Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin "hak ihlali" olarak tanımasının ardından yapılması gerekenin, TBMM'nin özel oturumu beklenmeden kütüğe kaydedilmesi ve özlük haklarının tesis edilmesi olduğu vurgulandı.
TİP Hatay Milletvekili ve Gezi Parkı davası tutuklusu Can Atalay’ın milletvekilliği Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına dayanarak 30 Ocak 2023’te TBMM Genel Kurulu’nca düşürüldü.
Atalay, CHP milletvekilleri, TİP genel başkanı ve İstanbul milletvekili Erkan Baş ile DEM Parti milletvekilleri Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ile Mehmet Rüştü Tiryaki, söz konusu düşürülme kararını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. AYM, başvuruları aralarındaki hukuki bağlantı nedeniyle Atalay’ın başvurusuyla birleştirme kararı alarak inceledi.
Kararın gerekçesi 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Yüksek Mahkeme, Yargıtay kararının TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla, Atalay’ın milletvekilliğinin düşmüş sayılamayacağına, bu durumun hukuki değil fiili (de facto) bir durum olduğuna hükmetti.
Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından muhalefet harekete geçerken, Atalay’ın avukatı Deniz Özen izlenmesi gereken hukuki süreci anlattı.
Cumhuriyet gazetesine konuşan Özen, Atalay hakkında yaşanan sürecin emsal olduğunu belirterek, "Meclis’in 14 ve 16’sını beklemeden, bir an önce AYM’nin kesinleşmiş kararı doğrultusunda Atalay’ın milletvekilliği kütüğüne kaydını yapması ve özlük haklarını tesis etmesi gerekir. Numan Kurtulmuş’un bunu sağlaması anayasal bir zorunluluk" dedi.
"Derhal tahliye edilmeli"
Özen, "AYM, tutukluluğunun ‘hukuki bir dayanağının’ olmadığını, söz konusu durumun ‘alıkoyma’ olduğunu açıkladı. Bir milletvekili cezaevinde tutulamayacağına göre; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi derhal tahliye kararını vermeli" ifadelerini kullandı.
Özen, "tutukluluk halinde adli tatil prosödürünün uygulanmadığını" belirterek mahkemenin bu yönde karar alması için adli tatilin bitmesinin beklenmesine gerek olmadığının da altını çizdi.
TBMM tarihinde bir ilk; Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü!TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edildiğine ilişkin karar TBMM Genel Kurulu’nda 30 Ocak'ta okundu. Meclis'te bir ilk yaşandı ve Anayasa Mahkemesi’nin iki kez bu konuda hak ihlali kararı vermiş olmasına rağmen Genel Kurul'da Yargıtay yazısı okunarak Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü. Genel Kurulu yöneten TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'a, kararı okuduğu sırada anayasa kitapçığı fırlatıldı.
Kararın okunmasının hemen ardından TBMM internet sitesinde yer alan, "Milletvekilliği Sona Erenler" sayfasına Can Atalay da eklendi.
Can Atalay'dan ilk açıklamaVekilliğinin düşürülmesi kararının ardından Atalay'dan ilk açıklama geldi. Atalay, Seçilmiş Hatay Milletvekili sıfatıyla yayınladığı açıklamada, "Anayasa’nın açık; hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini 'düşürdüler.' Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak. Hep beraber göreceğiz" dedi. AYM: "Yok hükmünde"Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos gece ayrısı Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit etti. Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Atalay’la ilgili kararının hukuki değerden yoksun olduğuna ve bu kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmüş sayılamayacağına karar verdi. Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi işleminin iptali ile Yargıtay yazısının TBMM’de okunması işleminin iptali başvurularını birleştirerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, Can Atalay’ın "milletvekilliğinin yok hükmünde sayılması" talebinin karara bağlanmasına yer olmadığına hükmetti. Karar, eski AYM Başkanı Zühtü Arslan ve eski üye Muhammed Emin Kuz'un da yer aldığı 4'e karşı 10 üyenin oyuyla oyçokluğuyla alındı. Mlletvekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu tespit eden Yüksek Mahkeme, “Öncelikle belirtmek gerekir ki TBMM Genel Kurulu’nun 30 Ocak’taki birleşiminde okunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı bir mahkûmiyet kararı değil, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararının daire tarafından değerlendirilmesi için dosyanın anılan daireye gönderilmesine ilişkin karardır…" değerlendirmesinde bulundu. GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI
|