21 Şubat 2020: Haftanın dikkat çeken kitapları

Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...

21 Şubat 2020 13:02

21 Şubat 2020: Bu hafta yine dikkatimizi çeken kitaplardan bazılarını öne çıkardık; gözden kaçırmayın, hemen almasanız da aklınızın bir köşesinde bulunsun diye... Kimileri yepyeni kimileriyse yeni baskısı yapılan bu kitaplardan bazılarına dair önümüzdeki günlerde K24'te yazı ve eleştiriler de yayınlanacak. Şimdilik Vitrindekiler köşesinde, her bir kitabı –içinden küçük bir alıntıyla– zihnimizin raflarına yerleştirmekle yetiniyoruz. Buraya göz atmayı da unuturum derseniz, çaresi var: sosyal medyada K24'ü izlemek: O zaman Vitrindekiler her hafta cep telefonunuza gelecek... 


Elizabeth Brami
Kız Çocuk Hakları Bildirgesi
resimleyen: Estelle Billon-Spagnol
çev. Burcu Uğuz
YKY, 2017
36 s.

Bu hafta dikkatimizi çeken kitaplardan ilki, raflara yeni çıkmış değil. Üstelik yayınevinden bile temin edemiyorsunuz, çünkü şu anda baskısı yok. Kapak resmine dikkatli bakınca niye dikkatimizi çektiğini anlayacaksınız: Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun 27 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla, gerekçesiz olarak "18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna" karar verilmiş olan kitabın üzerinde "Küçüklere Zararlıdır" ibaresi bulunuyor.



Ahmet Burak Turan
Türk Canavarları Sözlüğü:
Şamanist Söylencelerde Canavarlar ve Şeytani Ruhlar

Gerekli Kitaplar, 2020
212 s.

"Peki insanlar nelerden korkar? Bilinmeyenden, ölümden, hastalıktan, karanlıktan, açlıktan, soğuktan, vahşi hayvanlardan... Bütün bunlar çeşitli mitolojik varlıklar şekline dönüştürülür; halk inançlarında, halk anlatılarında, masallarda, efsanelerde karşımıza çıkar. 

Bu sözlükte, Altay, Yakut, Tatar, Buryat, Tuva, Moğol; Azerbaycan, Anadolu, Balkan anlatılarında görülen mitolojik, korkutucu, olağanüstü varlıklar, dış görünüşü, işlevi üzerine bilgiler verilerek alfabetik olarak işlenmiştir,

Bu sözlüğün diğer sözlüklerden farkı, mitolojiyle ilgili genel bilgiler, varlıklar, şahıslar, temalar yerine, tamamen şeytanî varlıklara yoğunlaşmasıdır." (s. 8)


Aykut Köksal
Barok Dönüşüm: Müziğin Modernleşme Serüveni
Topos Yayınları, 2020
215 s.

"Batı müziğinin modernleşme sürecinde temel kırılma noktasını Barok dönemin oluşturduğunu söylemek gerek, 17. yüzyıl başından 20. yüzyılın ilk yıllarına dek, üç yüzyıl boyunca Batı müziğini taşıyacak Tonal armoninin kendi normlarını belirlemesinden çalgıların modernleşmesine, yeni müzik türlerinin, yeni çalgı topluluğu formasyonlarının oluşmasına dek uzanan bir dönüşüm sürecinin ortaya çıkması, Barok döneminin ayırıcı özelliklerinin başında gelir. 20. yüzyılın ikinci yarısında müziğin ana paradigması olan mekânsallık olanağı da ilk ürünlerini Barok dönemde verir: Çalgı topluluklarının eşzamanlı birlikteliği ya da mekân içinde yarışan kümeler oluşturmaları bu olanağın bir sonucudur. Bu yenilikleri, bu kitabın konusu olan başka pek çok yenilik izler ve sonunda Batı müziğini klasik döneme taşıyacak olan temel altyapı ortaya çıkar. Barok dönemi büyük bir sentezle sonlandıran Bach'ın ardından Batı müziği –kaçınılmaz bir zorunlulukla– yeni bir döneme girer ve modernleşme sürecinde bir adım daha öteye gidilir." (s. 10)


Defne Sandalcı
Aşk için İstediğimiz Başka Hayvanlar
Metis Yayınları, 2020
80 s.

"Dünya ters, dönük.
Ve düzdür, dik
ve yuvarlak, ama ancak, bir öküzün boynuzlarında
sallanıp üstündekiler dökülünce her şey yerli yerine
oturacak.

Biz kayarız ondan,
Var olduğumuzu, arzuya kapılmış bedenlerimizin
uçuşkanlığından biliriz ve boynuzlara takılarak.

*

Haritalar dünyayı gösterir. Kâğıt topografya.
topografya kaybedilmiş kemiklerin, koparılmış
gödelerin, dik(ey) uygarlığın kâğıt göstergesidir ancak,
varlığın zemini değil.

dünyalılık, derin öksüzlük, derin Yer'sizlik. Öksüz
topluluğun, ki dalgalanır, birbirine eğilimi. Bakış
çakımı.

Dünyanın (hâlâ) uçları vardır."

(s. 60-61)


Timothy Morton
İnsan Türü: İnsan Olmayanlarla Dayanışma
çev. Duygu Dölek
Profil Kitap, 2020
255 s.

"Komünizm hayaletinin üzerinde bir hayalet dolaşmaya dolaşıyor: insan olmayanın hayaleti.

İnsan Türü, insan soyunun komünist siyaset düşüncesinde geçerli ve can alıcı bir kategori olduğunu savunuyor, bu kitapta bu düşüncenin kapsamı uluslararası değil, gezegen çapında ele alınıyor. Burada kastedilen, komünizmin ekonomik modellerinin bir biyosfer içinde, benim 'simbiyotik yaşam' olarak adlandırdığım olguyla uyumlanmış biçimde düşünülmesidir. 

Simbiyotik yaşam, varlıkların eksiksiz olmayan, dağınık bir ilişki içinde oldukları tuhaf bir 'iç patlamalı bütün'dür. (...) Simbiyoz halinde, üst sembiyonun hangisi olduğu belli değildir, varlıklar arasındaki ilişki pürüzlü ve kusurludur. Mikrobiyomumun içinde yaşayan sayısız bakteri için bir vasıtadan mı ibaretim? Yoksa bana konakçılık mı yapıyorlar? Konakçı kim, parazit kim? İngilizcedeki 'host' ('konakçı') terimi Latince hostis'ten türemiştir, bu kelime hem 'arkadaş' hem de 'düşman' anlamına gelir." (s. 11)

Claudio Gobetti
Haydi Sarılalım
resimleyen Diyana Nikolova
çev. Aren Turhan
Arden Yayıncılık, 2020
40 s.

"Biz su samurları, sorunların çözümünü gayet iyi biliyoruz.
Bu, dünyanın en büyük sırrı...
Ve eğer bu sırrı keşfettiysen tüm engelleri aşman mümkün.

Bu sır ne mi?"
(s. 1-2)

 


Yankı Yazgan
Korku Sal Cesur Desinler
İnkılap Yayınları, 2020
192 s.

"Değişiklik bir tehlike gibi algılandığında, beğenmez, kusur bulucu oluveririz. Değişikliği, farklılığı nasıl algıladığımız önemli ölçüde ruh hâlimizin olumlu olup olmamasına bağlıdır. Keyfimiz yoksa tutuculaşırız, değişikliğe kapanırız." (s. 31)


Yoko Tawada
Tokyo'nun Son Çocukları
Çevre. H. Can Erkin
Siren Yayınları, 2020
123 s.

"Bu kuşağın çocuklarının çoğu gibi Mumei de kalsiyum depolamakta yeteriz kalıyordu. Yoşiro, böyle giderse insanoğlu dişsiz bir yaratığa dönüşecek diye geçirdi içinden; diş hekiminden döndükleri sırada adamın sözlerini düşünüyordu. Mumei, aklından geçenleri okumuş gibi, 'Serçelerin de dişleri yok, ama sağlıklılar. Endişelenme Büyükdere,' dedi. Mumei'nin insanların içinden geçenleri okumak gibi bir yeteceği vardı. Genel hatlarıyla tahmin yürütmek değil de, sözcüğü sözcüğüne, kitap okur gibi okuyor sanki diye Yoşiro'nun tedirgin olduğu anlar bile oluyordu. Mumei'nin geleceği hakkında karamsar düşüncelere kapılmamak için çabalasa da çoğu zaman endişeye gark oluyor, gece gündüz yakasına yapışan kaygılarla perişan hale geliyordu." (s. 19)