DİĞER
Babam Afganistan’a, Malraux Çin’e gittiği yaşta olacak, ben bugünkü yaşımda olacağım. İki genç adamın konuşmalarını dinleyeceğim
Söylediklerini kimse dinlemiyordu, defalarca suçsuz olduklarını anlatmalarına rağmen Silahlara Veda’daki yargıçlara benzeyen birileri tarafından mahkûm edildiler
Hayatım romanımı taklit ediyor. Kendi geleceğimi, gördüğümün kendi geleceğim olduğunu bilmeden lanetli bir kâhin gibi yıllarca önce görmüşüm
Bunları bir hapishane hücresinde yazıyorum. Ama hapiste değilim. Ben bir yazarım. Ne bulunduğum yerdeyim, ne bulunmadığım yerde. Beni hapse koyabilirsiniz ama beni hapiste tutamazsınız.
In life, time is the master of the writer, but in writing, the writer is the master of time. I believe that this is one of the most important reasons why literature is a retreat for the writer
Asıl kitap âşıkları, sanıldığı gibi “en iyiyi” arayanlar değil, iyisini kötüsünden ayırmadan hepsinden kendince bir zevk almasını bilenlerdir bence...
Ahmet Altan'ın 27 Ağustos'ta Edinburgh Uluslararası Kitap Festivali kapsamında yaptığı konuşmanın tam metnini yayınlıyoruz...
Okurla yazar arasında bir bağ kuracak, iki kıtayı birbirine bağlayacak, edebiyatın renklenip şenlenmesini sağlayacak üçüncü kıtada hayat durmuş, kaybolmuş gözüküyor
Bütün insanları, hayatı ve edebiyatı coşkuyla kucaklamış, hepsini de kucağına sığdırmıştı… Geceyarıları, insanlar uyurken, sokaklar boşaldığında tek başına huzursuz yürüyüşlere çıkardı
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık