DİĞER
Görünürlük dediğimiz olgu öylesine çeşitlendi ve geniş bir ağ hâlini aldı ki, sanıyorum artık ne “görünürlük” ne de “vitrin” diye bir meselemiz olacak
Okumak, içimizdeki yerle dışımızdaki yerin kavuşmasıdır. Kavuştuğumuz yer ne kitapta anlatılan ne de bizim belleğimizde hazır duran yerdir...
Klişelerle dolu söylemlerden sakınmanın yollarını aramalı editör...
Çocukluk, besbelli, elde kalem oldukça yazılacak. Bir maden ocağı işletircesine yazılacak hem de...
Yazarı imlâsıyla ölçmek yazını bilmemektir. Bir yazarın kendi dilinde kendi sesini bulmuş olması yeterlidir, yazımsal sorunlar daha çok yayıncıların, düzeltmenlerin alanına girer
Kimse başkasının mektubunu yazamaz. Mektup bir bakıma yazarın edası, yürüyüşü, bakışıdır. Mektup kişinin ta kendisidir, ya diridir ya ölü...
Edebiyat enikonu “teknik bir iş” olmaya eviriliyor: roman cover’ları, öykü remix’leri, şiir rap’leri, DJ yazarlıklar vs diyesi geliyor insanın...
Editör, kitabın yayın yönetmenidir. Yazar/çevirmen, telifçi, düzeltmen, redaktör, grafiker, matbaa, satış-pazarlama, halkla ilişkiler, hatta yayın yönetmeni veya patron… hepsi, tabiri hoşgörün, onun ağzına bakmalı...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık