CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Suriye’de Baas rejiminin sona ermesinin ardından Suriyelilerin kendi ülkelerine dönüşlerini sağlamak amacıyla TBMM Başkanlığı'na bir kanun teklifi sundu. Tanal, "Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılar için geçici koruma statüsünün hukuki dayanağı olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91’inci maddesi artık dayanaksız kalmış geçerliliğini yitirmiştir. İlgili maddenin yürürlükten kaldırılması elzemdir" ifadesini kullandı.
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Suriye’de Esad rejiminin devrilip iç savaşın sona ermesinin ardından Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşlerini hızlandırmak amacıyla TBMM Başkanlığı'na sunduğu kanun teklifiyle, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun "Geçici koruma" başlıklı 91’inci maddesinin kaldırılmasını önerdi. Tanal, TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifine ilişkin yaptığı açıklamada, "Esad yönetiminin çökmesi, iç savaşın sona ermesi sonucunda, geçici koruma statüsünün uygulanmasına gerekçe oluşturan durumlar ortadan kalkmıştır. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılar için geçici koruma statüsünün hukuki dayanağı olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91’inci maddesi ve bu maddeye dayalı çıkarılan ‘Geçici Koruma Yönetmeliği’, artık dayanaksız kalmış, geçerliliğini yitirmiştir. Dolayısıyla ilgili maddenin yürürlükten kaldırılması, hem Türkiye’nin sosyal ve ekonomik dengelerinin korunması hem de uluslararası hukuk ilkelerine uygun bir düzenleme yapılması açısından elzemdir" ifadesini kullandı. Tanal, şunları kaydetti:
"Suriye’nin yeniden inşa sürecine katkı sağlayacaktır"
"Türkiye uzunca bir süredir Suriyeli sığınmacı kriziyle boğuşmaktadır. Her ne kadar İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın, 28 Kasım 2024 tarihi itibariyle geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin sayısını, '2 milyon 938 bin 261' şeklindeki resmi rakamla duyursa da Türkiye’deki Suriyeli sayısının gerçekte daha yüksek rakamlı olduğu bilinmektedir. Suriyeli sığınmacı meselesi, Türkiye açısından beka meselesi haline gelmiştir. Ülkemizin milli menfaatleri doğrultusunda Suriyelilerin, kendi topraklarına dönüşü sağlanmalıdır. Tekrar hatırlatmak gerekirse, geçici koruma statüsü, uluslararası hukuka uygun olarak, savaş ve zulüm koşulları nedeniyle verilen bir haktır. Fakat bu koşulların ortadan kalkması, bu statünün devamını hukuken ve fiilen gereksiz kılar. Türkiye, Suriyelilere yönelik misafirperverliğini ve insani yardım anlayışını büyük bir özveriyle sergilemiştir. Artık uluslararası normlara uygun bir şekilde Suriyelilerin kendi topraklarına dönmelerini sağlamak, hem Türkiye’nin menfaatine olacaktır hem de Suriye’nin yeniden inşa sürecine katkı sağlayacaktır." (ANKA)
Suriye'de savaş alevlendi; HTŞ liderliğindeki gruplar ilerliyorSuriye'nin Hatay sınırındaki İdlib kentini kontrol eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ‘terör organizasyonları’ listesinde bulunan cihatçı örgüt Heyet Tahrir Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, 27 Kasım'da Şam yönetimi kontrolündeki Halep'e geniş bir harekât başlattıklarını duyurdu. İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye'nin ikinci büyük kenti olması yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep'te 2016'dan bu yana ilk kez kendisine muhalif silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Çatışmalar sonunda HTŞ liderliğindeki gruplar Halep'te kontrolü sağladı. Mart 2020'de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor. Son olarak Hama'da da HTŞ liderliğindeki gruplar tarafından kontrol sağlandı ve gruplar Humus'a doğru yöneldi. 6 Aralık günü, 2011 yılında yönetime karşı ayaklanmanın başladığı yer olması nedeniyle “sembol kent” olarak bilinen Suriye’nin güneybatısındaki Ürdün sınırında bulunan Dera, HTŞ ve yerel isyancı grupların kontrolüne geçti.
|