T24 Haber Merkezi
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Meclis’te Hatay Milletvekili Can Atalay gündemiyle bir araya geldi. Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Baş, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM Genel Kurulu'na hitap edeceği 15 Ağustos tarihi öncesinde Meclis'in Can Atalay gündemiyle olağanüstü toplanması talebini ilettiklerini söyledi. Meclis Başkanı Kurtulmuş'un 16 Ağustos tarihini verdiğini ancak buna sıcak bakmadıklarını belirten Baş, "Ancak meclisin AYM kararı hiç yokmuş gibi rutin çalışmasına devam etmesi bizim açımızdan mümkün değil" dedi.
Erkan Baş, CHP, DEM Parti, Saadet-Gelecek Partisi grupları ile yarın öğlen saatlerinde AYM'nin Atalay hakkındaki kararına ilişkin Meclis'in olağanüstü toplanması yönündeki ortak dilekçe vereceklerini söyledi. TİP'in talebine Meclis'te grubu bulunmayan DEVA Partisi, Emek ve Demokrat Parti milletvekilleri de destek sunacak.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Gezi davasından 18 yıl hapis cezasının gerekçe gösterilerek vekilliğinin düşürülmesine yapılan itirazlarla ilgili gerekçeli kararı, 1 Ağustos’ta Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararın ardından TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan Atalay'ın durumunu görüşmek üzere randevu talep etmişti. TBMM Başkanlığı, TİP’in randevu talebine olumlu dönüş yaptı. Erkan Baş, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Numan Kurtulmuş, TBMM’de Can Atalay’ın durumunu görüşmek için bir araya geldi.
Görüşmenin ardından basın mensuplarına konuşan Erkan Baş'ın açıklamaları şöyle:
"Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı yayınlandıktan sonra Numan Kurtulmuş ile iletişime geçmiştik ve konuyu yüz yüze görüşmek istediğimizi de paylaşmıştık. Bugün bu kapsamda görüşme yaptık. Görüşmemizin tek konusu Hatay Milletvekilimiz Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin verdiği son karar. Hepimizin bildiği gibi bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleştirilen işlemin 'yok hükmünde' olduğunu karar altına aldı ve Can Atalay'ın Hatay Milletvekili olduğunu bize bir kez daha teyit etti. Biz de bu kapsamda yapılması gereken işlemlere ilişkin olarak hem parti içerisinde hem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu olan diğer siyasi parti temsilcileriyle yaptığımız değerlendirmeler ışığında ulaştığımız sonuçları Meclis Başkanımızla paylaştık.
"Talebimiz Meclis'in bu konuyu olağanüstü toplantıyla görüşmesi"
Bizim talebimiz, beklentimiz bir an önce Can Atalay'ın Meclis kütüğüne kaydının yapılması. Yani eğer daha önce gerçekleştirilen işlem yok hükmündeyse, nasıl seçildikten sonra Meclis'e kaydı yaptırıldı, İnsan Hakları Komisyonu'na seçildi, Meclis'te kendisine bir oda tahsis edildi, danışmanlar tahsis edildiyse aynı işlemin devam etmesi gerekiyor. Bununla ilgili atılması gereken adımlara dair Meclis'in bir değerlendirme yapması gerekiyor. Umuyoruz ki en kısa, en doğru çözüm olarak bu işlem hayata geçirilir. Ardından talebimiz, Meclis'in bu konuyu olağanüstü toplantıyla görüşmesi, gündem yapması, biliyorsunuz Meclis tatilde olduğu için bu ancak olağanüstü bir toplantıyla mümkün olabilir.
"Meclis 15 Ağustos'tan önce toplanmalı"
Bu konuda da son durum şu, Meclis'te grubu olan partilerin tümüyle görüşmeler gerçekleştirildi. Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi grupları, onun yanında Deva Partisi milletvekilleri, Emek Partisi milletvekilleri, Demokrat Parti milletvekilleri bizim olağanüstü toplantı çağrımıza destek vereceklerini bildirdiler, ortak bir imza ile bütün siyasi partilerin görüş birliği ile Meclis'in bu konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplanması konusunda imzalar atılmış durumda. Burada bir takvim tartışması var. Bizim beklentimiz 15 Ağustos'taki Mahmut Abbas'ın konuşma yapacağı olağanüstü toplantıdan önce Meclis'in toplanması. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı varken, bu karar hiç yokmuş gibi, başka bir gündemle Meclis'in toplanmasını doğru bulmadığımızı ifade ettik. O günün öneminin farkındayız, Filistin meselesinin dünya çapındaki öneminin farkındayız ve tüm dünyanın gözleri burada olacakken, başka konuların gündeme gelmesini açıkçası tercih etmeyeceğimizi söyledik. Ama bunun yolu o güne kadar Meclis'in, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararı doğrultusunda gerekli adımları atması ve bunun için de olağanüstü toplanması, bu talebimizi ilettik.
"Yarın diğer siyasi partilerle birlikte dilekçemizi ileteceğiz"
Sayın Başkan '16'sı olabilir mi' diye bir öneri sundu. Bunun için de kendisine teşekkür ediyoruz. Belli ki Meclis düşünüyor konuyu. Fakat 15'inde sanki Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı hiç yokmuş gibi Meclis'in rutin çalışmasına devam etmesi bizim açımızdan mümkün değil. Dolayısıyla şu an itibariyle bizim Meclis Başkanlığından beklentimiz konuya ilişkin somut adımların kamuoyuyla paylaşılması, somut adımların atılması ve Can Atalay'ın milletvekili olduğunun bir kez daha tescil edilmesiyle beraber tahliye edilmesinin yolunun açılması, tahliye sonrasında da gelip yemin ederek görevine başlaması. Sanıyorum yarın itibariyle de biz hep birlikte, diğer siyasi partilerle birlikte olağanüstü toplantı için dilekçemizi Meclis Başkanlığına teslim edeceğiz. Şu anda durum bu. Bizim şu andaki beklentimiz 14 Ağustos, 15 Ağustos'tan önce olması. Gerektiğinde ısrarcıyız, çünkü ortada Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı var. Bu karar hiç yokmuş gibi bambaşka bir gündemle meclisin toplanması Meclis iradesi açısından, bizim Meclis'ten beklentimiz açısından doğru olması.
Yarın öğlen saatlerinde Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti, Saadet ve Gelecek grupları yapacak. Bu grupların yanı sıra grup olmayan partilerden Deva Partisi destek vereceğini söyledi; Demokrat Parti, Emek Partisi destek vereceğini söyledi. Bize gelen bilgi İYİ Parti'nin imza vermeyeceği ama olağanüstü toplantıya bütün milletvekillerine katılacağı durumda. Dolayısıyla tüm muhalefet güçlerinin birlikte hareket ettiği, birlikte tutum aldığı bir şey değerlendirmesi yanlış olmaz.
"Meclis iradesine hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor"
Meclis bir karar vermedi aslında, Yargıtay'ın olmayan bir kararı, hukuken olmayan bir kararı Meclis'te okutuldu. Aslında o işlem yanlış bir işlem. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi aslında bizim o gün, o işlem gerçekleşirken söylediğimiz şeyi karar altına aldı şu anda, 'Bu işlem yok hükmündedir' diyor. Dolayısıyla Can Atalay 14 Mayıs 2023'te milletvekili seçildikten sonra gelip Meclis'e avukatları aracılığıyla yaptırdığı kayıt doğrultusunda milletvekilli görevine başlamıştı zaten. Tek eksik yemin etmemiş olması. Şimdi eğer o karar yok hükmündeyse, yok hükmünde olan karar kesinti yarattı. O kesinti şu anda ortadan kaldırılacak. Bütün bu süreç, başından bu yana, 14 Mayıs 2023'den bu yana sürekli olarak devam eden hukuksuzluklar zinciri. Bugün bizi umutlandıran şey şu, bu konuda Meclis muhataptır, Anayasa Mahkemesi bunu söyledi. Yani Can Atalay'ın milletvekili olup olmadığına meclis karar verecekti, Meclis de zaten bu konuda iradesini daha önce defaatle ortaya koydu. Yani Can Atalay'ın kaydının yapılmış olması, yemin için kürsüye davet edilmiş olması, oy birliği ile İnsan Hakları Komisyonu üyesi seçilmiş olması zaten Meclis'in iradesinin Can Atalay'ın milletvekili olduğu doğrultusunda diye gösteriyor bize. Dolayısıyla bizim beklentimiz Meclis'in bu iradesinin devam etmesi. Anayasa Mahkemesi'nin son kararı bu konuda meclise bir görev verdi. Umuyorum hep beraber bunu yapacağız. Bizim için önemli olan şudur. Meclisin iradesine hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor, halkın seçme ve seçilme hakkına hep birlikte, buradaki bütün milletvekilleri olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Umuyorum önümüzdeki günlerde hep beraber olumlu bir haberler alacağız."
"Bundan sonra tartışılması gereken Türk yargısının yaptığı hukuksuzluklar"
Erkan Baş'ın sözünü bitirmesinin ardından, ek yapmak istediği belirterek söz alan Ahmet Şık ise şunları kaydetti:
"Burada Can Atalay'ın vekil olup olmadığına dair bir tartışma doğru bir tartışma değil. Can Atalay Hatay halkının iradesiyle seçilmiş bir vekildir, nokta. Burada tartışmamız gereken Can Atalay şahsında Gezi davası dosyasının hukuksuzlukları üzerinden gasbedilen özgürlüğü tartışmamız gerekiyor. Bakın mevzu burada şu, geçmiş dönemde siyasetin dizayn ettiği yargı şimdi siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Ve bunun üzerinden Meclis'in itibarı, seçtiği insanların, verdiği oyların itibarı ile ilgili ciddi bir sorun var. Bakın bu Meclis toplanacak, Can Atalay'ın vekil olduğu bir kez daha tescil edilecek, kaldıysa kalan kısmıyla Meclis itibarını korunmuş olacak. Ama bundan sonra tartışmamız gereken, herkesin tartışması gereken Türkiye yargısının yaptığı hukuksuzluklar. Bu Gezi dosyasındaki tüm tanıklar için de tüm tutuklu arkadaşlarımız için de geçerli, Kobani davasındaki tutuklular için de geçerli, adını sanını bilmediğimiz başka mağdur tutuklular için de geçerli. Çünkü Türkiye yargısından hak, hukuk, vicdan ve liyakatı çıkardığınızda geriye kalan ne varsa işte Türkiye yargısı o. Bence bunu tartışmamız lazım."
CHP ortak dilekçeyi teslimin ardından açıklama yapacak
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği Can Atalay kararı nedeniyle Meclis’in olağanüstü toplanması talebiyle hazırlanan ortak dilekçeyi TBMM Başkanlığı’na sunulmasının ardından; yarın diğer muhalefet partilerinin temsilcileriyle birlikte 2 No’lu Basın Kapısı önünde ortak basın açıklaması yapacak.
Ne olmuştu? Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile arasında krize dönüşen, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili olarak, geçtiğimiz şubat ayında, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ve eski üye Muhammed Emin Kuz emekli olmadan kısa süre önce tarihi bir karara imza attığı, Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararla açığa çıktı. Yüksek Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğuna, bu nedenle bu kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmüş sayılamayacağına hükmetti. Anayasa Mahkemesi, Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde sayılması talebinin karara bağlanmasına yer olmadığını belirterek, TBMM Başkanlığı’na bu kararın uygulanmasının anayasal zorunluluk olduğunu anımsattı. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI - Anayasa Mahkemesi, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi sürecinin Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetti, şimdi olacak?Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan Can Atalay, AYM'nin "milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğu" yönündeki kararına ilişkin TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a faks yolladı. Atalay, AYM'nin açık kararlarının uygulanmasını talep etti. Bu sırada avukatları da tahliye talebiyle mahkemeye başvurdu. TIKLAYIN - Can Atalay'dan Numan Kurtulmuş'a çağrı: AYM'nin açık kararlarını uygulayın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da Anayasa Mahkemesi’nin kararına ilişkin sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmak için gerekli adımları atacaklarını belirtti. Baş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüştüğünü ve Kurtulmuş'un cenaze töreni nedeniyle yurt dışında olacağını ifade ettiğini belirtti. "O yüzden pazartesi günü itibariyle gereken adımları atacağımızı kendisiyle paylaştık. Meclisin, Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun şekilde hareket ederek Can Atalay'ın özlük haklarını derhal iade etmesi gerekiyor" dedi.
|
TBMM tarihinde bir ilk; Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü!TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edildiğine ilişkin karar TBMM Genel Kurulu’nda 30 Ocak'ta okundu. Meclis'te bir ilk yaşandı ve Anayasa Mahkemesi’nin iki kez bu konuda hak ihlali kararı vermiş olmasına rağmen Genel Kurul'da Yargıtay yazısı okunarak Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü. Genel Kurulu yöneten TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'a, kararı okuduğu sırada anayasa kitapçığı fırlatıldı.
Kararın okunmasının hemen ardından TBMM internet sitesinde yer alan, "Milletvekilliği Sona Erenler" sayfasına Can Atalay da eklendi.
Can Atalay'dan ilk açıklamaVekilliğinin düşürülmesi kararının ardından Atalay'dan ilk açıklama geldi. Atalay, Seçilmiş Hatay Milletvekili sıfatıyla yayınladığı açıklamada, "Anayasa’nın açık; hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini 'düşürdüler.' Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak. Hep beraber göreceğiz" dedi. AYM: "Yok hükmünde"Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos gece ayrısı Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit etti. Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Atalay’la ilgili kararının hukuki değerden yoksun olduğuna ve bu kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmüş sayılamayacağına karar verdi. Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi işleminin iptali ile Yargıtay yazısının TBMM’de okunması işleminin iptali başvurularını birleştirerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, Can Atalay’ın "milletvekilliğinin yok hükmünde sayılması" talebinin karara bağlanmasına yer olmadığına hükmetti. Karar, eski AYM Başkanı Zühtü Arslan ve eski üye Muhammed Emin Kuz'un da yer aldığı 4'e karşı 10 üyenin oyuyla oyçokluğuyla alındı. Mlletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit eden Yüksek Mahkeme, “Öncelikle belirtmek gerekir ki TBMM Genel Kurulu’nun 30 Ocak’taki birleşiminde okunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı bir mahkûmiyet kararı değil, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararının daire tarafından değerlendirilmesi için dosyanın anılan daireye gönderilmesine ilişkin karardır…" değerlendirmesinde bulundu. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI
|