Leonard Cohen’in Budist bir rahip olarak geçirdiği Baldy Dağı’nda yazdığı şiirlerden oluşan Sevda Kitabı, Aylak Kitap etiketiyle raflardaki yerini alıyor. İşte kitaba adını veren şiiri ve "Bir döneme girmek" başlıklı yazısı
Tepeleri aşamıyorum
Alaşağı edilmiş sistem
Tanrıya şükür ki
Haplarla yaşıyorum
Kaostan sanata
Bir yol izledim
Arzu at
Depresyon araba
Yelken açtım kuğu gibi
Bir kaya gibi battım
Ama zaman çoktan geçti
Geride kaldı gülünçlüklerim
Sayfam çok beyazdı
Mürekkebim çok sulu
Gün yazıya dökemedi
Gecenin çiziktirdiklerini
Uluyor hayvanım
Meleğim şaşkın
Ama iznim yoktu
Bir damla kedere bile
Çünkü kullanacak biri
Benim olamadığımı,
Onun olacak yüreğim
Gayrişahsi
Yola koyulacak
anlayacak ne dediğimi
İradem ikiye bölünmüş
Ve özgürlük orada
Bir saniyeden kısalığına
Çarpışacak yaşamlarımız
Sonsuz olan askıda
Kapı açık ardına dek
Sonra o doğacak
Senin gibi birine
Kimsenin yapmadığını
Yapmaya devam edecek
Biliyorum geliyor
Biliyorum bakacak
Ve bu sevda
Ve bu kitap
Bir şaşkınlık dönemine giriyoruz, insanların çaresizlik içinde ışık bulduğu ve umutlarının zirvesinde başlarının döndüğü tuhaf bir an. Aynı zamanda dinsel bir an, ve tehlike de burada. İnsanlar Otorite’nin sesine kulak vermek isteyecek ve herkesin aklında Otorite’nin ne olduğuna ilişkin birçok tuhaf kurgu ortaya çıkacak. Aile yine, saygı gören ve övülen bir Temel olarak görülecek, fakat birçok başka olasılığın darbesini yiyen bizler, aşkın devinimleri de olsak, yalnızca devinimlerin içinden geçeceğiz. Halkın Düzen arzusu, bu düzeni tepeden indirmek isteyecek birçok inatçı ve uzlaşmazı cezbedecek. Hayvanat bahçesinin hüznü toplumlara sirayet edecek.
Masum bir yakınlığın özlemini duyan sen ve ben, misillemelerin korkusuyla, meraklı hazzın ilk kelimelerini bile söylemek istemeyeceğiz. Umutsuz olan her şey bir şakanın ardında yaşayacak. Ama ben yemin ediyorum, senin parfümünün menzilinde duracağım.
Ay bu gece ne kadar haşin görünüyor, her zamanki silik aptaldan çok, çivili bir tabuta benziyor.
Ferud’un, Einstein’ın ve Hemingway’in onuruna leke sürüldüğünü düşünüyorsan, benden sonra gelecekleri bekle ve gör bakalım o ak saçlarla ne yapılacak.
Fakat bir Haç olacak, bazılarının anlayacağı bir işaret: gizli bir toplantı, bir uyaru, Kudüs’te saklı bir Kudüs. Beyaz kıyafetler giyiyor olacağım her zamanki gibi, ve kuşaklar boyu yaptığım gibi En İçteki Saray’a girip yalvaracaım, yakaracağım, gerekçelendireceğim. Gelinin ve Damadın odasına gireceğim ve kimse peşimden gelmeyecek. Kuşkunuz olmasın, yakın gelecekte hepimiz benim gibi insanlardan bunun gibi şeyleri daha çok görüyor ve duyuyor olacağız.
Pazartesi, Ekim 26, 1998