Bu ay Beykoz Kundura’da distopik filmlerin yanı sıra belgesel gösterimleri, klasikleşen canlı müzik eşliğinde sessiz film ve çocuklar için çizgi film atölyesi de sanatseverleri bekliyor...
Beykoz Kundura, yıllar boyunca film, dizi ve müzik kliplerinden sonra, geçen yıl itibariyle film gösterimlerine de ev sahipliği yapmaya başladı. Bir kültür sanat mekânına dönüşen Beykoz Kundura’nın tematik film seçkisi mayıs ayında distopik filmlere odaklanarak izleyicileri distopik mekânlar üzerinden filmler üzerine düşünmeye davet ediyor. Aynı zamanda canlı müzik eşliğinde sessiz film gösterimi, çocuklara özel etkinlikler ve IDFA belgeselleri gösterimleri de bu ayın ilgi çeken etkinliklerinden.
Ulaşım seçeneklerine eklenen Taksim servisi ve İstinye’den kalkan tekne ile sinemaseverlere kolaylık sunmayı hedefleyen Kundura Sinema, distopik film türünün yakın dönem ve ilk örnekleri arasında kabul edilen film seçkisi ile dolu bir program sunuyor.
Kundura Sinema’nın distopya seçkisinde Kutsal Motorlar, Alphaville, Karanlık Günler, Piccadilly ve Günah Şehri gibi yapımlar ön plana çıkıyor. 2013 yapımı yönetmen Leos Carax’ın Kutsal Motorlar filminde yönetmen sinemanın sadece hikâye anlatmak olmadığını ana karakter Oscar’ın kılıktan kılığa girerek çeşitli randevulara gitmesi üzerinden, sınırlarını zorlayarak anlatıyor. Fransız Yeni Dalga Sineması’nın en etkili isimlerinden Jean Luc Godard’ın 1965 siyah-beyaz yapımı Alphaville filmi ise özel dedektif Lemmy Caution’ın Ford galaksinin başkenti Alphaville’e gönderilmesini konu alıyor. Alphaville ve onu yöneten bilgisayar-insan Alpha 60’ı yok etmek, kayıp ajan Henry Dickson’ı bulmak görevi ile yola çıkan Lemmy baştan çıkarıcı bir kadın olan Natacha ile karşılaşır ve ona âşık olur. Bu aşkın önündeki tek engel ise âşık olduğu kadının yok etmek istediği Alpha 60’ın kızı olmasıdır. Distopik film türünün dünya sinemasındaki en etkileyici örneklerinden biri olarak kabul edilen Alphaville, 1965 yılında 15. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü’nü aldı.
Frank Miller ve Robert Rodriguez’in yönetmen koltuğunda oturduğu 2005 yapımı Günah Şehri filmi, yoldan çıkmış polisleri, fuhuş patroniçelerini ve umutsuz zorbaları konu alarak intikam, kefaret ve her türlü zorluğa rağmen doğru davranmaya çalışan alışılmadık kahramanları seyircileri ile buluşturuyor.
Yönetmen Marc Singer’in 2000 senesinde çektiği Karanlık Günler filmi ise New York’un karanlık metro tünelinde yaşayan insanları konu alıyor. DJ Shadow tarafından yapılmış müzikleri ile öne çıkan filmde yeraltı dünyasında geçen doğaçlama ve kişisel hikâyeler anlatılıyor.
Bir Kundura Sinema Klasiği olan Canlı Müzik Eşliğinde Sessiz Film Gösterimi’nde ise bu ay yönetmen Ewald André Dupont’un 1929 siyah-beyaz yapımı Piccadilly, Londra’daki bir dans kulübünün mutfağında çalışan Çinli genç bir kadının çalıştığı kulüpte sahneye çıkma fırsatı yakalamasıyla birlikte ihanet, yasak aşk ve cinayet sarmalının içine düşmesini konu alıyor.
Ayşe Tütüncü’nün piyanoda canlı müziği eşliğinde gösterilecek film, 25 Mayıs'ta Kundura Sinema’da olacak.
Amsterdam’da her yıl düzenlenen uluslararası belgesel festivali IDFA’da gösterimi gerçekleşen iki yeni belgesel de Kundura Sinema seyircileri ile buluşacak.
2017 Madrid Uluslararası Film Festivali’nde en iyi uzun metraj belgesel ödülünü alan Güneşin Kenti yarı terk edilmiş bir maden kasabasında yaşayan sıra dışı karakterlerin hayatlarını yönetmen Rati Oneli’nin yorumuyla anlatıyor.
Mark Olexa ve Francesca Scalisi’nin 2016 yılı yapımı Fukuşima’da Yaşamın Ardından filminde, nükleer felaketin ardından Japon bir çiftçinin yüksek radyasyon içeren Fukuşima’ya yakın bir kasabada dolaşan Naoto’nun kayıp toplumunun kalıntıları ile karşılaşması Kundura Sinema izleyicileri ile buluşuyor.
Beykoz Kundura’nın çocuklara özel bölümünde ise “Hareketli İmgeler” Atölyesi ve Çizgi Film Seçkisi bulunuyor. Müze Eğitimcisi ve yazar Hüsne Rhea Çiğdem’in 7-10 yaş grubu için tasarladığı “Hareketli İmgeler” atölyesiyle çocukları eğlenceli ve öğretici bir atölyeye davet ediyor. Lumière kardeşlerin sinemayı icadından, dünyanın ilk çizgi filmi kabul edilen Fantasmagorie’ye sinemanın tarihini ele alan bir sunum ile başlayacak atölyede, hareketli imgenin oluşumuna dair fikirler edinen çocuklar atölye kapsamında yarattıkları thaumatrope'lar (optik illüzyon yaratan bir oyuncak) ile durağan imgeleri hareketli imgelere dönüştürmenin heyecanını yaşayacaklar. 26 Mayıs Pazar günü Beykoz Kundura’da gerçekleşecek atölyenin ardından Lobster Films kataloğundan seçilen Çizgi Film Seçkisi’nden gösterime aileler de katılabilecek.
Kundura Sinema’dan kaçıranlar için tekrar bölümünde özel gösterimiyle Gilda bulunuyor. Geçen ay yapılan ilk gösterimini kaçıranlar için Gilda filmi tekrar beyaz perdeye yansıyor. Yönetmen koltuğunda Charles Vidor’un oturduğu ve Rita Hayworth’ün nefes kesen oyunculuğu ile sinema tarihine damgasını vuran Gilda, 31 Mayıs tarihinde ikinci defa Kundura Sinema’da. Etkinliklerle ilgili detaylı bilgi için Beykoz Kundura sitesini ziyaret edebilirsiniz. (K24)