Mega kitap kulüpleri: Oprah, Reese Witherspoon ve Amerikan Piyasası

"Mega kitap kulüplerinin neredeyse hepsi ABD medyasının yakından tanıdığı ünlü şahsiyetler tarafından yürütülüyor. Ünlü kitapseverler, çoğu zaman sosyal medya hesaplarından takipçileriyle o ay okuyacakları kitapları paylaşıyorlar. Ortak özellikleri büyük bir çoğunluğunun kadın olmaları. Endüstriyelleşmeye ayak direyen bağımsız kitapçıları tanıtmaları, kariyerlerinin başlarındaki kadın yazarları desteklemeleri, çok tanınmayan yazarlara seslerini duyurma şansı vermeleri..."

ABD yayın piyasası tıpkı ülkenin diğer piyasalarında da olduğu gibi çok hızlı değişen, kapitalizme sıkı sıkıya bağlı, almak, tüketmek ve bir daha almak üzerinden ilerleyen, girift ama bir o kadar da takibi heyecanlı bir sistem. Oburluğun belki de en günahsızı olarak sayılabilecek kitap oburluğu da bu zenginliğe teşne olanları e-kitap, sesli kitap, karton kapaklı kitap, sert kapaklı kitap, kapı önüne bırakılmış bedava kitap, ikinci el kitap, kapak tasarımı mükemmel olan kitap, içi daha mükemmel olan kitap... gibi türlü seçeneklerle parıltılı bir saplantı gibi sarıveriyor.

Haliyle, bu hıza ayak uydurmak zorunda olan kitapçıların camekânları ve en çok kitap satan internet sitesi Amazon’un slayt reklamları çok sık aralıkla güncelleniyor. Bu sistemin süregelen oturmuş düzeni ve kuralları ilk başta Türk okuruna hızlı geliyor. Yayın ve edebiyat sektöründeki bazı hızlı değişimler, edebiyat ödülleri, güvenilir medya kişileri tarafından okuma önerileri, en çok satan kitaplar, ekrana uyarlanan eserler... gibi etmenler kitapların görsel ve yazılı kültürdeki etkisinin odağını muhtelif yerlere taşıyor. Klasik bir benzetmeyle, yığınla edebiyat ve edebi içerik bombardımanına maruz kalmak bu hissi karşılıyor denebilir. Kocaman bir kıtaya yayılmış ülkenin yayıncılığı üzerine genelleme yapmak her ne kadar çok tehlikeli olsa da konumuz, kitaptan yola çıkarak dallanıp budaklanan etkileşim yumağının bir öğesi, ABD’de çok fazla rağbet gören ünlüler tarafından yönetilen kitap kulüpleri…

Bu grupları sadece kitap okuma ve önerme aktiviteleri üzerinden değerlendirmek şu an ulaştıkları noktalara haksızlık olacaktır. Bu nedenle iki kitap kulübünün minik çaplı medyalar ve endüstriler-arası anatomilerinden bahsetmek istiyorum.

Kitap kulübünden anladığımız, genelde birkaç kitapseverin düzenli ya da düzensiz aralıklarla bir araya gelip okudukları kitap üzerine tartıştıkları bir aktivite. Daha küçük ölçekli ve okumak üzere belirlenmiş kitap etrafında dönen bu bağımsız toplantılar, kitapseverlerin etraflarındaki diğer kitapseverlerle buluşmasını sağlayan, fikir alışverişinin yapıldığı, görece entelektüel sohbet ortamları oluşturuyor. Ancak ölçek büyüdüğünde, yani okuyucu sayısı artıp bu kulüpler dünyaca ünlü figürlerin adıyla anılmaya başladığında, bildiğimiz kitap kulübü oluşumu rotasından biraz sapmaya başlıyor. Elbette her rotadan çıkma kötü bir yola sapacağımız anlamına gelmiyor. Aksine, sapılan yoldan giderken daha farklı bir tutum benimseyen ABD’nin mega kitap kulüpleri ölçeği değiştiriyor.

Nedir bu mega kitap kulüpleri?

Mega kitap kulüplerinin neredeyse hepsi ABD medyasının yakından tanıdığı ünlü şahsiyetler tarafından yürütülüyor. Ünlü kitapseverler –ki bu kişiler böyle bir projenin yürütücüleri olabilecek kadar iyi okuyucular– belirli süre aralıklarında, çoğu zaman sosyal medya hesaplarından takipçileriyle o ay okuyacakları kitapları paylaşıyorlar. Herhangi bir döneme ve tarza bağlı olmaksızın önerdikleri kitaplar hakkında bazen video çekiyor, bazen de programlarında kitap kulüplerine ayırdıkları özel bölümlerde kitap hakkında konuşuyorlar. Bir bakıma bookstagramlığı daha çok kişiye ulaştırmayı tanınırlıklarıyla başaran bu ünlüler rock müzisyeni Florence Welch’ten sabah haberleri sunucusu/gazeteci Jenna Bush Hager’a, medya patroniçesi Oprah Winfrey’den sinema oyuncuları Sarah Jessica Parker, Emma Watson, Emma Roberts ve Reese Witherspoon’a kadar değişen bir çeşitlilikte. Ancak bu kitapsever ünlülerin asıl ortak özellikleri büyük bir çoğunluğunun kadın olmaları. Kulüplerin yayın sektörüne yaptığı –hem kitap satışını hem de okuyucu sayısını artıran– su götürmez katkılarının yanında, endüstriyelleşmeye ayak direyen bağımsız kitapçıları tanıtmaları, kariyerlerinin başlarındaki kadın yazarları desteklemeleri, çok tanınmayan yazarlara seslerini duyurma şansı vermeleri de başardıkları işler arasında. Bu kulüpler arasında Oprah’s Book Club ve Reese’s Book Club Hello Sunshine en dikkate değer ve muhtelif yan konularda ilerlemesini sürdüren iki kitap kulübü. Bu nedenle Amerikan yayın ve medya dünyasını bir şekilde etkileyen bu kulüplerin sadece kitap okutmaya yarayan topluluklar olmadığını göstermek için Reese Witherspoon ve Oprah Winfrey’in kitap kulüpleri, el attıkları işler ve sonuçları bu konuda iyi birer örnek olacaktır.

17 Eylül 1996: Oprah Winfrey televizyonda kitap kulübünün ilk kitabını tanıtıyor. Başlangıçta kalıcı olmayacağı düşünülen bir girişimdi kulüp; pek çok uzmana göre ölü doğmuş bir projeydi. Televizyon izleyicisinin kitaplara odaklanamayacağı düşünülüyordu. Ama kulmüph çok başarılı oldu ve benzerlerine de yol açtı.

Ülkenin en uzun soluklu kitap kulübü: Oprah’nın okuma kulübü

Aslında daha ortada hiçbir kitap kulübü yokken, Oprah Winfrey 1996 yılında bile ABD’de ilk ismiyle bilinen ünlülerden biriyken, kendi kulübünü Jacquelyn Mitchard’ın The Deep End of the Ocean kitabıyla başlatıyor. Aradan geçen 24 sene içerisinde seksenin üzerinde kitap öneren Oprah, Amerikan medya dünyasında el attığı her işi kazanca çevirdiği ve başarılı işlerin altında imzası bulunduğu için, her dokunduğunu altına çeviren modern zaman Midas’ı olarak da tanınıyor. Kulübünde yaptığı kitap paylaşımlarının kendisine sağladığı kazançtan ziyade, Oprah’nın yazarlara, dünya yayın sektörüne sağladığı hem medya hem finans hem de tanınırlık kazandırma desteği masal kahramanlarına yardım etmeye gelen peri anne karakterinin yaptıklarıyla eş tutulabilir. Ne zaman Oprah en son seçtiği kitabı açıklasa, çağdaş ya da klasik fark etmeksizin, o kitap bir hafta içerisinde çok yüksek bir sıçramayla best-seller statüsüne yükseliyor, kitapçılarda ön raflara yerleştiriliyor… Hatta geniş mekâna sahip büyük kitapçılarda, Oprah’nın kendi dergisinde o yıl için seçtiği kitapları sergilemek için ayrı bir küçük bir stand açılıyor.

İster dünya edebiyatının belli başlı üretken yazarlarının kitapları ister daha mütevazı satış oranına sahip, ilk eserini yayınlamış yazarların kitapları olsun, Oprah’nın o seneki seçkisine dahil olan her kitap aynı yükselen popülarite doğrusunda yerini alıyor. Bir bakıma Willy Wonka’nın altın biletini buluyorlar. 2004 yılında seçilen romanlardan biri olan Tolstoy’un Anna Karenina’sı ilk basımının neredeyse 130 yıl sonrasında satışlarını sadece bu sebeple 40’a katlıyor! Daha yakın bir tarihte, Afrikalı-Amerikalı yazar Colson Whitehead’in Türkçeye Yeraltı Demiryolu olarak çevrilen The Underground Railroad romanı Oprah tarafından seçilerek Whitehead’e büyük bir rağbet getiriyor. Üstelik, basımından bir yıl sonra 2017’de kazandığı Pulitzer Edebiyat Ödülü’nün de yolunu açıyor  Whitehead’a.

Her ne kadar talk-show’ların kraliçesi olarak bilinse de, Amerikan toplumu üzerindeki nüfuzunun bilincinde olan Oprah’nın bu tür büyük çaplı etki örnekleri Oprah-Effect (Oprah-Etkisi) [1] olarak anılıyor. Üzerinde büyükçe bir O harfi bulunan ve seçilen kitapların üzerine iliştirilen yapışkanların alametifarikası olduğu kulübün yoğun rağbet gören yazarlarından biri de Afrikalı-Amerikalı edebiyatının başarılı isimlerinden Toni Morrison. Oprah-Etkisi’nin en iyi örneklerinden biri olarak görülen yazarın asıl üne ve servete ulaşmasının sebebinin 1993’te kazandığı Nobel Edebiyat ödülü olmadığı düşünülüyor. Aslında Oprah’nın 1996-2002 yılları arasında her iki senede bir kez kitaplarını kendi seçkisine eklemesi, Morrison’un tanınırlığına ve kazancına ödülden daha fazla katkı sağlıyor.

Ayrıca 2018 yılında eski first-lady Michelle Obama’nın Becoming (Benim Hikâyem) kitabının piyasaya sürülmesinin ardından Oprah da desteğini eksik etmedi. Kitabın tanıtımı için Oprah’nın desteğine pek de ihtiyaç olunmamasına rağmen, Oprah Michelle Obama’nın ülke çapındaki kitap turuna katılmış, programına konuk etti ve kulübünde okunacak kitaplar arasına ekledi. Aynı konuyla bağlantılı olarak, 2020’nin ikinci yarısında ABD’de patlak veren Black Lives Matter hareketi döneminde kitap kulübüne Isabel Wilkerson’un Amerika’daki ırk ve hiyerarşi konusunu ele alan Caste: The Origins of Our Discontents adlı kitabını seçerken“insanların birbirini, insanlığı ve dünyanın yapısını nasıl gördüğünü değiştirme” fikrinden yola çıktığını belirtiyor. [2] Elinde muazzam ekonomik ve sosyo-kültürel etki gücünü barındıran ilk siyahi kadın medya patroniçesi olan Oprah bu gücü sadece para amaçlı değil, siyahi halklar başta olmak üzere, imkânı olmayan grupların temsili ve desteği için de harcıyor. Bu etkinin alanı çok fazla medya kuruluşunu içine alarak kapitalizmin parlak ışıklarına daha da parlaklık katmasına rağmen, yapılan işin sonucuna bakınca bir yazarın desteklenmesi, takipçilere kitap önerilerinde bulunulması, kitap okumanın teşvikinden daha büyük bir amaca hizmet ediyor. Bu kulübün pop kültüre dahil olması, çoğu kapitalist düzene hizmet eden propagandaların yanında bariz politik duruşuyla, daha suya sabuna dokunan ve amacı olan bir inisiyatif olarak anılıyor.

Üstte: Oprah, Michelle Obama ile tanıtım turuna çıktığında... Altta, 2019 yılında Oprah Kitap Kulübü Apple TV ile işbirliğine girdiğinde... Sağdaki resim ise büyük kitabevlerinde rastlanan Oprah standı...

Oprah’nın Takibinde Reese Witherspoon’un Hello Sunshine Kitap Kulübü

Bir diğer benzer –ama farklı metotlarla günümüzde adını farklı mecralarda duyuran– kitap kulübü de Reese Witherspoon’a ait. Hello Sunshine adını taşıyan kulüp Oprah’nın adımlarını takip eden şu dönemki en popüler kulüplerin başını çekiyor. Aslına bakılırsa Hello Sunshine, Reese Witherspoon’un dizi, film, podcast, kitap kulübü gibi profilleri yönettiği, yapımcılık ve medya şirketi. Bu sebeple de kitap kulübü aynı adı taşıyor, hatta tıpkı Oprah gibi o da seçtiği kitapların üstündeki güneşi andıran sarı yapışkanlarla kulübünün tanınırlığını artırıyor. 2017’nin Haziran ayında Gail Honeyman’ın Eleanor Oliphant is Completely Fine (Eleanor Oliphant Gayet İyi) kitabıyla kulübüne başlayan Witherspoon her ay farklı arka planlardan gelen kadın yazarların kitaplarını paylaşıyor. Roman seçkilerinin ortak paydası karakterlerin ya da yazarların kendi kadınlık deneyimlerine, kimliklerine, toplumdaki konumlarına odaklanıp bu tür sorgulamaların ve yansımaların farklı kültürdeki tezahürleri üzerinden ilerlemesi.

Reese Witherspoon

Oprah kendi kitap kulübünün ikinci sürümünü Oprah Book Club 2.0 diye tekrardan başlatsa da, Reese’in kitap kulübünün hem aylık bir düzen takip etmesi hem de kadınlık/kadın aktörlük konusu üzerinden ilerlemesi bakımından son üç yılda daha çok dikkat çektiği söylenebilir. Zira kritik bir örnek olarak 2018 Eylülünde önerdiği ve neredeyse kimsenin bilmediği Delia Owens’ın ilk kitabı Where the Crawdads Sing (Kya’nın Şarkı Söylediği Yer) Witherspoon’un seçkisine eklenmesinin ardından epey radikal bir yükselişle 52 hafta boyunca en çok satanlar listesinde kalacak kadar büyük bir şöhrete kavuştu. İlk baskısı 27.500 adet olan kitap, kulübe seçilmesinin ardından patlama yaptı: Yayın endüstrisi veri sağlayıcı şirketi NPD BookScan –e-kitap satışları hariç olmak üzere– kitabın satışının 1,4 milyona ulaştığını belirtiyor. Yine aynı şirketin verdiği rakamları aktaran bir yazıya göre, Reese’in kulübüne seçtiği hiçbir kitabın 10.000 kopya sayısı altında satmamış.[3]

Bu bilgilerle birlikte kitap endüstrisinin minik bir ivme verilerek ne kadar yüksek grafikler çizebileceğini ve özellikle bu ivmenin film ve dizi sektöründen verilmesinin kitabın tanıtımında ve satışında yarattığı büyük farkı gözlemlemek çok da zor değil. Konunun film ve dizi sektörüne geldiği noktada işlerin epey farklı bir boyuta evrilmesi, medyalar-arası geçişin bu kadar hızlı ve etkili kullanımı, yayın sektörünün kapitalizm ve daha hızlı tüketilen dizi-film sektörü ile kesiştiği yerin önemini gösteriyor. Witherspoon’un ismi geçen medya şirketi Hello Sunshine zaten halihazırda bahsedilen farklı mecraları münferit veya birlikte kullanmayı hedefleyen bir kurum. Bu sebeple hem yapımcı hem oyuncu hem iyi bir okuyucu ve hem de iyi bir influencer olan Reese Witherspoon bu özelliklerini seçtiği kitaplar arasından en iyi şekilde diziye uyarlanabilecek, senaryo ile örtüşebilecek kalitede işleri bulmak için de kullanıyor. Diğer bir ifadeyle, kulübündeki bazı kitapların ekrana uyarlanmasındaki ışığı önceden görerek, kendi şirketini devreye sokup bu kitapları dizi veya mini-diziye uyarlayarak kitaba kattığı popülerliğin veriminden kendisi de büyük bir pay alıyor. Aslında daha kitap kulübü kurulmadan Witherspoon’un şirketinin odağını kadın konusu olarak belirlediğini, yapımcılığını üstlendiği Wild (Yaban) ve Gone Girl (Kayıp Kız) gibi sırasıyla Cheryl Strayed ve Gillian Flynn’ın kitaplarından uyarlanan filmlerden de fark edebiliyoruz. Ancak medyanın ilgisini en çok çeken yapımı Liane Moriarty’nin Big Little Lies (Küçük Ama Büyük Yalanlar) romanının mini-dizi uyarlaması. Sonrasında hâlâ yapım ve çekim aşamaları devam eden kitap uyarlamaları da medyada büyük ilgi odağı olmaya devam ediyor. İsmi geçen Where the Crawdads Sing’in film çekimleri Mart 2020’de açıklandığı üzere Fox 2000 için Hello Sunshine tarafından yürütülüyor. Bunun yanı sıra, yine kendi kulübünün Eylül 2017 seçimi olan Celeste Ng’in Little Fires Everywhere (Ufak Yangınlar) romanının dizisi Mart 2020’de Hulu’da yayınlanmaya başladı ve tipik bir satış taktiği olarak kitabın yeni kapaklarına dizinin görselleri basıldı. Mart 2019 seçimi olan Taylor Jenkins Reid’in Daisy Jones and The Six başlıklı romanı da önümüzdeki dönemlerde 13 bölümlük mini-dizi olarak Amazon Video platformunda ekrana gelmeye hazırlanıyor.

Şüphesiz ki Amerikan popüler kültürünün sıkı takipçisi olarak Türkçe yayın sektörü de bahsedilen domino etkisiyle yükselen satış grafiği çizen, fuarlarda ve kitapçılarda isimleri duyulan kitapların çevirilerini Türk okuyucuya sunuyor. Çoğu kulüp kitaplarının Türkçeye çevrilmesi hem zaman problemi hem de finansal bir risk olarak görülse de, yazıda bahsettiğim kitapların parantez içindeki Türkçe isimlerinin azımsanamayan sayısı bu kitapların zaten çevrilmiş olduğunu gösteriyor. Popüler edebiyat olarak kabul gören ve ünü hızlı yayılan bu kitapların hepsi Türkçeye çevrilmiş değil, ama İngilizce orijinalleri ülkemizde satılıyor. Yabancı dizi izleme oranının yabancı kitap okuma oranına göre yüksek olduğu ülkemizde, bazen de diziden sonra kitapların çevirileri ve baskı sayıları artırılıyor. Bu sebeple genel çerçevede kitap kulübü/ekran uyarlamaları/kitap okuma teşviki üçgenindeki sistemin karşılıklı kazanç üzerinden çalıştığını söylemek mümkün. Çünkü hem Oprah Winfrey hem Reese Witherspoon kitaplar konusundaki zevklerini kitlelerle paylaşırken yeni yazarları destekliyor, yayın sektörüne katkıda bulunuyor ve politik bir duruşlarını bunun üzerinden sergiliyorlar. Sonuç olarak kendi markalarının ya da marka değerindeki isimlerinin ününe ün katarak da ekonomik kazançlarını ikiye… üçe katlıyorlar. Okuyucu ve izleyici olarak biz de okyanusu aşarak gelen Amerikan edebiyatı ve kültürü öğelerine sadece ulusal bir paydadan değil, kendimize daha yakın bulduğumuz zevkler üzerinden ortak oluyoruz.

 

NOTLAR:


[1] Stein, Laura, “The Oprah Effect: The Lasting Power of Oprah and the Oprah Book Club” nypl.org. 12 Şubat 2019.

[2] Italie, Hillel, “Oprah picks Isabel Wilkerson’s ‘Caste: The Origins of Our Discontents’ for her book clubusatoday.com. 4 Ağustos 2020.

[3] Grady, Constance, “How Reese Witherspoon became the new high priestess of book clubs” vox.com. 20 Eylül 2019.

 

GİRİŞ RESMİ:

Soldan sağa: Hello Sunshine adlı kulübün yaratıcısı Reese Witherspoon, Oprah's Book Club sahibi Oprah Winfrey ve Our Shared Shelf kulübünü kuran ünlü oyuncu Emma Watson.