MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü dolasıyla Ankara Kızılcahamam’daki Ülkücü Şehitler Anıtı'nda yaptığı konuşmada, Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in adını anmadı ancak Ateş cinayetini haber yapan medyayı eleştirdi. Beş yıl önceki anmada, Bahçeli’nin arkasında Sinan Ateş’in bulunmasına karşılık, bu yılki törende Ateş cinayetinde adı geçen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın bulunması dikkati çekti.
Kızılcahamam’daki konuşmasında, Ankara’da 30 Aralık 2022 tarihinde suikast sonucu öldürülen Sinan Ateş cinayetini işaret eden MHP lideri Bahçeli, isim vermeden, “Geçmişte ülkücü şehitlerimizin dökülen kanlarında ağır vebali bulunan malum çevrelerin bugünlerde strateji değiştirip içimizi karıştırmaya, aramıza sızmaya, hatta varlığımızı kundaklamaya teşebbüs etmelerini hayretle, nefretle ve dikkatle takip ediyoruz. Dünün ülkücü katillerinin dönüp dolaşıp sözde ülkücü savunması yapması tam bir yutturmacadır. Yeni yüzyılda, ülkemizin huzur, barış ve güvenliğinin sağlam esaslara bağlanması adına, maskelenmiş menfur yüzlerin deşifresi amacıyla, bunun yanı sıra elinde ve vicdanında ülkücü kanı taşıyan alçaklarla kesif bir hesaplaşmayı buradan teklif ediyor, buna da hazır olduğumuzu açıklıyorum” dedi.
Cinayete ilişkin haberlere imza atan basını eleştiren Bahçeli, “Halk TV, Now TV, Sözcü TV başta olmak üzere, MHP ve Ülkü Ocakları düşmanlığının sahnesine dönüşen gazete ve televizyonlarda, yurt içinden veya yurt dışından katılarak itibar cellatlığına soyunan, haksız ve hayasız iddialarda bulunan, şerefsizliğin kisvesine bürünen kimler varsa, mahkemede dinlenmelerini, ifadelerinin alınmasını, şayet varsa tevsik edilmiş bilgi, belge ve bulgularını mahkemeye sunmalarını istiyor, bu hususta adli müracaatımızı en kısa sürede gerçekleştireceğimizi şehitlerimizin manevi huzurunda ilan ediyorum. Hesaplaşacağız, sonuçta ise muhasım müfterilerle kesinlikle helalleşmeyeceğiz” diye konuştu.
Yakın zamanda hukuki sürece de katılacaklarını bildiren Bahçeli, “Bu hususta adli müracaatımızı en kısa sürede gerçekleştireceğimizi şehitlerimizin manevi huzurunda ilan ediyorum. Hesaplaşacağız. Helalleşmeyeceğiz. Allah’ın izniyle bunların hepsinin üstünden geleceğiz” dedi.
5 yıl önce Ateş’in olduğu yerde bugün Yıldırım var
2019 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinde bulunan Ateş’in MHP lideri ile birlikte Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret ederek karanfil bıraktığı ortaya çıktı. Ateş’in 5 yıl önceki paylaşımında, “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte 27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Ankara Kızılcahamam'daki Ülkücü Şehitler Anıtı'nı ziyaret ettik. Tüm Ülkücü Şehitlerimizi rahmet ve fatihalarla anıyorum” yazdığı görüldü
Bugün yapılan törende ise Bahçeli’nin yanında Ateş’in görevden alınmasının ardından 2020 yılında yerine atanan, Ateş cinayetinde de dosyada ismi geçen Ahmet Yiğit Yıldırım hazır bulundu.
Eşi Ayşe Ateş: Sinan 'Olcay ve Ahmet beni öldürmek için kiralık katil arıyor’ dedi
Öte yandan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in bugün medyaya yansıyan bazı iddiaları da gündem oldu. Ayşe Ateş, gazeteci İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada, Bahçeli’nin danışmanı ve eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz ile Ahmet Yiğit Yıldırım'ın cinayeti birlikte planladığını öne sürerek, "Çünkü eşimin bana söylediği şuydu: 'Olcay ve Ahmet beni öldürmek için kiralık katil arıyor. Kapı kapı dolaşıyorlarmış beni öldürmek için. Bir sürü kişiye gitmişler. Kimseye yaptıramıyorlarmış ama arıyorlarmış" iddiasında bulundu.
Ahmet Yiğit Yıldırım, bilirkişi raporu ve tetikçinin kaçırıldığı çakarlı araç
T24’ün kamuoyuna duyurduğu bilirkişi raporunda ise tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçıran eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın cep telefonundan özel bir program sayesinde kurtarılan yazışmalarda, Ateş’in, Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla takibe alındığını gösteren bilgiler bulunmuştu. Cinayetten sonra Olcay Kılavuz’un Ankara’da kullandığı evde yakalandığı ortaya çıkan tetikçinin, Demirbaş ile Yıldırım'ın yardımcısı Emre Yüksel tarafından kaçırıldığı “çakarlı” aracın görüntüsüne de T24 ulaşmıştı. Bu aracın Ülkü Ocakları Genel Merkezi’ne ait olduğu iddialar arasında.