T24 Haber Merkezi
Toplumsal Bellek Platformu, adalet arayışındaki ailelerin imzasıyla eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti hakkında sosyal medya platformu üzerinden bir tweet serisi yayınladı. Açıklamada, "Ülkü Ocakları yakınlarımızın katledilmelerinde farklı görevler almış, faşist bir suç odağı ve bir derin devlet aygıtıdır. Faşizmi normalleştiren bir ülkede adalet kurulamaz. Ayşe Ateş ve ailesi (hiç değilse bundan sonra) çektiklerimizi çekmesin" ifadeleri kullanıldı.
Siyasi cinayetlere kurban gidenlerin yakınlarını çatısı altında toplayan Toplumsal Bellek Platformu, Sinan Ateş cinayeti hakkında sosyal medyadan bir açıklama yayınladı. Açıklamada, maktule ne kadar uzak olsalar da Sinan Ateş cinayeti davasının tanıdık olduğunu ifade eden aileler, Ayşe Ateş ve ailesinin hukuk mücadelesinin amasız şartsız desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Yakınları siyasi cinayetlerde katledilmiş bir grup aile olarak benzeyen ve benzemeyen şeylerle ilgili bir açıklama yapma ihtiyacı hissettik.
Maktule ne kadar uzak olsak da Sinan Ateş cinayeti davası bir o kadar tanıdık. Soruşturma ve kovuşturma safahatında yaşananlar çektiğimiz ve hala çekmekte olduğumuz ıstırabı tekrar tekrar yaşatıyor bize.
Ülke olarak en büyük yoksulluğumuz hakikat ve adalet yoksulluğudur. Bugün bu ülke hakikatin kırıntısına dahi muhtaçtır. Ayşe Ateş ve ailesinin hukuk mücadelesi amasız şartsız desteklenmelidir. Bu duruş ülkenin kadim suç odaklarıyla ne helalleşme ne affetme anlamını taşır.
Herkes için adalet savunulmadığı sürece kimse için adalet sağlanamaz. İyi de kötü de yerinde duruyor. Ülkü Ocakları yakınlarımızın katledilmelerinde farklı görevler almış, faşist bir suç odağı ve bir derin devlet aygıtıdır. Faşizmi normalleştiren bir ülkede adalet kurulamaz.
Gerçekler açığa çıksın, kim incinecekse incinsin. Ayşe Ateş ve ailesi (hiç değilse bundan sonra) çektiklerimizi çekmesin"
Açıklamada imzası olan ailelerin tamamı şöyle:
Sabahattin Ali Ailesi, Orhan Yavuz Ailesi, Necdet Bulut Ailesi, Akın Özdemir Ailesi, Cevat Yurdakul Ailesi, Cavit Orhan Tütengil Ailesi, Ümit Kaftancıoğlu Ailesi, Sevinç Özgüner Ailesi, İlhan Erdost Ailesi, Muammer Aksoy Ailesi, Çetin Emeç Ailesi, Turan Dursun Ailesi, Bahriye Üçok Ailesi, Uğur Mumcu Ailesi, Musa Anter Ailesi, Nesimi Çimen Ailesi, Metin Altıok Ailesi, Behçet Aysan Ailesi, Yusuf Ekinci Ailesi, Yasemin Cebenoyan Ailesi, Onat Kutlar Ailesi, Hasan Ocak Ailesi, Metin Göktepe Ailesi, Ahmet Taner Kışlalı Ailesi, Necip Hablemitoğlu Ailesi, Hrant Dink Ailesi.
Sinan Ateş cinayeti iddianamesinde neler var, kimlere hangi ceza isteniyor?Arkadaşı Selman Bozkurt ile bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğrayan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ateş ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, cinayetten yaklaşık 1,5 yıl sonra mahkemece kabul edilmişti. İddianamede, Sinan Ateş'in olay sırasında yanında olan ve omuzundan yaralanan Selman Bozkurt ile Ateş'in eşi Ayşe Ateş, "müşteki" sıfatıyla yer alıyor. Ancak Ayşe Ateş'in ifadesi iddianamede yer almıyor. 22 sanıklı iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirerek kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un müşterek fail olarak "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmaları talep edildi. İki ismin, Ateş'in yanında bulunan Selman Bozkurt'a yönelik ise "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. Özyağcı'nın ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Tolgahan Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Sanıklardan ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıklardan Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, avukat Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, eski cinayet büro amiri Mustafa Ensar Aykal'ın "iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri" gerekçesiyle cezalandırılmaları istendi. Bu 17 sanığın, "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, eski cinayet büro amiri Aykal'ın ayrıca kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. 17 kişinin dosyası ayrıldıCinayete ilişkin 22 tutuklu sanık hakkında dava açılırken, 17 şüphelinin de dosyası ayrıldı. Dosyası ayrılanların arasında hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç ile Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yapan Talha Atalay ve eski MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz yer alıyor. Soruşturma sürecinde savcılar değiştirildiCinayetin işlendiği sırada Ankara Adliyesi’nde uzlaştırma savcısı olarak görev yapan Ayhan Ay nöbetçiydi. 1. Dış Bölge olarak belirlenen yerlerdeki şüpheli olaylara 24 saat boyunca savcı Ay bakıyordu. Ay’ın nöbeti esnasında Ateş cinayeti gerçekleşti. İş bölümü gereği ölümlü olaylara ilişkin dosyalar nöbetçi savcıda kaldığından, Ateş cinayeti soruşturması da savcı Ay’da kalacaktı. Ancak soruşturmanın seyri değişti. Özellikle Tolgahan Demirbaş’ın, cinayetten bir gün sonra, 31 Aralık 2022 gecesi gözaltına alınması sırasında Kılavuz’un evinde yaşanan kriz, emniyet tarafından savcıya "boş dosya" gönderilmesi nedeniyle derinleşti. Demirbaş, "boş dosya" nedeniyle serbest kaldı. Savcı Ay, daha sonra yapılan tespitler ışığında emniyete yazı yazarak, Demirbaş’ın "mevcutlu" (polis eşliğinde) şekilde adliyeye getirilmesini istedi. Buna karşın emniyet ise savcılığa "adresinde bulunamadığı" yanıtını vererek, Demirbaş’ı getirmek istemedi. O tarihlerde dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun devreye girdiği, mevcutlu getirme yazısı için "kapısının altından geri atın" dediği öne sürüldü. Bütün bu gelişmeler üzerine 17 Ocak 2023 tarihinde, yani cinayetten 19 gün sonra dosya milliyetçi kesime yakın olduğu bilinen Başsavcıvekili Durdu Özer’in koordinatörlüğüne verildi. Özer’in yanı sıra dosyaya Savcı Ay ile birlikte çalışmak üzere savcı Durmuş Ali Kaya da eklendi. Bilirkişi raporundaki detaylarSoruşturma kapsamında tutuklanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın telefonundan kurtarılan yazışmalar, cinayetin aylar önce planlandığını gösterdi. T24’ün kamuoyuna duyurduğu Demirbaş’ın yazışmalarına ilişkin bilirkişi raporu, Sinan Ateş’in, Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla cinayetten dokuz ay önce takip edilmeye başlandığını ortaya koydu. Bilrikişi raporuna göre, Demirbaş, Ankara Emniyeti Cinayet Büro'da görevli olan ve bir dönem Ateş dosyasına da bakan komiser Mustafa Ensar Aykal'dan Ateş'in adresini, eski MİT görevlisi Çağlar Zorlu'dan da konumunu istedi. Bu yazışmalara, Demirbaş’ın komiser Aykal’dan, "Genel Başkan istedi de" diyerek, Ateş’in adresini istediği ve "Aynen reis, onun ipini çekmişler" yanıtını verdiği görüldü. Raporda, Demirbaş ve Emre Yüksel’in 06 AT 5021 plakalı ve Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli olduğu öğrenilen Audi marka çakarlı bir araçla tetikçiyi Bolu’ya götürdüğü kayıtlara girmişti |