Margaret Atwood’dan tutuklu meslektaşı Aslı Erdoğan’a mektup

Uluslararası PEN, Dünya Hapisteki Yazarlar Günü dolayısıyla düzenlediği kampanyada müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu yazar Aslı Erdoğan'ı da unutmadı

15 Kasım 2016 20:32

Bugün, Türkiye'deki hapishanelerde ifadeleri nedeniyle tutuklu ve hükümlü 144 gazeteci ve yazar bulunuyor. Her yıl 15 Kasım'da Hapisteki Yazarlar Günü'nü anmak için kampanya yürüten PEN, bu yıl Türkiye'den Aslı Erdoğan, Mısır'dan Ahmed Naji, Honduras'tan Cesario Alejandro Félix Padilla Figueroa, İsrail'den Dareen Tatour ve Çin'den Gui Minhai’ye dikkat çekiyor. 

"Sadece kendilerini ifade ettikleri için haksız tutuklamalar, saldırılar, taciz ve şiddetle karşı karşıya kalan yazarlar" için düzenlenen kampanya kapsamında ünlü yazarlar Margaret Atwood, Hanan Al Shaykh, Gioconda Belli, Jennifer Clement ve Salil Tripathi, dünyanın farklı yerlerindeki beş yazarla dayanışmak amacıyla onlara birer mektup gönderdi.

PEN’in Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Salil Tripathi, bu yıl en az 35 yazarın yazdıkları ve ifadeleri nedeniyle öldürüldüğünü belirterek, şu sözleri söyledi: "Yazarlar, yazmak istedikleri zaman yazabilmelidirler. Hapishanede tutulmamalıdırlar. Buna karşın, bugün yüzlerce yazar, ifade ettikleri şeyler otoritelerin keyfini kaçırdığı, muktedirleri tahkir ettiği, hükümetlerin sinirini bozduğu için cezaevinde. Birçoğu da ya yıldırılmaya çalışılıyor ya da kovuşturmayla karşı karşıya. Yazarlar toplum vicdanının bekçisidirler. Özgür kalmaları gerekir. Onların yeri cezaevleri değil, kalem, kağıt, daktilo ve klavyenin yanıdır. Her yıl olduğu gibi bugün de tüm PEN topluluğu, dünyanın neresinde olursa olsun, işini yapmaktan alıkonulan tüm yazarların özgürlüğü için savaşacağını tek ses hâlinde söylemektedir.”

Yalnız Değilsin

Kanadalı şair, yazar ve aktivist Atwood’un, Aslı Erdoğan’a “hapishanede de olsan yalnız değilsin” mesajını verdiği mektubunun tam metni ise şöyle:

"Bugün parmaklıkların ardındaki 91. günün. Sana, hapishanenin beton duvarlarının, muhafızların, dikenli tellerin, kilitlerin ve anahtarların ardında da olsan sesini duyduğumuzu söylemek için yazıyorum. Sözlerin hâlâ özgürlük mücadelesini ve ifade özgürlüğü hakkını şekillendiriyor.

Ben ve birçok diğer yazar da, senin gibi, edebiyatın adalet arayışına ilham verebileceğine, hoşgörüyü yeşertebileceğine, insanların sempati ve anlayışını derinleştirebileceğine inanıyoruz. Hapishanede olsan da yalnız değilsin: Özgürlüğün için savaş veren dünya genelindeki tüm PEN topluluğu olarak senin yanındayız. Senin için umudumuzu beslemeyi sürdüreceğiz ve sen özgür kalana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.

Çok yakında özgür kalacağına inancım tam. Umarım kendini korku ve sansür olmadan konuşabildiğin ve yazabildiğin bir Türkiye’de bulacaksın, farklı düşünce ve görüşleri kucaklayan bir Türkiye. Umarım ünleri sınırlarını aşan yetenekli düşünür, yazar ve sanatçıların sesleriyle gurur duyan bir Türkiye’de yaşayacaksın. Umarım kendi demokrasisiyle gurur duyan, senin gibilerin sözleriyle gurur duyan bir Türkiye’de yaşayacaksın. 

Bütün umutlarımız ve en samimi dileklerimizle, her zaman aklımızdasın."