olduğu aktarılır okura. Köken hatırlatılır.
Altın Orak: İkinci hikâyede bağımsızlığı işaret eden “altın orak” metaforu işlenir. Bir bakıma dini bir ayrıcalık kazanma eğilimidir bu. Kilisenin yok etmeye çabaladığı Druid inancı üzerinden başkaldırıdır.
Gothlar: Üçüncü sayı Alman işgalini anlatır. Gothlar Alman miğferi takarak Galyaya girer ve kovalanırlar.
Galya Turu: Dördüncü kitap Fransa’yı ve kültürünü anlatan bir el kitabı niteliğindedir.
Kleopatra: Beşinci kitap Roma üzerinden Kuzey Afrika’daki emperyalizmi eleştirir gibi görünse de geri planda aslında Fransa’nın kuzey Afrika’da ve hatta dünyanın birçok yanındaki sömürgeci üstünlüğünü anlatmaktadır...
Şefler Savaşı: İç siyasetteki çatışmalara ve uzlaşmayla son bulması gereken siyasi sürece odaklanmıştır.
Britanya’da: Yazar ve çizerin İngiltere aşkını bir yana bırakırsak, tarihi ve ekonomik bağlara yapılan bir gönderme ve barış teklifidir.
Normanlar: Bu macerada Fransa’nın –pardon, Galya’nın– barbarlıktan nasıl uzaklaştığı karşılaştırmalı olarak sunulur okura. Hatta başka ülkelere medeniyet götürülebilecek kadar güçlenilmiştir. İnanmayan bir sonraki sayıya bakabilir!
Lejyoner: Uzak sömürgelere gönderilen Fransa armalı yabancı askerler ordusunun gücüdür ve Roma üstünlüğünden miras alınan bir kavramdır..
Galya Kalkanı: Bu hikâyede ise Galya’nın Sezar’a yenik düşen büyük kralı Vercingetorix’in kalkanı aranır. Ancak anlaşılır ki kalkan hep bizim Galyalılardaymış. Onlar son direniştir, son bağımsız kaledir, aslında ataları Galyalıların asla kaybetmediğinin, özgür yaşadığının kanıtıdırlar. Türkiye'de Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan Asteriks'in üç evresi: Asteriks ve Kleopatra, Goscinny-Uderzo işbirliğinin ürünü. Büyük Hendek Uderzo'ya ait, Asteriks ve İtalya Yarışı artık bayrağı devralan yeni kuşak yazar ve çizerlerin elinden çıkma...
Uderzo Dönemi
René Goscinny 5 Kasım 1977 tarihinde henüz 51 yaşındayken hayata gözlerini yumar. Eserleri, evlatları öksüz kalmıştır. Okurlar da büyük bir yasa boğulur. Astérix’i yazıp çizme görevi Albert Uderzo’ya kalır.
Goscinny döneminde Astérix gündem koşullarıyla ince mizahın harmanlandığı bir yapıttır. Yazar, tarihi altyapıya sahip eserine gündemin siyasi ve politik gelişmelerini yansıtırken dünyadaki olayları da alttan alta işlemiştir. Üstelik de bunu son derece zor bir mizahi teknik kullanarak başarır.
1980 yılında Uderzo kendi yazıp çizdiği ilk Astérix macerasıyla çıkar okurlar karşısına. Ancak ince mizah yok olmuştur artık. Gerçekliğe göndermeler kabalaşmış, karikatürize çizgilerle Tom ve Jerry tarzı bir mizah anlayışı ortaya çıkmıştır.
Le Grand Fossé (Büyük Hendek) adını taşıyan ilk Uderzo macerası bu özelliklerin tamamını taşımaktadır. Balığa benzeyen suratıyla ilginç bir kötü karakter çizilmiştir. Üstelik bu adam balık da kokmaktadır. Ayrıca öykünün sanki kolaya kaçılarak Romeo ve Juliet’ten uyarlandığı görülür. Konuşan yabani domuzlar da ilk kez bu macerada ortaya çıkar.
Özetle söylemek gerekirse Uderzo dönemi Astérix’in yeni bir dönemidir ve artık alışılagelmiş yapının dışına çıkılmıştır. Olmadığı iddia edilen siyasi çizgiden sapma vardır. Bununla birlikte yenilikler şaşırtıcıdır: Sihirli iksirin yeni abartılı yan etkileri, ozanın şarkı söyleyince yağmur yağdırması, âşık olan casus sinekler, kadınların küçümsenmesi, uzaylıların gelişi…
Elbette Astérix’in Uderzo dönemi “kötü” olarak nitelendirilebilecek bir dönem değildir. Belki de bir arayıştır bu maceralardaki yeni yapı. Geçerliğini yitirmiş siyasi bir görüşün eserden sıyrılarak ayrılması ve salt gülmeceye dönen yeni bir rota.
Uderzo dönemi de 2013 yılında Jean-Yves Ferri’nin yazdığı Didier Conrad’ın çizdiği “Astérix ve Pictler” sona erer. Uderzo, ailesine ait şirketin hisselerini yüzde 60’ını Hachette Livre’e satarak Astérix’in vefatından sonra da yazılıp çizilmesine olanak tanır. Bu şekilde kahramanın ölümsüzlüğe ulaşacağını söyler.
Ancak bu süreç hiç de sorunsuz geçmemiştir. Albert Uderzo’nun kızı Sylvie Uderzo babasının bu kararına karşı çıkarak mahkemeye başvurur. Sylvie Uderzo, "Finans sektörünün eciş bücüş adamlarının doymak bilmez açgözlülüğü içinde şekillendirilmiş, kullanılmış yaşlı adam" diye söz eder babasından. Baba Uderzo da kızını "iktidar iştahına sahip olmakla" itham eder.
"O benim kâğıttan kardeşim" der Asteriks için Sylvie Uderzo, "kardeşi için başkaldırdığını, Asteriks'in finans ve sanayi dünyasının en büyük düşmanı olduğunu" belirtir. Ancak şirket yine de satılır, Astérix’in yeni maceraları başka çizerlerle okurla buluşmaya başlar. Bu şekilde de toplamda dört macera yerini alır raflarda: Asteriks ve Pictler, Asteriks ve Kayıp Papirüs Tomarı, Asteriks ve İtalya Yarışı, Asteriks ve Şefin (Vercingetorix) Kızı.
Coronavirüs olayı
Albert Uderzo dün, 24 Mart 2020 Salı günü 92 yaşında aramızdan ayrıldı. Oğlunun açıklamasına göre uykusunda kalp krizi geçirmiş usta sanatçı. Ölümünün dünyayı saran Corona virüsüyle, COVID-19 gribiyle bir ilgisi yokmuş.
Ancak Astérix’i şu sıralar dünya çapında gündeme taşıyan ve komplo teorisyenlerini heyecanlandıran olay da Coronavirüsten gelir. Jean-Yves Ferri-Didier Conrad ikilisinin 2017 yılında basılan Astérix ve İtalya Yarışı macerasında yüzü maskeli bir araba yarışçısı çıkar okurun karşısına: Coronavirüs ve yardımcısı Bakteriyus. Komplo teorisyenleri durur mu; tabii “Batı zaten biliyordu bu salgını” denir v.s.
Uderzo aramızdan ayrıldı. Ancak şunu biliyoruz ki Astérix nasıl ölümsüzlüğe kavuştuysa Uderzo da tıpkı Goscinny gibi eserlerinde var olacak, her daim çizgi roman sayfalarında yaşayacak.
De Gaulle’den daha çok hatırlanacakları kesin.
•
GİRİŞ RESMİ:
René Goscinny ile Albert Uderzo, aralarında Astérix, yıl 1967.