"Kürt edebiyatını bilmemizi istemediler" diyor Yavuz Ekinci. Haksız değil. Ama şimdilerde yayın dünyasına yeni bir renk geliyor: Sarı Kitaplar. Hem Türkçe hem Kürtçe
11 Şubat 2015 15:00
Ayrıntı Yayınları, Kürt edebiyatı yazarlarını bir araya getirerek Sarı Kitaplar başlıklı bir dizi başlatıyor. Dizinin başında ise yazar Yavuz Ekinci var. Yavuz, birkaç yıldır böyle bir projenin peşindeydi. Batman’dan İstanbul’a geldiğinde her buluşmamızda bazı Kürt yazarlardan bahsediyor ve bir şeyler yapmak için araştırmalar yapıyordu. Anlattığı yazar ve kitapları, yani Kürt edebiyatını bilmiyordum, bilmiyoruz... Belki Yavuz’un da dediği gibi "bilmemizi istemediler" ama açık konuşmak gerekirse biz de pek heves etmedik sanıyorum. Onca dilden onca kitap Türkçeye kazandırılırken, Kürt edebiyatı sessiz sedasız sürgünlüğüne devam etti. Neyse, geç oldu ama oldu. Şimdi Kürt olup başka dillerde yazan ve yazdığı dilde okunup beğenilen yazarların kitapları Kürtçe ve Türkçeye çevrilerek Sarı Kitaplar dizisiyle raflardaki yerini alacak. Üstelik hem Kürtçe hem de Türkçe okuru için. Hâl böyleyken, bu dizinin ayrıntılarını Yavuz Ekinci’ye sormadan edemedik...
“Kürt edebiyatında çok başarılı romanlar var, birçok dile çeviri yapılıyor ama Türkçe yok”, “Kitapçılar Kürtçe kitap satmıyor” demiştin iki sene önceki konuşmamızda. Sarı Kitaplar dizisini duyunca dedim “Yavuz olaya en sonunda el koydu...”
Evet, Kürt edebiyatında çok başarılı romanlar var ve maalesef dünyanın her tarafından çeviri yapan yayınevlerimiz Kürtçeden Türkçeye çeviri yapmıyor. Ve daha önce de sana söylediğim gibi İstanbul’da dahi Kürtçe kitapları satan çok az kitapçı var. Biliyorum, bu çok şaşırtıcı geliyor ama inanmayan yakınındaki kitabevlerine gidip sorabilir.
Sarı Kitaplar, Kürt edebiyatını tanımanın bir ayağı sayılır. Bu dizide Kürt olup başka dilde yazan yazarların kitapları Kürtçe ve Türkçe olarak yayımlanacak. Şu an hazırlıklarının bitmediği bir çalışmam daha var. O da Kürt edebiyatından seçme eserlerin yayımlanacağı Kürt Edebiyatı Kitaplığı olacak. Bu çalışmada Kürtçe yazan yazarların kitapları Kürtçeden Türkçeye çevrilip basılacak. Belki bir gün de bu çalışmayı konuşuruz.
Sarı Kitaplar projesinin çıkış noktalarını özetleyelim istersen…
Bir dilde tercih edip yazmakla bir dilde yazmak zorunda olmak çok ayrı bir şey. Dilinden sürgün edilen bir yazar olarak, dilinden sürgün edilen yazarları ve eserlerini çok merak ediyordum. Onların nasıl anlattıklarını, ne anlattıklarını merak ederdim. Bu yazarların eserleri birçok dile çevrilmiş olmasına rağmen Türkçede yoktu. Bu merakımın ardına düştüm ve belirlediğim yazarlar hakkında bilgiler toplamaya koyuldum. Bu çalışmayı sevgili arkadaşım Burhan Sönmez ile paylaştım. Daha sonra da yolum Ayrıntı Yayınları’yla kesişti. Ve onların inanması ve desteğiyle bu yolculuğa koyulduk. Her çevrilen eseri sabırsızlıkla bekliyorum. Örneğin şu an çevirisi bitmek üzere olan Sherko Fatah’ın romanını çok merak ediyorum. Sherko Fatah Almanca yazan bol ödüllü bir yazar. Daha geçen gün çok önemli iki ödül daha aldı. Yine Ariel Sabar, Zaho’lu Yahudi bir Kürt. Amerika’da yaşıyor ve İngilizce yazıyor. Ailesinin izinden gittiği romanı çok merak ediyorum.
Bu dizideki kitaplar Kürtçe dilinden çevrilmiyor değil mi?
Yok, Sarı Kitaplar Kürtçeden çevrilmiyor. Çünkü bu serinin yazarları Kürt olup başka dillerde yazan yazarlar. Almancadan, Yunancadan, Rusçadan, İngilizceden, Fransızcadan, Arapçadan, Farsçadan çeviriler yapılacak.
Peki kitapları seçerken dikkate aldığınız kriterler ne olacak?
Çevirisini yaptırdığımız eserlerin çıkış noktası dilinden sürgün edilen Kürt yazarlar olsa da, bu eserlerin seçimindeki en önemli kriter eserin edebi başarısı ve kalitesi olacak. Sarı Kitaplar dizisiyle Kürt olup çeşitli sebeplerle dünyanın birçok yerine dağılmış, bulunduğu ülkenin dili ile çok büyük ve başarılı eserler vermiş Kürt yazarlarının eserlerinin Kürtçe ve Türkçe çevirilerini yayımlamayı hedefliyoruz. Yayınevi olarak bu eserleri hem Kürtçe edebiyatına hem de Türkçe edebiyatına kazandırmak istiyoruz. Bu çevirileri tamamladığımızda hem Türkçe edebiyat okuru, hem de Kürtçe edebiyat okuru yüzyıllardır devam eden bir meselenin edebiyat alanındaki değişik izdüşümlerini görebilmiş olacak.
Kürtçe çevirmen bulmak zor mu, editör ekibiniz var mı?
Kürtçe çevirmen bulmak çok zor. Belirlediğim çevirmenler var, onların iletişim bilgilerini topluyorum. Kürtçe editörüm Ayhan Geverî, son okumaları yapan da Roni Hartmann’dır. Sevgili dostum ve arkadaşım Ayhan’ın bu çalışmada çok emeği var. Türkçe çevirileri ise yayınevindeki diğer arkadaşlarla çalışıyoruz.
Selîm Berekat ile başlıyorsunuz… kimdir Selîm Berakat? Onunla başlamanızın özel bir nedeni var mı?
Mahmut Derviş’in Selîm Berekat’a ithafen yazdığı “Kürdün Fırtınadan Başka Nasibi Yoktur” şiirinden yıllar önce bir arkadaşım bahsetmişti. Selîm Berekat’ın ismini ilk o zaman duydum. Selîm Berekat Rojavalı bir yazar. Kamişlo doğumlu. Arapça yazıyor. Roman, şiir ve öykü yazan ve kitapları çok sayıda yabancı dile çevrilmiş bir yazar. Rojava, Kobanê… Son iki yıldır Rojava dünyanın ve hepimizin gündeminde olan bir yer. Orada canları pahasına mücadele verenler var ve yeni bir yaşam inşa ediyorlar. Ve kendi adıma onların bu mücadelesini gıptayla izliyorum. Rojava’yı hep haber düzeyinde takip ettik. Bir coğrafyanın ruhunu ve insanını en iyi oranın sanatı ve edebiyatı anlatır. Selîm Berekat’ın bu eseriyle Rojava’nın edebiyatına bakabiliriz.
Sonrasında gelecek olan kitaplar hangileri?
Fransızcadan, Almancadan, İngilizceden, Farsçadan, Rusçadan, Yunancadan ve daha birçok dilden çeviriler yapmayı hedefliyoruz. Sherko Fatah’ın Im Grenzland romanının Almancadan Kürtçeye çevrisi bitmek üzere. Fransızca yazan, Mallarmé Şiir Ödülü dahil çok sayıda ödüller alan Şeyhmus Dağtekin’in A la source, la nuit adlı romanı Fransızcadan Kürtçeye çevriliyor. Yine Cemil Turan’ın Yunancadan Türkçeye çevrilen Kurdun Gözü romanının çevirisi bitti, şimdi romanın Kürtçe çevirisini bekliyoruz.
Biri bana Alman edebiyatı ile ilgili bir şeyler sorsa bilirim, üç beş yazar sayarım en azından ama mesela Kürt edebiyatından örnek veremem… Sence bilmek de istemedik mi acaba? Bu kadar bir arada iken…
Bence bilmemizi de istemediler. Ve belki de bilmek istemedik. Şu an bile bilmeyi isteyen çok kişi yok maalesef. Ehmedê Xanî’nin Mem û Zin eseri ciltli güzel bir şekilde Türkçe okurunun okuyabileceği şekilde Türkçe kitaplar basan bir yayınevinde çıkabilirdi. Bu eser YKY’nin Kazım Taşkent serisine çok yakışırdı. Fakat bunu yayımlayan kimse olmadı, en son, devlet bu eseri Kürtçe bilmeyen bir hocaya çevirtip yayımladı. Tabii bu çeviride o kadar çok hata vardı ki Prof. Dr. Kadri Yıldırım bu hatalardan yola çıkarak bir kitap bile yayımladı. Geçmişe bakarak böyle oldu şöyle oldu diyerek gerçekten kaçamayız. Bir şekilde yüzleşmemiz gerekir. Maalesef şu an bile ülkemizde sırf Kürtlerle savaşıyor diye IŞİD’i tutan ve ona sempati duyan çok insan var.
Sen Kürt kökenli bir yazar olarak Türk Edebiyatı yazarları arasında geçiyorsun mesela…
Sarı Kitaplar dizisindeki yazarlarla akrabayım. Onlara olan merakım belki de akrabalarıma olan özlemimdir. Ben de onlar gibi dilinden sürgün edilen bir yazarım.