Martin Heidegger ve kardeşi Fritz arasındaki mektuplar Alman filozofla ilgili Nazizm ve antisemitizm tartışmalarını yeniden gündeme getirdi...
Martin Heidegger’in Nazizm ile ilişkisi ve antisemitist olduğu çok konuşuldu, çok tartışıldı. Kimi, Heidegger’in Nazilerle olan ilişkisini, filozofun dönemin şartları doğrultusunda mecburen benimsediği bir taraf olarak yorumladı. Kimi de Heidegger’in Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne girişinin 1933'te, partiye üye olmak yönünde baskı ortamının olmadığı bir zamanda olmasına dikkat çekti. Tüm bu tartışmalar uzun yıllardır sürerken, Heidegger’in özel arşivinden çıkan mektuplar Alman filozofun Nazilerle ilişkisinin ve antisemitist düşüncelerinin çok eskiye dayandığını gösteriyor.
Martin Heidegger ve kardeşi Fritz arasındaki mektuplar bir süredir gündemdeydi. 2014’ten beri filozofun Marburg’taki Alman Edebiyatı Arşivi’nce saklanan 500 mektubu gören araştırmacılar, yazışmaların yaratacağı şok etkisinin farkındaydı. Fakat Heidegger'in varisleri, mektupların yayılmasına izin vermiyordu. Henüz Türkçede yayımlanmayan Black Notebooks kitabı üç yıl önce basıldığında, kitapta Heidegger'in açık açık Nazizm ile ilişkisini gösteren bir şeyler olmadığı, antisemitist olarak nitelendirilebilecek bazı ifadelerin ise felsefî bir tartışma boyutunda kaldığı öne sürülmüştü. Fakat ailenin izni ile Heidegger ve kardeşi arasındaki 1930-1946 tarihli mektupların bir kısmının Heidegger und der Antisemitismus (Heidegger ve Antisemitizm) adıyla yayımlanması, Heidegger'in antisemitizme felsefî bir yerden yaklaşmadığını ya da dönemin ruhu olarak Nazilerle yakınlaşmadığını, benzer düşünceleri çok eskiden benimsediğini gözler önüne serdi.
Heidegger'in 1931 yılında kardeşi Fritz’e gönderdiği mektup, filozofun kardeşine yılbaşı hediyesi olarak Adolf Hitler’in Kavgam adlı kitabını hediye ettiğini ortaya koyuyor. Heidegger mektupta Hitler’in “olağanüstü ve sarsılmaz içgüdüleri"nden de övgüyle bahsediyor.