Eylül ayında yayımlanacağı duyurulan yeni Salman Rushdie romanı The Golden House, ABD’deki son sekiz yıldaki politik çalkantıların arasında genç bir film yapımcısının hayatını ele alıyor
Salman Rushdie’nin, ABD’nin son sekiz yıllık politik hallerini hiciv türünde ele aldığı romanı The Golden House’un Eylül ayında okurla buluşacağı duyuruldu. Romanın, “kimlik, gerçekler, terör ve yalanlar” hakkında olduğu; genç bir film yapımcısının ABD’de yaşanan politik çalkantılar eşliğinde hayatını ele aldığı da yayınevi Jonathan Cape’in açıklamaları arasında yer alıyor.
2009 yılında Obama’nın ABD başkanlığına seçilmesi ile başlayan ve Trump politikaları ile devam eden roman, ABD’deki günümüz politik ve sosyal olaylarını da içine alan bir hiciv olma niteliği taşıyor. Muhafazakâr partinin yükselişi, Gamergate Skandalı olarak bilinen, çevrimiçi bilgisayar oyunlardaki kadın tacizlerini ve kimlik politikalarını konu alan kitabın Trump’tan esinlenerek yaratılan karakteri, “narsistik, medyayı kullanan, boyalı saçlı bir kötü adam” şeklinde tanımlanıyor.
Jonathan Cape'in yayın yönetmeni Michal Shavit, The Golden House’un “alternatif gerçekler bağlamında yeni dünya düzeni”ni tasvir eden bir kitap olduğunu belirtiyor. Michal Shavit aynı zamanda Salman Rushdie’nin 13. romanı olacak kitap için, “Sadece olağanüstü bir şekilde geleceği gören, dâhice, kalp burkan, gerçekçi bir roman değil dünyanın en iyi hikâye anlatıcılarından birinin gücünün de zirvesine ulaştığı bir roman” sözlerini kullandı. “Modern Amerikan kültür ve politikasının heyecan verici bir panoroması” olarak tanıtılan kitap, Çay Partisi adlı muhafazakâr bir siyasî partinin yükselişini, medyadaki kadın düşmanlığını ve ABD’nin kimlik politikalarını ele alıyor.
Hint asıllı Britanyalı yazar Salman Rushdie, 1988 tarihli Şeytan Ayetleri adlı romanıyla Hazreti Muhammed’e ve İslâm’a hakaret ettiği gerekçesiyle ölüm tehditleri almış ve bir süre polis korumasında yaşamak zorunda kalmıştı. (The Guardian/ K24)