New York Times kitap ekinin sanat direktörü Matt Dorfman, Alfred A. Knopf Yayınevi’nin tasarımcısı Janet Hansen ve By Its Cover’ın yazarları Prof. Dr. Ned Drew ve Doç. Dr. Paul Sternberger ile dünden bugüne kitap kapaklarını konuştuk
03 Mart 2016 14:57
Orhan Pamuk, Öteki Renkler’de kitap kapağını insan yüzüne benzetir. Kitap kapaklarına ilgimizin yüzlere ilgimizle benzer nedenleri olduğunu yazar: Her ikisi de bize kayıp bir mutluluğu anımsatırlar ya da keşfedeceğimiz keyifli dünyalar vaat ederler. Pamuk’a göre tam da bu nedenle kitap kapaklarına insanların yüzlerine baktığımız gibi tutkuyla bakarız. Fransız yayıncılık geleneğinin en önemli yayınevlerinden olan Les Éditions de Minuit ise keşfedileceğimiz bu dünyaları pazarda yarıştırmamakta kararlıdır. Beyaz zemin üzerindeki bir çerçeve içinde kitabın ve yazarın adının mavi puntolarla yazılması dışında bir vaadi yoktur ünlü yayınevinin kitap kapaklarının. Yayınevine bunun nedenini sorduğumda aldığım cevap da kapaklar kadar sade oldu: O kadar uzun zamandır aynı maketi kullanıyoruz ki, bizim için kitap kapakları hakkında söz söylemek zor aslında. Minuit’nin bu tercihi, ne Fransız yayıncılığının ne genel olarak Avrupa yayıncılığının temsili elbette; Minuit’ninki özel bir durum ya da yayıncılıkta anıldığı gibi, “Minuit tarzı.”
Bugün dünyanın pek çok yerinde kitabevi vitrinlerinin ve raflarının benzer görünümleri var. Bu görünümün öznelerini anlamak, kitap kapaklarının ve şömizlerinin tasarım süreçlerini, pazar etkisini, değişen beklentileri öğrenmek için uzmanlara danıştık. ABD’nin önde gelen yayınevleri için kitap kapakları tasarlayan, New York Times kitap ekinin sanat direktörü Matt Dorfman’a göre “Kitap kapakları metinler için gerçek bir yorumlama olarak görülebilir ya da kitabın temel fikrinin çevirisi olarak düşünülebilir.” Kitap kapağı tasarımları konusundaki en geniş içerikli çalışmalardan biri olan By Its Cover’ın yazarları, Rutgers Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ned Drew ve Doç. Dr. Paul Sternberger’a göreyse, “Kitap kapakları geniş bağlamlarda yakından incelendiğinde bizi tarihsel anlatılarımızı yeniden şekillendirmeye itebilir.”
Kulağa klişe gibi gelse de bir “kitabı kapağıyla yargılamak” bugün hızlı yaşamlarımızda daha da karşılık bulur hale geldi. Bu tasarımcı için de bir sorumluluk olmalı. Bu yargılama sorumluluğunu nasıl üstleniyor ve onunla nasıl baş ediyorsunuz?
Bir tasarımcı ya da çizer olmak tüm işini daima sert eleştirilere de açmak anlamına geliyor. Ben daha bağımsız bir şekilde tasarım yaptığım için, çok sık bu yargılarla doğrudan muhatap olmak zorunda kalmıyorum. Diğer insanların yargılarının kaçınılmaz olduğunu bilmekse aslında işimi basitleştiriyor. Tek yapmaya çalıştığım bir hikâyenin karakterini doğru ve mümkün olduğunca özel şekilde yakalamaya çalışmak. Eğer bunu yaptığıma emin olabilirsem, yargının ne olacağı üzerine kafa yormadan düşüncelerimi ona göre şekillendirmeden çalışabiliyorum.
Kitap kapaklarının daha çok akademik ilgi görmesi ve incelenmesi gerektiğini düşünürüm. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Tasarımlarınızı aynı zamanda bir yorumlama olarak nitelendirebilir miyiz?
Kitap kapakları metinler için gerçek bir yorumlama olarak görülebilir ya da kitabın temel fikrinin çevirisi olarak düşünülebilir. Sanırım kapaklar, sanatsal yanıtlar, yorumlar olarak kitapları geliştiriyor da.
Kurmaca kitaplara kapak tasarlamakla, kurmaca olmayan kitaplara kapak tasarlamak arasında bir fark var mı sizin için?
Evet var. Kurmaca kitaplarda anlatıdaki karakteri ve kitabın ruhunu yakalamaya çalışıyorum. Kurmaca olmayan kitaplarda ise çoğunlukla ya belirli bir sav ya da belirli bir bakış açısı öne çıkıyor. O durumda bu savın ne olduğunu metinden süzmek oluyor işim.
Dijital kültür ortamında yaşıyoruz ve gittikçe elektronik kitapları daha çok okumaya başladık. Kâğıt baskı için kapak tasarlamak ve dijital kapak tasarımında ölçüt ya da öncelikleriniz açısından farklar var mı?
Sanırım dijital baskı konusunda değişecek tek şey sunum seçenekleri. Bir elektronik kitap için kalıp kesim ya da özel mürekkepler gibi basılı süsler geçerli değil ama elektronik kitap da hikâyenin niyetini desteklemek, canlandırmak için başka potensiyel fırsatlar sunuyor. Temelde her iki araç da eşit oranda avantaj ve dezavantajlara sahip. Bugün pazarda her ikisine de yer olması beni umutlandırıyor.
Kitap kapağı ve şömizi aynı şekilde mi tasarlanıyor peki?
Kapaklar kitaplara ayrılmaz şekilde bağlı olduğundan, aslında ayrı objeler değil. Ama eğer şömizi kapak gibi tasarlamıyorsam sanırım metne ihanet etmiş olurum.
Bugüne kadar tasarlanmış en iyi kapak sizce hangisi?
Artık en iyi şekilde yazılmış kitap olmadığı gibi bence en iyi tasarlanmış kapak da yok. Bu kadar tutku, yetenek ve enerji barındıran bir alanı tek bir ölçüte indirgeyemiyorum. Kitapların bir yönü de onlardan hep daha fazla olacağı. Bu çokluk karşısında iyi, kötü, muhteşem, çok kötü kitap kapakları açısından da pek çok imkân beliriyor. Hem hikâyelerin hem de kapakların çeşitlilik ve imkânlarının sürekliliği konusundaki şaşırtıcılık, kapakları, tasarım süreci imkânsız ve boşuna bir hale gelse bile üzerinde çalışmaya değer kılıyor.
***
Basit bir soruyla başlamak istiyorum. İyi bir kitap kapağı nasıl tanımlanır? Zaman içinde bu tanım değişti mi?
Kitap kapakları zaman içinde çok değişti. Başlangıçta bir koruma aracı olarak kullanılıyordu, bugünse yayın dünyası için en güçlü pazarlama aracına dönüştü diyebiliriz. Bizim için iyi bir kitap kapağı tasarımı grafik bütünlüğe (güzel bir biçim ve gelişmiş bir baskı) ve kitapla merak uyandırıcı bir kavramsal bağa sahip olduğunda ortaya çıkıyor. İyi bir tasarım aynı zamanda ayrıntılar konusundaki özene ve üretim değerine de bağlı. Tüm bunlar elbette yazarı, yayıncıyı, editörleri, sanat yöneticilerini ve şüphesiz okurları memnun edecek şekilde olmalı. Tasarımcı gözüyle bakınca belki de en iyi kitap kapağı, yüzünde tebessümle “keşke bunu ben yapsaydım” diye düşündüğün kapaktır.
“By Its Cover: Modern American Book Cover Design”(Kapağına Göre: Modern Amerikan Kitap Kapağı Tasarımı) adlı kitabınıza da atıfla, Ulysses’in tasarımının kitap kapağı tarihindeki yeri nedir?
Ulysses’i kitabın başında bazı nedenlerle bir tür vaka incelemesi olarak seçtik. Çünkü 1922’den bu yana pek çok baskıyla yayımlanmıştı ve bu nedenle tarihin çeşitli dönemlerinde farklı tasarımcıların çözümlerini karşılaştırma imkânı veriyordu. Modernist edebiyatın temel metni olarak kabul edilen Ulysses, 1986’da Carin Goldberg gibi tasarımcıların yenilikçi kapak tasarım çözümleriyle sunuldu. (Ernst) Reichl’in 1934 Random House versiyonu ile başladık çünkü kitap kapaklarının ana akım yayın dünyasında önemli pazarlama aletleri olarak görülmeye başladığı dönemde, cesur bir grafik etki yaratmayı başarmıştı. Reichl’in tasarımı Random House’un 2002 basımında da tekrar canlandırıldı.
Kulağa klişe gibi gelse de galiba kitabınızın adında da geçtiği gibi kitabı “kapağına göre” yargılamak bugünlerde hızlı yaşamlarımız içinde daha çok karşılığı olan bir deyiş. Bir kitapçıya giren sıradan okur bazı kitaplara doğru çekilecektir. Nedir ona çekici gelen? Bir kitap kapağının hangi özelliği çağırır okuru?
Eğer etkili bir kitap kapağı konusunda tek bir formül olsaydı aslına bakarsınız çok kolay olurdu kitap tasarlamak, bir yandan da bu konuda kafa yormak bu kadar ilgi çekici olmazdı. Bir kapak, kitabın içeriğiyle kavramsal bir bağa sahip olmalı, ama bu bağ pek çok stratejiyle seçiliyor. Kitap kapağı tarihindeki pek çok dönemde tasarımcılar hem yayıncının genel isteklerini hem de kitabın kendi karakterini yansıtan kapaklar ortaya koydu. Amerika’da geleneksel olmayan tasarımları tercih eden ilk yayıncılardan bazıları, örneğin New Direction ve Grove Press, kitap kapağını avangard edebiyata bağlılıklarını ortaya koymak için bir araç olarak gördüler. Yenilikçi kapak tasarımı yenilikçi yayıncıların markaya dönüşmesine yardımcı oldu. Zaman içinde tüketiciler kapak tasarımlarını belirli edebi türlerle özdeşleştirmeye başladılar, özellikle ana akım yayıncılık söz konusu olduğunda. Okurların çoğu, tür ve konu açısından ne aradıklarını biliyorlar aslında, o nedenle alıcılar bir ölçüde kapağın tarzıyla hedeflenebilirler. Bununla birlikte, okurlar bu beklentilere meydan okuyan kitapları da çekici bulabilir, kendini gösteren kitapları... Aslında okurlara neyin çekici geleceği biraz da göreceli bir konu ama akıllı bir tasarımcı yeni ve merak uyandırıcı bir tasarımla tüm bu pratik ihtiyaçları karşılayabilir.
Eğer kitap kapaklarını bir dönemi incelerken kültürel üretim açısından kapsamlı bir temel olarak alırsak, pek çok gücün bir arada hareket ettiğini görürüz: görsel sanatların diğer alanlarından uyarlanan tarzlar ve kuramlar, edebi zevkler ve eğilimler, yayıncılıktaki pazar güçleri, değişen tüketim biçimleri gibi. Belki de kitap kapakları bu geniş bağlamlarda yakından incelendiğinde tarihi anlatılarımızı yeniden şekillendirmeye itebilir bizi. En azından, kitap kapaklarını geniş bağlamlar içinde düşünmek tarih anlayışımızı genişletebilir ve umut ederim ki bunu kitabımızda bir ölçüde yapabilmişizdir.
Kitap kapaklarının akademik açıdan göz ardı edilmiş bir konu olduğunu düşünüyor musunuz?
Kitabımızı hazırlarken, kitap kapaklarının kültürel değerlerin ifade edilmesi açısından ciddi olarak değerlendirilmesi gerektiği bizim için daha da açık hale geldi. Kitap kapakları metne itaat eden unsurlar olarak görülür ama Alvin Lustig gibi tasarımcılar kendi başlarına da öne çıkabilecek tasarımlar yapmaya girişmişlerdir. Belirttiğimiz gibi, kitap kapağı ve daha geniş bağlamı arasındaki ilişki düşünüldüğünde kesinlikle araştırılabilecek pek çok şey var. Sanat, ticaret ve edebiyatın buluştuğu noktaya bakıldığında burası kapaktan başka bir yer değil; gerçekten de zamanlarının merak uyandırıcı görsel temsilleri diyebiliriz. Bugün, bilgiyi tüketişimizdeki değişikliklerle birlikte, tasarımın ve kitap kapaklarının yeni medyayı ne şekilde yansıttığına ve ona nasıl uyum sağladığına bakmak için de çok iyi bir zaman.
Kitabınızın on yıl önce yayımlandığı düşünülürse, bu süreç içindeki kapak tasarımı açısından yaşanan değişimi nasıl değerlendirirsiniz?
Elektronik kitap son yıllarda oldukça arttı ama bu yayın dünyasında kitap kapaklarının –gerçek ya da dijital- sonu demek değil elbette. Peter Mendelsund, Rodrigo Corral gibi isimler ve Paul Buckley ve Christopher Brand gibi sanat yöneticileri iyi tasarıma değer veren yayıncılar için muhteşem kapaklar yapıyor. Geleneksel kitaplar büyük yayıncıların hâlâ odağında ve bazı tasarımcılar ve yayıncılar daha derin düşünülmüş ve zanaatkâr özeniyle tasarlanmış fiziki kapakları daha özel buluyor. Tasarımcılar ve yayıncılar kitabın fizikselliğine yenilenen bir ilgi duymaya başladı. Yeni medyada yitirilen özellikler nedeniyle tipo baskı yapmaya ya da plaklara dönmeye benziyor bu. Bununla birlikte dijital kitap, kapak tasarımını şüphesiz yeniden şekillendiriyor ve bir tasarım çoğunlukla ikili görev yapıyor: hem geleneksel kitapçılarda hem de sanal ortamda ilgi çekmek. Bu durumlarda, tasarımın yapmaya çalıştığı fiziksel kitabın üzerinde bir poster gibi duran ama aynı zamanda dijital kitapçılarda da küçük resim olarak iş görebilecek bir kapak yaratmak... Tüketiciler kitapla fiziksel bir nesne olarak karşılaşmasalar da kapak tasarımı bakan kişinin ilgisini çekmek için bir araçtır. Sadece elektronik olarak basılan kitaplarda bile yetkin bir kapak tasarımı, elektronik kapak tasarımı hizmetlerinin çokluğundan da anlaşılacağı gibi genelde bir zorunluluk olarak görülür.
Sizce kurmaca ve kurmaca dışı kitaplar için kitap tasarlamak arasında bir fark var mı? Aynı şekilde kâğıt ve elektronik baskılar arasında bir fark görüyor musunuz?
Bu tür genellemeler konusunda daima istisnalar çıkar, ama kurmaca, tasarımcı açısından yaratıcı yoruma daha açık çünkü kurmaca dışı kitaplar için etkenler konusunda yazar ve yayıncılar daha dar fikirli olabiliyor. Kurmaca kapaklar tasarım dünyasında daha çok eleştiri alıyor, yani kurmaca kapaklarda yaratıcı bir özgürlük bekleme eğilimi bir açıdan da aslında kendi kendini yeniliyor.
Kitap kapakları ve şömizleri ya da İngilizce terimi kullanırsak ceketleri arasında, tasarım sürecinde bir fark var mı?
Temelde, karton kitap kapaklarının şömizden farklı olması gerekmez ama bir karton kapakta şömizin iç kulaklarındaki bilgiler olmaz, tasarımcı bu bilgilerden de sorumludur. Ama gelenek şömiz ve kapağın prestiji konusunda farklı çağrışımlar sunuyor. Aslen ayrılma amaçlı olsa da şömiz daha pahalı ciltli kitaplarla özdeşleşmiş durumda; karton kapaksa daha ekonomik ve kısa ömürlü olan toplu pazar baskılarda kullanılıyor. Şömiz ve karton kapağın aynı olduğu durumlarda bile şömiz hazırlamak için daha pahalı yöntemler kullanılıyor. Örneğin bizim kitabımız için kapak tasarımcısı John Gall, içe dönük kulakları da olan ekonomik, yumuşak bir tasarım yaptı, şömizi andırıyordu.
Tasarımcı ve yayıncı arasındaki ilişki de bu konuda değinilmesi gereken noktalardan sanırım...
Tasarımcılar yaratıcı görüşleri çerçevesinde yayıncı ve yazarların ihtiyaçlarını dengelemeliler. Bazı durumlarda, yayıncılar yenilikçi tasarım konusunda destekleyici oluyorlar ve sonuçta her geçen yıl daha da muhteşem kapaklar çıkıyor meydana. Bunu geçen yüzyılın ortasında New Directions gibi bazı bağımsız yayınevleri yaptı ve bugün de Random House, Farrar, Straus and Giroux, Crown ve Penguin gibi yayınevleri yapmaya devam ediyor. Böyle olmayan durumlarda da diplomatik olan tasarımcılar yenilikçi olabilmenin bir yolunu buluyorlar.
Orhan Pamuk kitap kapaklarını insanların yüzlerine benzetir ve kitap kapaklarına insanların yüzlerine baktığımız gibi tutkuyla baktığımızı yazar. Bugünlerde popüler olan biyografi kapaklarında yüzleri görmek mümkün. Yüzün kitap kapağındaki etkisini sormak istiyorum ve Orhan Pamuk’un bu benzetmesi hakkında ne düşündüğünüzü...
Bugüne kadar tasarlanmış estetik açıdan en güzel kapak sizce hangisi? Buna ek olarak şunu sormadan da bitirmek istemem: En çok ticari başarıyı hangi kapak getirdi?
Bu en sevdiğiniz çocuğunuz hangisi diye sormak gibi. Pek çok kapağı farklı nedenlerle seviyoruz. Bununla birlikte Lorca’nın Üç Trajedi’sinde Alvin Lustig’in 1947’de tasarladığı kapak öne çıkıyor çünkü görsel ifadenin, gizemin ve çekici tasarımın muhteşem bir örneği. Ders verirken sınıfta da bu örneği, kitabın konusunu doğrudan ortaya koymadan anlaşılır referansları ve oyunu dengeleyen bir çözüm olarak sıkça kullanıyoruz.
Hangi kitaplar tasarımları nedeniyle daha çok sattı dersek… Bazı çok satan kitaplar tasarımları ne olursa olsun iyi iş yapıyor örneğin İncil ve Kur’an. Sanıyoruz şunu söylemek doğru olur, içerik ve konu halkın neyi tüketeceği konusunda temel faktörler. Ama tasarım ve tüketiciye olan etkisi dikkatlice düşünüldüğünde her kitabın ticari başarısında önemli bir etken olabilir.
***
Bugüne kadar Penguin ve Riverhead Yayınevleri’nde kapak tasarımı yapmış ve halen Alfred A. Knopf Yayınevi’nin kapak tasarımcısı olan Janet Hansen ise bir kapak tasarımcısının görevini şöyle tanımlıyor: “Tasarımcı olarak görevim yazarın sesini en iyi nasıl görselleştireceğimi bulmak.”
Bu dosya için söyleştiğimiz tasarımcı Matt Dorfman, sizin Steven Millhauser’ın Voices in the Night adlı hikâye kitabına tasarladığınız kapağı yılın en iyi kapaklarından biri seçmişti. Sanırım bu tasarım kitap kapaklarının metne getirilen bir yorum olduğunun da güzel bir örneği. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, metinle ilişkiniz nedir kitabı tasarlarken?
Yorumlama benim için de kesinlikle bir amaç. Bir okur olarak metin ve kapak birbirlerinden tamamen farklı şeyler söylese bu beni hayal kırıklığına uğratırdı. Benim bir tasarımcı olarak görevim yazarın sesini en iyi nasıl görselleştireceğimi bulmak. Bununla birlikte eğer önemli olduğunu düşünürlerse kapak tasarımına müdahil olabilecek bir grup insan daha var: editör, yazar, yayıncı, satış departmanı vs.
Diğer dosya konuklarımıza da sorduğumuz gibi kulağa klişe gibi gelse de, “kitabı kapağına göre yargılamak” deyişinin geçerli olduğu durumlar var. Binlerce kitabın sizi çağırdığı bir kitapçıya aklınızda bir tercih olmadan gittiğinizde örneğin... Kapağın bu önemli işlevini bilmek bir tasarımcı olarak nasıl bir yük, sorumluluk? Yazarlarla tasarım sürecinde iletişim kuruyor musunuz?
Dikkat dağıtıcı pek çok şeyle çevrili bir dünyada yaşıyoruz ve göz alıcı bir kapak çok önemli. Bir tasarımcı olarak, güvenli oynamak kaygısıyla başlamamak önemli, zaten güvenlik ağı olarak görev yapan büyük bir ekibimiz var. Yayıncının görevi en iyi kişileri görevlendirmek ve bu çerçevede bence kapaklar hem yayıncının hem de kitabın kalibresini yansıtıyor. Bazen yazarla iletişim kurulduğu oluyor ama her zaman değil ve bu sürecin her kitaba göre değiştiğini de belirtmek gerekiyor.
AIGA (American Institute for Graphic Arts)’ın, Design Observer’ın ya da gazetelerin seçtiği “kitap kapaklarının en”lerini incelerken dikkatimi çeken, kullanılan sıfatlar oldu. Örneğin eskiden AIGA’nın artık Design Observer’ın yaptığı 50/50 projesinde bir niteleme yoktu, bazı süreli yayınlar “en iyi” bazı yayınlar “en güzel” diyordu. Buradan yola çıkarak şunu sormak istiyorum, ticari olarak “en kârlı” ile estetik olarak “en güzel” kapak arasında sizce fark var mı? Eğer varsa bir sanatçı olarak pazarın ticari beklentileriyle nasıl baş ediyorsunuz?
İyi bir kapak ya da şömiz her iki kategoriyi de aşabilmeli belki de, hem ticari hem sanatsal olanı. Kapak tasarımları aslında ticaridir, bir ürünü, kitabı satmaktadırlar. Bense sanat yaparım, ama buna biraz da ticari sanat diyebiliriz. AIGA ya da Design Observer konsepte göre değerlendirme yapıyorlar ama örneğin gazeteler bir tüketicinin ya da okurun bakışıyla yargılıyor olabilirler. Bu yarışmalar arasında o nedenle büyük bir fark var ama hangisi daha önemli diye sorarsanız, yanıtından emin değilim.
Kurmaca ve kurmaca dışı kitaplar için kapak tasarlarken öncelikleriniz değişiyor mu?
Kurmaca dışı kapaklar biraz daha basit oluyor, her zaman olmasa da... Gerçeklere dayanmak zorundalar. Kurmacadaysa tasarım daha soyut yorumlamalara açık.
Aynı şekilde basılı ve dijital kapakların tasarımı arasında fark var mı?
Tasarladığım kapakların hemen hemen hepsi basılı. Ama sanırım dijital kapak tasarladığımda yaklaşımım kesinlikle farklı olacak.
Sizce bugüne kadar tasarlanmış en iyi kapak hangisi?
En beğenilen kapak kitabın içeriğine olan bağlılıkla da ilişki bence. O nedenle cevap vermek zor. Peter Mendelsund, Rodrigo Corral, Christopher Brand, Gabrille Wilson’ın tasarımlarını çok beğeniyorum örneğin. En iyi kapak konusundaki görüşüm sürekli olarak değişse de şu sıralar favorim Jeff Vandermeer’in Area X’i için yapılan tasarım.