Yayıncılığın topluluk desteklisi: Ekofil

"Ekofil Topluluk Destekli Yayıncılık modeli, ekoloji alanında daha fazla kaliteli yayın okumak isteyen topluluğun, bu alanda yayın üretmek isteyenleri mali, lojistik ve görünürlük itibariyle desteklemesini, üretim sürecinin okurdan gelecek her türlü katkıya açık olmasını ve gerçekleştirilen faaliyetlerde şeffaflık sunmayı amaçlıyor."

07 Ekim 2021 16:30

Topluluk Destekli Yayıncılık, tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan Topluluk Destekli Tarım temiz, doğal gıda üreticileriyle üretim sürecine katılma arzusundaki tüketicilerin, yani türeticilerin oluşturduğu topluluklarmodelinden ilhamla adını alan kitle fonlama, ön satış, katılımcı planlama ve armağan ekonomisi gibi fikirlerden de beslenen bir model. Okurların aktif desteğiyle kitap yayımlama ve dağıtma fikrini geliştirme ve sürdürülebilir hale getirme yönünde bir çaba.

Ekofil Topluluk Destekli Yayıncılık bu modeli tasarlamak, uygulamak ve geliştirmek için, 2017 yılı yaz aylarında sosyal medyadan yaptığı çağrıyla yola çıkan ve çağrıya yanıt veren 80 kişi arasında bir süre devam eden yazışmaların ardından yapılan toplantılarda “niyetlerini” belirledikten sonra, bu niyetleri yaşama geçirmek üzere görev almaya gönüllü küçük bir mutfak ekibiyle ilerleyen, yeni bir yayınevi.

Yunanca oiko (ev) ve phile (sever) kelimelerinden türetilmiş Ekofil için ev gezegenimiz Dünya ve Ekofil, evimizin ve üzerindeki tüm varlıkların iyiliğini gözeten her konuda ve alanda yayın yapmayı amaçlıyor. 2019 yılında Tracy Maria Lord’un yazdığı, Burcu Pek’in resimlediği ilk kitapları Balkonlarda ve Küçük Bahçelerde Tohum Alma ve Saklama El Kitabı ile yolculukları başladı. Onu 2020 yılında David George Haskell’in Saklı Orman-Bir Biyoloğun Orman Güncesi kitabı takip etti. Şimdilerde Anne Crausaz’ın yazıp resimlediği ilk çocuk kitapları Büyüdüğüm Yer, diğerleri gibi topluluk destekli dağıtım noktalarında ve Ekofil’in web sitesinde satışa çıktı.

Farklı şehir ve köylerde yaşayan yazar, çizer, çevirmen, editör ve okurlardan oluşan topluluğun “mutfak ekibi” İlknur Urkun Kelso, Hira Doğrul, Şebnem Ekici Alperen, Alper Can Kılıç ve Bülent Korkmaz bu merak uyandırıcı, heyecan verici yayıncılık serüvenini anlattılar.

Neden topluluk destekli yayıncılık?

Ekofil: Topluluklar kurup konvansiyonel tarıma alternatif oluşturabiliyorsak neden konvansiyonel yayıncılığın alternatifini denemeyelim? Bu soruyla yola çıktık. Yayıncılıkta yaşadığımız sorunlar tarım sektöründeki sorunlara bir hayli benziyor: Üretenler sömürülüyor, işçileştiriliyor ve üretimden uzaklaşmaya başlıyor; aracılar gittikçe tekelleşerek tüketiciye neyin ulaştırılacağına karar veriyor; sağlıklı ve besleyici olandan ziyade maliyeti düşük, albenili ama kalitesiz ürünler öne çıkıyor; dolayısıyla faydalı ve kaliteli ürüne erişmek gittikçe zorlaşıyor ve bu sürecin ekolojik ayakizi gittikçe artıyor.

Bu çerçevede “topluluk destekli yayıncılık”, üretici (yazar, çizer, çevirmen, editör, tasarımcı vb.) ile türeticinin (okur) doğrudan ilişki ve dayanışma içinde olduğu, üretim süreçlerine katıldığı ve her anlamda destek verdiği bir üretim modeliyle insani ilişkilere dayalı bir topluluk oluşturarak, ticari kaygıları azaltıp yayınların niteliğini ön planda tutmayı, hem yayın üretenlerin hem okurların hem de tüm gezegenin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını gözetmeyi amaçlıyor. Ekofil Topluluk Destekli Yayıncılık modeli, ekoloji alanında daha fazla kaliteli yayın okumak isteyen topluluğun, bu alanda yayın üretmek isteyenleri mali, lojistik ve görünürlük itibariyle desteklemesini, üretim sürecinin okurdan gelecek her türlü katkıya açık olmasını ve gerçekleştirilen faaliyetlerde şeffaflık sunmayı amaçlıyor.

Aranızda çevirmen, yazar, illüstratör var. Ancak hepiniz yayıncılıkla ilişkili değilsiniz. Yayıncılıkla ilgili yola çıkarken birlikte yol aldığınız, ‘mutfak ekibi’ dediğiniz bu grup nasıl oluştu?

Ekofil: 2017 yılında sosyal medya üzerinden yapılan açık bir çağrıyla “daha adil ve kolektif” bir yayıncılık modeli konusunda heyecan duyan yaklaşık 80 kişilik bir e-posta grubu kuruldu. Zaman içinde gruptaki tartışmalara, çevrimiçi toplantılara aktif katılan ve uygulamaya yönelik somut görevler alan kişiler öne çıktı ve ekip kendiliğinden oluştu. Herhangi bir seçme-değerlendirme süreci olmadan, gönüllülük ve sorumluluk temelinde, kendiliğinden örgütlenmiş bir yapımız var.

 

Bayramiç Tohum Takas Şenliği'nde Ekofil. Ağustos 2019.

Nasıl karar veriyorsunuz yayınlanacak kitaba?

Ekofil: Ekoloji alanı içinde çok geniş bir ilgi yelpazemiz var. Gerek bir bilim dalı gerek bir dünya görüşü olarak ekolojiyle ilgili kuramsal kitaplar; doğa ve yaban hayat incelemeleri; gıda, mimari, enerji gibi ihtiyaçların ekolojik şekilde karşılanmasına yönelik alternatif yaklaşımlar; ekoloji ve çocuk; ekoloji ve sanat gibi ilgi alanlarımızla ilgili literatürleri tarıyoruz. Ayrıca topluluk oluşturma ve dayanışma modelleri, alternatif ekonomik ve örgütlenme modelleri ve her türlü alternatif toplum tasavvuru gibi konularla da ilgiliyiz. Uzman kişilerden ve topluluğumuzdan bu çerçevede öneriler alıyoruz. Elbette bu arada topluluğumuzdan ya da dışardan bize gelmiş dosyalar oluyor. Bütün bu önerileri ve dosyaları ya mutfak ekibi olarak özgünlük, düzgün ifade, iç tutarlılık gibi ölçütlerle değerlendirip karar veriyoruz ya da kendimizi yetkin görmediğimiz alanlarda (örneğin edebiyat) bir danışma kurulu oluşturup onlardan görüş alıyoruz.

Destek nasıl sağlanıyor ve ardından dağıtım, tanıtım gibi süreçler nasıl ilerliyor?

Ekofil: Bir kitabı yayımlamaya karar verdiğimizde her türlü emek, telif ve baskı maliyetlerini kapsayan bir bütçe hazırlıyoruz. Her kitapta Ekofil’in kurumsal harcamaları ve bir sonraki kitabımıza “can suyu” olacak bir pay da ekleyip bu bütçe doğrultusunda kitabımızı tanıtmaya başlıyor ve gerekli maliyetleri toplamak üzere ön satışa çıkıyoruz. Bu ön satışlarda belirlediğimiz bütçenin yaklaşık yarısına ulaşabilirsek, geri kalan maliyetleri normal satışta çıkaracağımızı düşünerek kitabı baskıya veriyoruz.

Kitaplarımız internet üzerinden alınabildiği gibi çeşitli şehirlerde bulunan topluluk mekânlarımızdan da temin edilebiliyor. Bu esnada sosyal medyada kitabın tanıtımına yönelik görseller, yazılar, filmler, okuma parçaları, vb. yayınlıyoruz. Tabii sosyal medya kanallarının yeni algoritmaları eskisinden çok daha az kişiye ulaşmamıza yol açıyor. Bu açıdan topluluk üyelerimizin kendi sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımlar kilit önem taşıyor; ancak bu sayede yeni insanlara ulaşabiliyoruz. Özellikle kitaplarımızı okuyup beğenilerini paylaşanlar çok etkili oluyor.

Elbette basın kitleri hazırlayıp bütün medya kanallarına gönderiyoruz ama çok yeni ve küçük bir yayınevi olduğumuzdan olsa gerek, pek sesimizi duyuramıyoruz. Bu açıdan Raife, bu söyleşi için sana ve K24 ekibine çok teşekkür ediyoruz.

 

Ekoloji sadece belli bir kesimin önemsediği bir kavram olamayacak kadar öncelikli bir konu dünyamız için. Bunu anlatabilmenin en iyi yollarından biri kitaplar. Dolayısıyla yayın çizginiz ve yapılanma modeliniz ilgi alanımıza giriyor. Yayımladığınız üç kitabın bu konuya yaklaşımınızdaki samimiyetin ve hassasiyetin göstergesi olduğu da ortada. Şimdi bildiğim kadarıyla ilk kitabınız Tohum Alma ve Saklama El Kitabı ikinci baskıya hazırlanıyor. Tekrar baskılarda nasıl bir prosedür izliyorsunuz?

Ekofil: Kitap çok sevildi ve inanılmaz hızlı bir biçimde tükendi. Kitabı bize armağan etmiş olan yazar Tracy Maria Lord’a baskının tükendiğini bildirdiğimizde kitabın içeriğiyle ilgili bazı geliştirmeler yapmak istediğini söyledi. İkinci baskı için kendisinin yapacağı güncellemeleri ve ekleri biz de sabırsızlıkla bekliyoruz.

Öte yandan henüz kitaplarımıza tekrar baskı yapma şansımız olmadı, ama temel olarak tekrar baskı süreci yazar, yayınevi, çizer ve çevirmen gibi paydaşlarla sözleşme süreleri bittiyse tekrar sözleşmeler yapmayı ve bizim modelimiz özelinde yeniden bir fonlama süreci başlatılmasını içerecek. Ayrıca her kitabımız için okurlara sunduğumuz değerlendirme formlarımız var ve bu formlara gelen yanıtlar doğrultusunda eserin içerik, çeviri ya da kapak gibi farklı unsurlarının gözden geçirilmesi söz konusu olabilir. Her kitabın telif süresi, sözleşmedeki baskı/kopya sayısı ve kitabın tükenme hızı farklı olduğu için aslında çok fazla değişkenin olduğu bir süreç tekrar baskı. Bizim ilkemiz koşullar elverdiği sürece kitaba verilen emeğin boşa gitmemesi, kitabın olabildiğince çok insana ulaştırılması ve imkânımız olduğu sürece en hızlı şekilde tekrar baskıları yapmak.

Üçüncü kitabınız Büyüdüğüm Yer ilk çocuk kitabınız. Çocuk kitaplarında kriteriniz nedir?

Ekofil: Çocuk kitapları kitap türleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahip. Kitabı yazan, seçen ve alanlar yetişkinler, ancak hitap ettiği kitle çocuklar. Biz aracıları değil, öncelikle çocukları düşünerek tercihlerde bulunuyoruz. Çocukların okumasını, kitaplarla büyümelerini istiyoruz. Öyleyse öncelikle çocuklar hikâyeleri sevmeli, okurken eğlenmeli, merak etmeli, heyecanlanmalı. Çocukların duygularına hitap etmek istiyoruz. Çocuklar küçük bilgelerdir. Her zaman ânı yaşarlar ve ancak sevdikleri şeylere ilgi duyarlar. Bu yüzden çocukların kitapla haşır neşirliği önemli. Konu çocuk kitapları olunca bilgi aktarımı ve değerler öğretisi iyi bir araç; bunu yok saymıyoruz. Ama bunu üstenci bir dile indirgeyen, çocuğun hayal dünyasını körelten ve neden sonuç bağlantısını kendisinin kurmasına, üzerinde düşünmesine, hikâyeyi içselleştirmesine izin vermeyen, yetişkin izi ağır basan kitaplar bizim gündemimize girmiyor. Çocuklarınkine de girmiyor zaten. Çocuklar muhakkak böyle kitaplarla karşılaşıyor; ama o kitaplar tekrar tekrar okutulan kitaplar olmuyor hiçbir zaman.

İçerik olarak ise Ekofil’in yayın konularını çocuklara anlatmayı ve onlara bir çerçeve çizmeyi istiyoruz. Gezegene ve içindeki canlılara ilişkin gerçek bir fotoğraf göstermek. O fotoğrafın içinde nasıl bir canlı olmak istediklerine de onlar karar versin istiyoruz.

Anne Crausaz’ın okul öncesi için hem resimleyip hem yazdığı Büyüdüğüm Yer’in neden bir adım öne geçip kataloğunuzda yerini aldığının ipuçlarını verdiniz. Ama ben yine de onca güzel doğa eksenli kitabın arasından nasıl sıyrıldığını sormak istiyorum?

Ekofil: Başlangıç için yetişkin kitaplarında olduğu gibi çocuklar için de konu olarak tohumu seçmiştik. Anne Crausaz’ın Büyüdüğüm Yer kitabı da bir tohumun ağaç olma hikâyesini anlatıyor. Yazar hem metni hem görselleriyle hikâyeyi çok sade bir dille ama bir o kadar da hoş bir görsellikle anlatıyor; rastlantısal bir var olma mücadelesi, hayatın ve mevsimlerin döngüsü kısacık hikâyesine öyle güzel sığdırılmış ki… Az anlatım ama çok anlam…

Pandeminin yayıncılık sektörüne olumlu ve olumsuz etkileri oldu. Siz pandemiden kısa süre önce yola çıkmıştınız zaten; buna rağmen nasıl gidiyor yolculuk şimdilik?

Ekofil: Pandemi bizi genel olarak olumsuz etkiledi. Telif alma, basıma hazırlık ve basım süreçlerinde bayağı gecikmeler yaşadık; sonuçta Büyüdüğüm Yer istemediğimiz halde yaz sezonuna sarktı. Ama esas zorluğu dağıtım noktalarımızda yaşadık. Biz dağıtım ağına ve kitapçılara girmeden, bize destek veren çeşitli mekânlar üzerinden dağıtım ve satış yapıyoruz. Pandemide bu mekânların çoğu kapalıydı; dolayısıyla hem dağıtımda aksaklıklar yaşadık hem de satışlarımız düştü.

Bu süreçte insanlar genellikle internetten satın aldılar kitapları. Ama sanıyorum internet ortamında da genel dağıtım ağlarında yer almıyorsunuz?

Ekofil: Hayır. Bu ağı genişletmek üzere birtakım çalışmalarımız var. Ancak şu an sadece sitemiz üzerinden satış yapıyoruz.

Ekofil’de her ne kadar işleri üstlenmiş bir mutfak ekibi olsa da dayanışma ve paylaşım temelli kocaman bir topluluk söz konusu. Biraz bu dayanışma halinden ve gelecek planlarından da söz edelim mi?

Ekofil: Topluluğumuzdan editör, çizer, çevirmen, ressam, tasarımcı gibi üyelerimize iş olanakları açmayı istiyoruz. Tabii bunun için daha çok kitap basmamız ve bunların daha çok desteklenmesi gerekiyor. Topluluk üyesi yazar ve çizerlerin ekolojiyle ilgili her türlü çalışmasına öncelik vermek istiyoruz. Bu minvalde bir roman üzerinde çalıştık ve basıma hazır hale getirdik, bu ekolojik bilimkurgu romanı yıl sonuna doğru baskıya girecek. Bir diğer topluluk üyemizin yaban hayat ve yabani bitkilerle ilgili enfes yazıları üzerinde çalışıyoruz.

Dayanışma modelimizin bir unsuru da “askıda kitap” uygulamamız. Kitaplarımızın bir kısmının toplumdaki dezavantajlı gruplara, hapishanelere, köy okullarına, vb. hediye olarak gönderilmesi için insanları “askıda kitap” almaya davet ediyoruz. Her bir askıda kitabı numaralandırıyor, doğru yerlere ulaştırmak üzere bağlantılar kurup buralara gönderiyoruz. Kurduğumuz Gezegeni Sevenler Derneği üzerinden de çeşitli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeye hazırlanıyoruz.

Yurtdışında topluluk destekli yayıncılık örneklerinden söz edebilir misiniz? Sizin özellikle takip ettikleriniz var mı? Yayın çizgileri, felsefeleri nasıl?

Ekofil: Yurtdışında bizim kurguladığımız modelin örneğine henüz rastlamadık. Şu an uyguladığımız modeli tasarlarken çok çeşitli ilham kaynaklarımız olduysa da önümüzde halihazırda uygulanmış bir örnek yoktu. Biz Ekofil için topluluk desteği, kitle fonlama, kooperatifçilik, armağan ekonomisi gibi uygulamaları, yayın yapmak istediğimiz alanları ve elimizdeki imkânları değerlendirerek bir sentez kurguladık. Ama bizim benimsediğimiz unsurları benimseyen yayınevleri var. Özellikle ekoloji alanında çalışan ve çok yakından takip ettiğimiz Chelsea Green ve New Society gibi yayıncıların kooperatifleri ve kâr amacı gütmeyen yapıları tercih ettiğini görüyoruz. Bu bizim modelimizin de bir ayağı. Diğer taraftan yine modelini topluluk destekli yayıncılık olarak adlandıran The Head and the Hand  var. Onlar da doğrudan topluluk destekli tarım modelinden ilham aldıklarını ifade ediyorlar ve yıllık abonelik seçenekleriyle o yıl basılacak kitapların önden satın alınabildiği bir model kurgulamışlar. Fakat bildiğimiz kadarıyla bizim gibi kitaplarının her biri için ayrı ayrı kitle fonlamaya başvuran, can suyu uygulaması yapan, askıda kitaplara ağırlık veren, sadece topluluk desteğiyle dağıtım yapan bir yayınevi örneği yok. Kitle fonlama yaklaşımını daha ziyade publishizer.com gibi “kişisel yayıncılık” platformları kullanıyor ama bu platformların da herhangi bir “yayın çizgisi” ya da katılımcı karar alma gibi amaçları bulunmuyor.

Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Yolunuz açık olsun.

Ekofil: Biz teşekkür ederiz.