T24 Ankara
Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez "hakları ihlal edildi, tahliyesi gerekir" kararı verdiği TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili düğüm yine çözülemedi. AYM'nin ilk kararından sonra dosyayı Yargıtay'a gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tavrını sürdürdü. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Atalay kararı nedeniyle "suç işlemek"le itham ettiği ve kararını uygulamadığı AYM'nin bir kez daha hak ihlali kararı verirken ihlali gidermekle yerel mahkemenin görevli olduğunu açıkça belirtmesi de durumu değiştirmedi. AYM kararından sonra önce gerekçeli kararı bekleyeceğini bildiren, gerekçeli karar bugün yayımlanmasına rağmen 11 saat boyunca müzakere yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kararda "yetkili makamı belirlemekle AYM yükümlüdür, yerel mahkeme belirleyemez" denilmesine rağmen Atalay dosyasını Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne yeniden gönderdi. Yerel mahkemenin bu kararına karşı hem AYM'nin hem de Yargıtay'ın nasıl bir tutum alacakları ise merak konusu oldu.
Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez verdiği ihlal kararının gerekçesini açıklanmasının ardından toplanan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın hakkında AYM kararına uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay'a gönderdi.
Gezi davasından 18 yıl hapse mahkûm edildikten sonra TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay ile ilgili yaşanan yetki krizi yine aşılamadı. Anayasa Mahkemesi, cezası Yargıtay tarafından onanan Atalay'ın daha önce Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu dosyalarında olduğu gibi milletvekili seçilmesi nedeniyle tahliyesinin gerektiğini karar vermişti. AYM'nin bu kararın gereğini yerine getirmesi için işaret ettiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermişti. Anayasal suçlar ve terör suçları işleyenlerin milletvekili seçilseler bile dokunulmazlıktan yararlanamayacağını, Anayasa Mahkemesi'nin yorumuna göre terör örgütü liderlerinin bile vekil seçilmeleri halinde serbest kalmaları gerekeceğini belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi, anayasaya göre kararlarına uyulması zorunlu olan AYM kararına uymamış, Atalay'ı tahliye etmemişti. Daire, bununla yetinmeyerek AYM üyelerinin suç işlediği gerekçesiyle Yargıtay Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
İkinci karar da yetmedi
Atalay'ın avukatları bunun üzerine AYM'ye ikinci kez başvurdu. AYM de ikinci kez hak ihlali ve tahliye kararı verirken, hem Yargıtay'ın hem de dosyayı Yargıtay'a gönderen yerel mahkemenin anayasaya aykırı davrandığı yorumunu yaptı. Bu kararı da tahliye kararı vermesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
Mahkeme, AYM'nin açık uyarısına rağmen önce gerekçeli kararı bekledi. Resmi Gazete'de bugün kararın yayımlanmasının ardından Atalay'ın avukatları erken saatlerde tahliye başvurusu yaptı. AYM kararının net bir biçimde yerel mahkemeden tahliye kararı vermesini içermesine rağmen heyet, tam 11 saat müzakere yürüttü. Müzakerenin ardından da dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesi kararlaştırıldı.
"Yargıtay'ın konusu"
Kararda Atalay'la ilgili süreç özetlendikten sonra AYM'nin ikinci ihlal kararı tartışıldı. Bu ihlal kararının Yargıtay'ın kararıyla ilgili olduğu yerel mahkemeyle ilgisinin bulunmadığı vurgulandı. Anayasa ve AYM Kuruluş Kanunu'na atıf yapılan kararda, AYM'nin yorumlarına karşılık dosyayı Yargıtay'ın incelemesi gerektiği ifade edildi.
Bir önceki kararın neden Yargıtay'a gönderildiğinin yeniden açıklandığı kararda, ikinci ihlal kararının bütünüyle Yargıtay'ın konusu olduğu savunuldu.
Şimdi ne olacak?
Karara göre, daha önce AYM üyelerini suç işlemekle itham eden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yeniden Atalay dosyasını karara bağlayacak. Ancak Daire'nin önceki sert kararından dönüş yapıp yapamayacağı merak konusu oldu. Buna karşılık ikinci kararında, ilk kararının uygulanmamasının anayasayı ihlali anlamına geldiğini vurgulayan AYM'nin böyle bir durumda nasıl hareket edeceği de belirsizliğini koruyor.
Mahkemenin kararı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün, Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararını, ilk ihlal kararında olduğu gibi Yargıtay’a gönderdi. Mahkeme kararında, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı Mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiği, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanmak suretiyle başvuru yapıldığı,
Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın mahkememize yeniden gönderildiği, belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 27/12/2023 tarih ve 2023/99744 sayılı yazısı ekinde gönderilen Anayasa Mahkemesinin 21/12/2023 tarihli ve 2023/99744 sayılı kararının, Yargıtay 3. Ceza Dairesince değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi."
TIKLAYIN - Can Atalay'ın avukatları: 3 hakimin derhal bu gece HSK tarafından açığa alınması gerek
AYM'den ikinci hak ihlali kararı: Mahkemeye "Gereğini yapın" denildiAnayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 21 Aralık'ta, Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Yüksek Mahkeme’nin hakkında verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle yaptığı ikinci başvuruyu inceleyen AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Bu karara İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı. AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi. Hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine oybirliğiyle karar veren Yüksek Mahkeme, Can Atalay'a da 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti. Can Atalay'ın avukatları Fikret İlkiz ve Deniz Özen ise AYM'nin kısa kararının mahkemeye gönderildiğinin bildirilmesi üzerine harekete geçerek, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Avukatlar, AYM kararına göre mahkemenin infazı durdurarak tahliye kararı vermesini talep etti. TIKLAYIN - Yargıda kritik yol ayrımı: Can Atalay için nasıl hareket edilecek, bu kez tahliye edilecek mi? Gerekçeli karar: “Yargıtay, Türk hukukunda bulunmayan bir karar verdi”AYM, 21 Aralık'ta verdiği ikinci hak ihlali kararının gerekçesini ise 27 Aralık'ta açıkladı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararının gerekçesinde, Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmayarak “Türk hukukunda bulunmayan bir karar verdiğini” belirtti. AYM’nin bireysel başvurularda verdiği hak ihlali kararlarının herhangi bir merci tarafından inceleme ya da denetlemeye tabi tutulamayacağına vurgu yapan Yüksek Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını “ayrıksı” olarak nitelendirdi. Mahkemelerin AYM kararını uygulamaktan hiçbir şekilde kaçınamayacağını ve "keyfi kararlara müsaade edilemeyeceğini" belirten AYM, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığının yargısal makamlar tarafından tartışılamayacağını vurguladı. Anayasa’nın, daha önce dosyayı Yargıtay’a gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne böyle bir yetki vermediğinin altını çizen AYM, yerel mahkeme ile AYM kararını uygulamayan ve AYM üyelerini "suç işlemek"le itham eden Daire’nin Anayasa'ya açıkça aykırı hareket ettiği vurguladı. AYM kararında, "Mahkeme, usul hukukunda kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak ihlal kararının gereğini yerine getirmekten kaçınmış ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiştir. Daire de ‘Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına’ şeklinde Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir” denildi. AYM'nin ilk ihlal kararı ve Yargıtay vurgusuAnayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay'a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti. Yüksek Mahkemenin 27 Ekim tarihli gerekçeli kararında Atalay'ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti. Atalay'ın durumunun, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay'ın, TBMM'de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Atalay'ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa'nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir" tespiti yapılmıştı. Yerel Mahkeme AYM kararını uygulamadıAYM, ihlale ilişkin kısa kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir "müzekkere" olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istedi. Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım'da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yolladı. TIKLAYIN | Yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararına Yargıtay'ı işaret ederek uymadı! Yargıtay AYM'ye "Yetkiyi aştı" dedi, suç duyurusunda bulunduYargıtay 3. Ceza Dairesi ise 8 Kasım'da Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. AYM üyelerinin “denetlenememenin verdiği rahatlıkla” hareket ettikleri, anayasada yeri olmamasına rağmen “yasa koyucu ve süper temyiz mahkemesi” gibi davrandıkları ifade edildi. Atalay kararında üniversitelerde başörtüsü yasağı getiren eski bir karara atıf yaptıkları ve bunun da daire tarafından “ironik” bulunduğu vurgulandı. Yargıtay, bu nedenle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı. TİP’ten milletvekili seçilmesinin ardından Atalay’ın tahliye talebini reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu kararını yerinde bulmayan ve Atalay’ın tahliyesinin gerektiğine karar veren AYM’yi tanımadı. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı. Yargıtay'dan AYM'ye ağır suçlamaYargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Yargıtay Başkanlığı tarafından 10 Kasım'da yapılan açıklamada, "Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır" denildi. Ayrıca açıklamada Anayasayı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu davada, anayasa koyucunun iradesini yok sayarak Anayasa’nın 83’üncü maddesindeki atıf nedeniyle somut olaya uygulanması gereken 14’üncü maddesini işlevsiz bırakıldığı öne sürüldü. Yargıtay kararı sonrası Atalay'ın avukatlarından ikinci başvuruYargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararından sonra cezaevindeki Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye 1 Aralık'ta ikinci kez başvuru yapılmıştı. Avukatlar Atalay'ın; “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının” ikinci kez ihlal edildiğinin tespitini ve bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ettiği belirtilmişti. Anayasa Mahkemesi; Atalay'a ilişkin verdiği hak ihlali kararının yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu 21 Aralık'ta görüşme kararı almıştı. Yüksek Mahkeme, "bireysel başvuru hakkı"nın ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. "Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"nın ihlaline ise oy çokluğuyla karar verildi. Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesine hükmeden AYM'nin kısa kararı, infazın durdurulması ve tahliye kararı verilmesi için yeniden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. TIKLAYIN - Yargıda kritik yol ayrımı: Can Atalay için nasıl hareket edilecek, bu kez tahliye edilecek mi?
|