Üstteki ve alttaki fotoğraflarda gördüğünüz çocuklar, benim gibi, sizi de kahretti ve utandırdı değil mi? 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Yani dünyanın her yanında olduğu gibi Türkiye'de de kamplarda, sokakta yaşamaya mahkûm ettiğimiz, bizler gibi, Adem ile Havva'dan gelen kardeşlerimiz.
Onlar için, arkadaşlarımızı, muhtarlarımızı, belediyelerimizi zorlayalım. "Çocukları ana babaları dilendiriyor" vicdansızlığına kapılıp vicdanlarımızı rahatlatmayalım. Onlara ulaşmanın yollarını bulalım. Ben daha fazla "drama queen"lik yapmayayım.
İstanbul, Silivri ya da Malatya'da çekilen mizansensiz fotoğraflar her şeyi anlatıyor. Bu çocuklar hepimizin boynunun ve gönlünün borcudur. Fotoğraflar için torunumun babasına çok teşekkürler.
Bu kuşkulu gözlerden akacak her damla yaşa bütün dünya mülkü fedadır. Fotoğraflar: Hüseyin Özdemir
Bizim mahallenin ağır abileri
Semercioğlu, ben, Doğan, Özgüner ve Akçin. Fotoğraf: Prof Dr. Haluk Gürgen
Ben de günahsız değilim
Gazeteci siyasilerle yakınlık kurmaz, gazeteci pahalı hediye kabul etmez, gazeteci seyahatlere katıldıktan sonra davet sahiplerinin reklamını yapmaz...
2000'lere girmişiz. Marlboro'nun Arjantin'in Cordoba kentinde düzenlenecek rallisine davet geldi. Gittim ama sorun bir bakalım niye gittim? Che Guevera'nın gençliğinde yaşadığı ev ve ayrıca müzesinin bulunduğu Alta Gracua kasabası Cordoba'ya 20 dakika mesafedeydi. Bir şekilde yolunu bulup Buenos Aires'e gidip Cumartesi Anneleri'nin mekânı Plaza de Mayo'yu da görebilirdik. "Dik" diyorum, bütün bunları gazeteci Neyyire Özkan'la gerçekleştirdik.
Ama şunu da eklemeliyim; Buenos Aires'te kaldığımız otel ve gece izlediğimiz muhteşem flamenko için paralarımızı kendimiz ödedik. Yani benimkini Radikal, Neyyire'ninkini Hürriyet. Yani gördüğünüz gibi gazetecilik etik kuralarını tamamen değil, kısmen çiğnemiştik. Bence bu kadar kusur The Guardian ve New York Times'ta da bulunur.
Buenos Aires- Plaza de Mayo
Adlarını maalesef hatırlayamadığım ralli sürücüleri ve ben tabii ki. Fotoğraflar: Neyyire Özkan
O bizim "Che" mizdi
Bizim gruptan Semra Cafer, Cevahir'in mezarı başında
Tarihimden yapraklar
1965 Siyasal Bilgiler Fakültesi İnek Bayramı
Yukarıdaki fotoğraf 1965'ten. Mülkiye'de şahit olduğum ilk İnek Bayramı ve İnek Balosu. Büyük abiler ve ablalar fotoğrafı bana çektirdiler ama hepsinin adını hatırlayamıyorum.
En sağ başta "Gagarin" Hasan Cemal var. Yanındaki bizim sınıftan olduğu halde araya kaynak yapmış Canset Oral. Chester (Tanju) ve radyocumuz Yeşil Giresunlu da var fotoğrafta. Hasan Cemal'den isimler için yardım rica ettim. "Ben Doğan Avcıoğlu ve Cumhuriyet geleneğinden geliyorum. Magazincilerle işim olmaz" dedi. Benden daha 65 plus olması sır değildi zaten!
K.G.G.
Bu linkler ihmâl edilmesin
*Unicef'in Babalar Günü için açtığı kampanyayı sakın atlamayın, bir göz atın.
*Açık Radyo'da Korona Günlerinde Aşk. Ayşe Köse Badur ve Selim Badur'un pazar günü 19.00'daki programını ben şenlendireceğim.
*Yeni Yaşam Gazetesi sessiz sedasız yeniden kağıt baskı olarak çıkmaya başladı. Bu çocuklar pazarlamayı hiç öğrenemeyecekler.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* CNN yetmiyormuş gibi bu kez Habertürk "evrensel" diyerek zaten yerlerde sürünen medyamıza bir darbe daha indirdi. Bu konuda bana söz kalmadı. Belli ki benden çok etkilenen T24 meslektaşlarım, beni bile kıskandıran yazılar yazdılar. Aydın Engin, Tuğçe Tatari ve Hakan Aksay tıklarda beni geçecekler ama olsun mutlaka okunmalılar. Bu arada bianet'ten Evrim Kepenek'in yazısını da ihmâl etmeyin derim. Yalnız birileri "Biz bir özel sektörüz" lafını Türkçe'ye tercüme etsin. Karşıyaka Lisesi orta kısmında okurken hep "tesadüfi bir eser" derdik. Türkçe hocamız sevgili Tevfik Durak şefkatle omzumuza vurur "tesadüf eseri" diye düzeltirdi. 12-13 yaşındaydık. Birden aklıma geldi nedense. Sonuçta ben "Müşteri hep haklıdır" diyen pırıltılı "özel bir sektör" çalışanı değil, eski moda evrensel "kamusal bir sektör" çalışanıyım. "İnsanın ar damarı bir çatlarsa Allah ondan korusun" derdi, orta 2'den terk annem Nebahat Eryılmaz.
Hürriyet yazarı Sedat Ergin
Tasarımcı Kadir Kılıç, Ece, güzel sesli Kalben. Ve Milliyet Sanat, Tarih dergileri yazarı, bir ara T24’te de yazan eski stajyerim Zeynep Aksoy
Advertorial
Bir çocuğun gözünden