Yeni tınılara bir kulak verelim...

Dinleyebileceğiniz sayısız albüm var. Ve her gün bunlara yenileri ekleniyor... Ya günlerce bıkıp usanmadan dinleyeceğiniz albüm yayınlandıysa ve sizin haberiniz bile olmadıysa? İşte yepyeni, denemeye değer birkaç albüm...

21 Şubat 2020 17:54

En son dört yıl önce Radyo Babylon’un –maalesef artık aramızda değil– müzik direktörlüğünü yaparken dinlenmesi için şarkılar, albümler seçiyordum.

Bu sefer başka bir bağlamda dinlediğim, sevdiğim müziklerden haberdar etme halindeyim ve bu yarı disiplinli yarı kendiliğinden hali özlediğimi fark etmek çok güzel; yapılış süreçlerini araştırmak ve bendeki etkilerini sizlere aktarmak için –kulağınıza dokunuyor mu hakikaten? Öyleyse bize yazsanız ya!– kulak kabartmak, albümlerle aramdaki mesafeyi azaltıyor, onları dinleme tarzım olumlu anlamda değişiyor. Onca hengâmenin içinde düşüne düşüne, sindire sindire müzik dinliyorum…

Bu hafta, önce taze bir canlı çalım albümüne, sonra ‘hikâyeli’ bir mini orkestra albümüne, oradan bir kadın üçlüsünün ilk albümüne ve son olarak da beat’li oturaklı bir albüme bağlıyorum sizleri.

Live Sessions I
Volkan İncüvez Quartet
Lin Records, Şubat 2020

Quartet, gitar ve vokallerde Volkan İncüvez, bas gitarda Samet Tulça, tuşlu ve elektroniklerde Orhun Canca, davulda Fırat Şık’tan oluşuyor. Kendisi de müzisyen olan Ediz Hafızoğlu’nun kurduğu Lin Records plak şirketinden yayınlanan Live Sessions I, Hepyek, Derun, Debdebe, Ebren Trio, Kırkbinsinek, Gözyaşı Çetesi gibi gruplarla çalan Volkan İncüvez’in quartet’iyle gerçekleştirdiği ilk kaydı. Adı üzerinde, bir canlı kayıt albümü. Müzikal tavırlarını onlardan bir alıntıyla tarif edeceğim:

“Volkan İncüvez Quartet'in adeta bir ritüel gibi gerçekleştirdikleri performanslarında, nihai amaçları trans halinde sıhhate kavuşmak oluyor. Başka bir deyişle; melodi ve armonilerini kara parçalarında büyütüp, bir rotası olmadan semada dolanıp, duygularını denizin dibine bırakıyorlar.”

Dörtlü bu coğrafyadan yükselen ezgileri, sözleri modern enstrümanlarla dile getiriyor. Üç parçanın da kendine has bir anlatım örgüsü, bir hikâyesi var fakat bir bütünlük de söz konusu. Gemiye atlayıp atmosferde kısa bir gezintiye açılabilirsiniz.

Albüm kayıtlarında yeni, gelişmiş teknikler ve post prodüksiyon o müzik olayını şekillendiren süreçlerden biri. Ama derinlikle icra edilmiş bir canlı performansın kulaklardaki ve kalplerdeki yeri daha özel oluyor, Live Sessions I onlardan biri. Kaydının berrak olması da cabası. O zaman, o müzikal seansa dışarıdan katılan biz dinleyicilerin içine girmesi de daha akışkan bir şekilde gerçekleşiyor. Bir de çok kişisel olarak, bu oturum bana '90 başlarının sevdiğim füzyon cazını hatırlattı. Nostaljik bir çağrışım gibi değil de zamanın iç içeliğinin, döngüsel olduğunun bir göstergesi gibi. İkinci oturumu merak ediyorum.

Künye:
Gitar & Vokal: Volkan İncüvez
Synth & Elektronik: Orhun Canca
Bas Gitar: Samet Tulça
Davul: Fırat Şık
Kayıt yeri: Pür Recording Studio
Kayıt & Miks: Ozan Öner
Kayıt Asistanı: Berat İşçioğlu
Mastering: Barış Büyük
Kapak tasarım: Ezgi Yener İncüvez
Kapak fotoğraf: Bence Boros
Süre: 00:28:00

Not Now, Bernard and other stories
Alexander Armstrong, Tom Hammond & Orchestra of the Swan 
Orchid Classic, Şubat 2020

Not Now, Bernard and other stories’ın kapağını görür görmez içini merak ettim, iyi etmişim. Albüm, üçü çocuklar için yazılmış beş farklı hikâyeden ve totalde altı farklı müzikal temadan oluşuyor. Besteler Bernard Hughes, John Ireland, Malcolm Arnold ve Judith Weir’e ait. Tom Hammond yönetimindeki Orchestra of the Swan küçük bir topluluk.

İlk hikâye Not Now Bernard, David McKee’ye ait. Albüme ismini de verdiği için bu hikâyeden azıcık bahsedeceğim: Bernard annesi ve babasıyla yaşayan bir çocuktur. Anne ve babası nedense hep meşguldür. Onlarla her iletişim kurmaya çalıştığında “Şimdi olmaz Bernard!” derler. Bernard arka bahçede bir canavar bulduğunda bile çok meşguldürler…

Isabel Noisy Tummy hikâyesinin yazarı da McKee. Annabel Lee, Edgar Alan Poe’nun bir şiirine, The Knight Who Took All Day, James Mayhew’ın bir öyküsüne, Thread! ise 11.yüzyılın Ortaçağ Avrupa’sına ait yetmiş metrelik Bayeux Duvar Kiliminde işlenmiş savaş ve entrika anlatısına dayanıyor – gerçi Armstrong’un satirik anlatımıyla bu da bir çocuk hikâyesi gibi tınlıyor.

Oyuncu, TV yıldızı ve komedyen Alexander Armstrong’un karakteristik, mizah dolu, neşeli ve becerikli anlatıcılığı, bestelerin Tom Hammond’ın yönetimindeki topluluk tarafından dile geliş biçimi albüme bir zemin oluşturmuş. Böylece, farklı hikâyeler ve besteler olmasına rağmen ortaya bütünlüklü, hayal gücünü harekete geçiren teatral bir anlatım çıkmış. Bu özellikle çocuklar için hazırlanmış bir albüm değil, fakat önerildiği üzere çocuklara klasik müziği tanıtmak için iyi bir fırsat olabilir. Öte yandan, ben bir yetişkin olarak dinlerken çocuklar gibi şendim.

 

Künye:
Anlatıcı: Alexander Armstrong
Kondüktör, prodüktör: Tom Hammond
Düzenleme, beste, ko-prodüktör: Bernard Hughes
Beste: Malcolm Arnold
Beste: Judith Weir
Beste: John Ireland
Santurlar: Helen Bool, Bruce Parry
Melodika: Neil Brough
Kuş sesleri: Alex Butterworth
Ziller: Gareth Ceredig
Tren düdüğü, kuş sesleri: Diane Clark
Islıklar, kuş sesleri: Sally Harrop
Triangle: Vicky Lee
Oyuncak davullar: Tom Peverelle
Oyuncak trompetler: Paolo Pezzangora, Peter Wright
Ses mühendisi: John Croft
Süre: 01:00:08

Silhouettes
Shadow Show 
Burger Records, Şubat 2020

Shadow Show, Detroit’li kadın power trio, moralimin yerlerde süründüğü bir anda tesadüfen imdadıma yetişmiş oldu, öylece tanıştık. Silhouettes’in ilk parçasından son parçasına kadar kafa sallamak suretiyle bünyemdeki bütün bulutları dağıttım. Kurucuları gitarist, vokalist Ava East, davulcu, vokalist Kerrigan Pearce, basçı, vokalist Kate Derringer’mış. Silhouettes, 2018’de kurulan grubun ilk albümü. Albümlerinin prodüktörlüğünü kendileri yapmış, basım ve dağıtımı ise California’lı plak şirketi Burger Records üstlenmiş. Beste ve sözler Ava’ya, parçaların kayıtları ve miksler Kate’e, mastering ise çalıştığı gruplar arasında The White Stripes’ın da olduğu Jim Diamond’a ait.

Üçlü ilk gençliklerinden beri, dünyanın birçok şehrinin maruz kaldığı zoraki dönüşümden nasibini alan Detroit’in unutulmuş, karanlıkta kalmış taraflarının izini sürmüşler. Buldukları viran malikâne bodrumlarında, kenarda köşede kalmış dükkânların önlerinde çalarak kafalarında canlandırdıkları şehri müzikleriyle inşa etmeye çalışmışlar; “o zaman biz de hayalini kurduğumuz şehri müziğimizle inşa ederiz” der gibiler. Müzikleri son beş altı onyılın karışımı gibi; Detroit’in hiç yaşamadıkları zamanlarına öykündükleri duyuluyor ama bunu içtenlikle ve sevgiyle yaptıklarını da duyabilirsiniz. Tavırları net, sesleri anlamlı bir yükseklikte. Silhouettes’den de bu yapıcı enerji yükseliyor, zira kafa sallamadan edemiyorsunuz.

Künye:
Davul, perküsyon, vokal: Kerrigan Dearce
Bas vokal, kayıt, miks, sintisayzır: Kate Derringer
Beste, söz, gitar, vokal, tasarım: Ava East
Mastering: Jim Diamond
Kayıt: Matias Vilaplana [Shadow Box], Christopher Walker
Kapak fotoğrafı: Jaimie Skriba
Süre: 00:41:08

Spiritual Sleaze
Rejoicer 
Stone Throw, Şubat 2020

Rejoicer yani Yuvi Havkin, doğduğu Londra’dan beş yaşında ailesiyle Tel Aviv’e göç etmiş. Şimdilerde Berlin’de yaşayan müzisyen-prodüktör, Tel Aviv’in beat sahnesinin önde gelen isimlerinden biri olarak anılıyor. Daha önce kulağıma çalınan Buttering Trio’nun bir üyesi olduğunu bu albüm vesilesiyle öğrendim. Rejoicer, ergenliğinden beri bir plak delisi ve bu onu sıkı plak koleksiyoncusuna, daha sonra da bir beat yapıcı’ya dönüştürmüş. İşbirliğini, birlikte üretmeyi seven bir müzisyen olarak Tel Aviv’deyken beatmaker, rap’çi, caz vokalisti ve çeşitli enstrümantalistlerinden oluşan Raw Tapes plak şirketini kurmuş. Tel Aviv’in beat sahnesini Raw Tapes’in de aurası ve icraatlarıyla el birliğiyle şekillendirmiş olsalar gerek. Rejoicer’ın uluslararası işbirliklerinden birine örnek de Bajka. 

Spiritual Sleaze onun, Los Angeles’lı plak şirketi Stone Throw’dan çıkardığı ikinci uzunçaları. Yaşadığı mekânların, şehirlerin, koşulların farkında olan, üzerlerine kafa yoran bir müzisyen olarak Rejoicer, denilene göre bu albümde Tel Aviv’deki kişisel hayat deneyimiyle işgal altındaki Gazze’dekilerin yaşamları arasındaki tezatlıkları çizmeye gayret etmiş. Mesela parçalar arasındaki duygu farklılıklarını bu bilgiyi öğrenince daha iyi kavradım; bir parça çok kararlı ve keyifle tınlarken başka bir parçayla havada asılı kalıveriyorsunuz ve bu geçişler sizi düşündürüyor. Fakat müzikal bağlam hiç teklemiyor. Rejoicer’ın sesleri deneysel kullanım biçimini de çok sevdim; seslerle bir ortam yaratabiliyor, üslubu için kullanabileceğim tariflerden biri de sinematografik olması. Spiritual Sleaze’la, hüzünlü ama groove’u yerinde, anlatımı kuvvetli, ayakları yere sağlam basan saykodelik tınılı bir elektro-soul albüm yakalamış olmaktan yana keyifliyim.

Künye:
Besteler, miks ve diğer birçok şey: Rejoicer
Bas gitar, gitar: Yonatan Albalak      
Mastering: Dave Cooley
Synthesizer, Wurlitzer, featuring: Nitai Hershkovits
Bas gitar, besteci, featuring, söz yazarı, keman, vokal: iogi
Beste, featuring, söz, vokal: KerenDun
Bas gitar: Yonatan Levy
Atmosfer, piyano, sintisayzır: Nomok
Beste, featuring, söz, vokal: Jenny Penkin
Sintisayzır: Asaf Samuel
Miks: Asaf Shay
Keman: Ilan Volkov
Bas gitar, featuring: Sam Wilkes
Kapak: Jengo
Süre: 00:45:00