“Aklın açmazlarından akıl sayesinde çıkabiliriz.”

“Türkiye Kant Topluluğu'nu biraz daha yakından tanımak için ekiple anonim bir söyleşide online yolla buluştuk. Bildiğimiz dünyanın giderek tanınmaz hale geldiği bu dönemde akıl ve Aydınlanma üzerine yeniden düşünmenin, tartışmanın, konuşmanın, kafa yormanın tam zamanı..."

04 Mart 2021 08:29

Türkiye’nin akademik hayatının bugünü ve geleceği hayati bir dönemeçten geçiyorken, bir yandan da sivil bazı gelişmeler bu karanlık koridorun ucuna yeni kandiller asmaya devam ediyor. Akademi üzerinde olmadık hesaplar yapılırken, bir yanda da sessizce “Türkiye Kant Topluluğu” kuruluyor.

Dünyadaki akademik çevrelerde olduğu gibi, Türkiye’de de Kant üzerine çalışan, Kant felsefesine ilgi duyan felsefecilerin sayısı hiç de azımsanmayacak sayıda. 2020 Ocak ayında Kant’a hem emek, hem gönül vermiş bir grup felsefeci bir ilke imza attılar. Benzerleri birçok ülkede bulunan bir “Kant topluluğu” hayaliyle bir araya geldiler. Kant felsefesinin farklı alanlarında çalışan, yer yer bambaşka yorumlamaları da benimseyen bu felsefecilerin ortak ideali, Türkiye’de yapılan ve yapılacak Kant çalışmaları için bir birliktelik tesis etmek.

Bu dinamikle çıkılan yolda Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden farklı akademik düzeyde birçok kişinin katılımıyla periyodik toplantılar gerçekleştirildi. Ortak çabalarla ve demokratik yöntemlerle kuruluş aşamasının gerektirdiği birçok kararlar alındı ve görevler tamamlandı. Ve böylece “Türkiye Kant Topluluğu” doğmuş oldu.

Yine gönüllülük esası ve seçim yoluyla topluluğun yönetim, denetim, etik ve akademik kurulları oluşturuldu. Topluluğun ilk başkanı olarak bu hayali ilk ortaya atanlardan Doç. Dr. Gamze Keskin oy birliğiyle seçildi.

“Türkiye Kant Topluluğu”nu biraz daha yakından tanımak için Gamze Keskin, Seniye Tilev, Saniye Vatansever, Ayhan Çitil ve Umut Eldem'den oluşan ekiple “anonim” bir söyleşide online yolla buluştuk. Bildiğimiz dünyanın giderek tanınmaz hale geldiği bu dönemde akıl ve Aydınlanma üzerine yeniden düşünmenin, tartışmanın, konuşmanın, kafa yormanın tam zamanı...

Türkiye Kant Topluluğu Yönetim Kurulu: Gamze Keskin, Seniye Tilev, Saniye Vatansever, Ayhan Çitil, Umut Eldem. 

Kant kimdir, gibi basit bir soruyla başlayalım. Neden Kant?

Aydınlanma düşüncesi deyince ilk akla gelen filozoflardan Immanuel Kant’ın (1724-1804) düşünce tarihine etkisi Königsberg sınırlarında geçen mütevazı yaşamının aksine oldukça ihtişamlıdır. Hatta Kant üzerine çalışan birçok felsefeci onun eserlerini bir tür milat kabul eder. Çünkü Kant’ın görüşlerini kabul ya da ret maksatlı da olsa ondan sonra gelen herkes onun düşünce dünyamıza bıraktığı mirasıyla yüzleşmek durumundadır. Kendi deyimiyle bilen özneyi merkeze alan “Kopernik devrimi”yle Kant, epistemolojiden ahlak felsefesine, politik felsefeden estetiğe kadar felsefenin hemen her alanında iz bıraktı. Metinlerindeki çok katmanlılık literatürde çok sayıda yorum çeşitliliğini de doğurdu. Günümüz felsefe dünyasında hâlâ sıklıkla çalışılan bir düşünür, Kant. Değişen politik, küresel dengelere; eriştiğimiz yeni kognitif/bilişsel verilere rağmen birçok alanda Kant’ın düşünceleri hâlâ tazeliğini korumakta.

Kant bugün bize ne söyler? Bugün Kant’ın, Kant çalışmanın anlamı nedir sizin için?

Aydınlanmayı övmek kolaydır, hatta sıradan. Çünkü herkes iyiyle, doğruyla özdeşleşmiş ışığın yanında yer almaktan hoşnuttur. Ancak çoğu zaman şu nokta kolaylıkla gözden kaçabilir. Aydınlanma deyince, belki de bilhassa bazı coğrafyalarda bir “öteki”ni aydınlatmak gelir öncelikle akla. Oysa 1784 yılının kışında Berlin’de yayınlanan makalesinde Kant “Sapere aude!” (“Bilmeye cesaret et!”) diye haykırdığında zihinleri düşünmeye, meseleleri yerleşik otoritelerin tahakkümünden bağımsız olarak anlamaya davet eder. Bir başka deyişle, kendi adına, kendi için eleştirel bir açık yüreklilikle bilme çabası aydınlanmanın özüdür. İşte bu sebeple “Aydınlanma Nedir?” başlıklı söz konusu makalesinde Kant aydınlanmayı, kişinin başkasının yönlendirmesi olmadan kendi aklını kullanamama halinden özgürleşmesi, bu yetişkin olamama halinden kurtulması olarak tanımlar. Üstelik bu hale kişi kendini kendisi mahkum etmiştir ve kurtuluşu da ancak kendi eliyle mümkündür. Belki de bu yüzden aydınlanma felsefesini kadim “kendini bilme” öğretisinden bağımsız düşünmek imkânsızdır. Bu sebeple Kant için aydınlanma salt tarihsel bir dönemden çok ötedir. Zira toplumsal olduğu kadar, bireysel bir olgunlaşmayı da ifade eder. Aydınlanma çağı XVIII. yüzyılda başlamış kabul edilse de, aydınlanmanın temsil ettiği değerler insana dair zamansız bir umudun ifadesidir.

Savaşlar, salgın hastalıklar, ekonomik krizler, mülteci sorunları ve küresel ısınma gibi problemlerle boğuştuğumuz günümüzde, hiç kuşku yok ki en çok ihtiyaç duyduğumuz şey daha iyi bir dünyanın olanaklılığına dair umuttur. Çünkü tüm bunlarla mücadele edebilme gücünü ancak iyiye ve güzele hizmet edebilecek kolektif bir aklın ışığında arayabiliriz. Kant’ın iyimserliğinin aksine, tüm bu küresel krizlerin sebebinin bizzat insan ve aklı olduğu da düşünülebilir. Bu düşünce aslında tamamen haksız da değildir. Her şeye rağmen aklın kendini soktuğu bu açmazlardan yine ancak akıl sayesinde çıkmayı umut edebiliriz. Aydınlanmanın ve Kant’ın bugün bize hatırlattığı tam da budur.  

Peki Türkiye Kant Topluluğu’nun hedefleri nelerdir?

Bu kısa zaman diliminde ve pandemi koşullarına rağmen çok sayıda çevrimiçi etkinlik ve çalıştay düzenlendi. Tamamen bağımsız olan topluluğun şu âna kadarki faaliyetleri gönüllülerinin çabalarıyla hayat buldu. Topluluğun web-sitesi, güncel blog yazıları ve üzerinde çalışmaları devam eden Kant yayınları arşiviyle başvurulacak online bir kaynak olmayı hedeflemekteyiz. Topluluk, Türkiye’de Kant üzerine yazılmış tezlerin, makalelerin ve çeviri eserlerin bir dökümünü güncel tutmayı planlıyor. Ayrıca oluşturulacak üye havuzuyla sadece düzenlenen etkinlikler kapsamında değil, Kant çalışanları arasında genel bir etkileşim ve haberleşme ağı sağlamayı arzuluyor. Bu amaçla kriterleri sağlayan tüm Kant çalışanlarının davet edileceği bir üyelik formu çok yakında web sayfalarında yer alacak.

Yakın zamanda duyurulmayı bekleyen bir diğer güzel gelişme ise topluluğun altyapı hazırlıklarını sürdüğü “Kant Çalışmaları” dergisi. Kant felsefesinin her alanında Türkçe, İngilizce ve Almanca özgün makalelere yer verecek olan dergi, 2021 güz döneminde yayın hayatına başlamayı hedefliyor. Derginin yayın kadrosunda birçok genç akademisyen yer alıyor. Ayrıca uluslararası birçok seçkin üniversitede görev yapan Kant uzmanlarından oluşan zengin bir danışma kurulu mevcut.

Kant Topluluğu’nun etkinliklerinden haberdar olmak için sık sık güncellenen http://turkiyekanttoplulugu.org sitesini ziyaret edebilir, sorularınızı [email protected] adresine yöneltebilir ya da aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz:

Twitter: https://twitter.com/KantTurkiye

Facebook: https://www.facebook.com/TurkiyeKantToplulugu

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCayPL4VZqT10_oCuYUZVscg

 

GİRİŞ RESMİ:


Emil Doerstling (1859-1940), 
Kant ve arkadaşları masada. 1882-83 yıllarında yapılan tabloda, Immanuel Kant 'ın birlikte resmedildiği arkadaşları arasında Christian Jakob Kraus, Johann Georg Hamann, Theodor Gottlieb von Hippel ve Karl Gottfried Hagen gibi isimler bulunmakta.