T24 Haber Merkezi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 103 emekli amiralin imzasıyla başlattığı soruşturmanın, Türk Ceza Kanunu’nun, “suç için anlaşma” başlıklı 316. Maddesi uyarınca yürütüleceği bildirildi. Bildiriye öncülük edenleri, bu suçtan ifadeye çağıracağı belirtilen savcılığın, sonraki aşamalarda da bildiriye imza atan tüm emekli amirallerin ifadesine başvurması bekleniyor. Savcılık, soruşturma sonunda suçun işlendiğine kanaat getirirse, emekli amiraller hakkında, “anayasal düzene karşı suç işledikleri” ve “bu suçu işlemek için anlaştıkları” gerekçesiyle dava açılacak.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sabah saatlerinde bildiriyle ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Savcılığın açıklamasında, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca; 04/04/2021 tarihinde bazı internet siteleri ve sosyal medya mecralarında paylaşılan ve ‘103 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlandığı belirtilen açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır” denilmişti.
Öncülük edenler ve irtibatlılar
Alınan bilgiye göre, savcılık, bildiriye öncülük eden isimleri ve soruşturmanın hangi madde üzerinden yürütüleceğini belirledi. Savcılığın, ilk etapta belirlediği bu isimleri ifadeye çağıracağı belirtildi. Ardından imza atan tüm emekli amirallerin ifadelerinin alınması bekleniyor. Savcılığın, bildiride imzası bulunmayan ancak bildiri hazırlanmasına aracılık eden isimleri de araştırıyor. Sorgu sırasında, emekli amirallere bunun da sorulması bekleniyor.
Anayasal suç
Türk Ceza Kanunu’nun, “anayasal düzene karşı işlenen suçlar” başlıklı kısmı, “Millete ve Devlete Karşı Suçlar” bölümünün beşinci kısmında bulunuyor. Türk Ceza Kanunu’nun 309. maddesi ile 316. maddesi arasında bu suçlar sıralanıyor.
“Anayasayı ihlal”, “Suç için anlaşma”, “Cumhurbaşkanına suikast, fiili saldırı ve hakaret, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı suç”, “Silahlı örgüt ve silah sağlama suçu”, “Yasama organı ve hükümete karşı suç” bu başlık altında sıralanan suçlar.
Savcılığın, soruşturmayı, TCK’nın 316. Maddesi uyarınca yürüttüğü belirtildi. Bu maddede şu ifadeler yer alıyor:
“Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir. Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez.”
Buna göre, bu maddeden işlem yapılması için iki ya da daha fazla kişinin, dördüncü bölümde yer alan “devletin güvenliğine karşı suçlardan” ya da beşinci bölümde yer alan “anayasal düzene karşı suçlardan” birini de işlemeyi amaçlaması gerekiyor. Savcılığın, soruşturma sonunda suç unsuruna rastlarsa, bu madde ile birlikte, bu bölümlerde yer alan ilgili suçlardan birinden de işlem yapması bekleniyor.
- TIKLAYIN: Kemal Kılıçdaroğlu: Bu sahte gündemler tutmaz; Erdoğan yarattığın yıkım ile seni yüzleştireceğim
- TIKLAYIN: Temel Karamollaoğlu'ndan 103 amiralin bildirisiyle ilgili açıklama
- TIKLAYIN: TBMM Başkanı Şentop'tan "Montrö" açıklaması
- TIKLAYIN: Eski Donanma Komutanı emekli oramiral Nusret Güner: 103 emekli amiralin Türk milletini bilgilendirmesi demokratik bir harekettir
- TIKLAYIN: 103 emekli amiralden 'Montrö' ve 'tarikattaki amiral' bildirisi, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanı'ndan tepki: Darbe çağrışımlı bildiri, haddinizi bilin!
- TIKLAYIN: Meral Akşener'den emekli amirallerin bildirisine ilişkin açıklama: İktidar partisinin üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur
Ne olmuştu?
103 emekli amiral imzasıyla, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "takke ve cübbe" giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin olarak ortak bir bildiri yayımlandı. Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bildiriye "Haddinizi bilin" sözleriyle tepki gösterirken, TBMM Başkanı Şentop da bildiri için "darbe çağrışımlı" nitelemesi yaptı.
3 Nisan 2021 Cumartesi saat 22.54'te, imza listesindeki emekli amirallerden Cem Gürdeniz, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünal'ın da yazarları arasında bulunduğu VeryansınTV'de paylaşılan, 104 emekli amiralin adı eşliğinde yayımlanan 4 Nisan tarihli bildiride şu ifadelere yer verildi: "Yüce Türk Milletine, Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır. Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız." İmza atanlar:
VeryansınTV'de yayımlanan metine; daha sonra yapılan güncellemeyle "Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz" ifadesi eklendi. |