VICTORIA JAMIESON, OMAR MOHAMED
çev. Mustafa Emrah Temel Timaş Yayınları Kasım 2021 büyük boy 264 s.
"Yıldızlar Saçıldığında keyifle ya da bir solukla okuyabileceğiniz bir çizgi roman değil; aksine, her sayfada canınızı acıtacak ama bu kitap mutlaka okunmalı. Dünyanın sessiz kaldığı bu çaresizliğe şahit olmaktan fazla yapabileceğimiz şeyler olmalı."
Yetişkinler olarak çizgi roman okumayı hafife alıyoruz. Halbuki her metni okuru kendisi baştan yazar, çizgi roman bu konuda kısıtlayıcı olmakla beraber daha net bir ifade biçimi sunar. Bugün anlatım olarak basitliğine rağmen çok etkileyici bir romandan bahsetmek istiyorum. Yıldızlar Saçıldığında, Somalili iki çocuğun mülteci kampında yaşadıklarını anlatıyor. Kitabın ismi Somali bayrağından yola çıkarak konmuş, yalnız Somali bayrağında tek bir yıldız var. Yıldızlar Saçıldığında dağılmalarını, ailelerin parçalanmasını, hayatta kalmak için Somali halkının dünyanın çeşitli yerlerindeki mülteci kamplarına sığınmasını bu şekilde sembolize ediyor. Daha önce savaş temalı ya da mültecilerin yaşamlarına dair kitaplar okumuştum, fakat okuduklarımın hiçbiri beni Yıldızlar Saçıldığında kadar etkilemedi. Okurken midemin düğümlendiğini hissettim ve tahmin ettiğimden de çok üzüldüm.
Omar Mohamed ve Victoria Jamieson
Kitabın iki yazarı var, Omar Mohamed ve Victoria Jamieson. Bu durum başlangıçta beni biraz şaşırtsa da, kitabın sonundaki açıklamalarla her şey aydınlandı. Yıldızlar Saçıldığında kesinlikle çok katmanlı bir roman ve katmanlar arasında bir geçiş olmasına neredeyse gerek yok. Yaşananların olağan akışında aktarılması, basit gibi görünen diyalogların gerçekçiliği ve çarpıcılığı olağanüstü. Böyle bir kitap ortaya çıkarmak elbette büyük bir yetenek fakat sadece yetenekle açıklanamayacak bir başarı da mevcut. Konunun kendisi başlı başına acı vericiyken, yazarlarımızın bunu hiç ajite etmeden aktarabilmesini takdir ettim doğrusu.
Okuduğunuz bir bölümde çocukların çaresizliği içinizi yakarken, başka bir sayfada Omar ve Hassan’ın Fatuma gibi iyi kalpli bir kadına emanet edilmesine seviniyorsunuz. Başka bir sayfada çocukların okuldaki sıralar için bile rekabet halinde olduklarını görürken, diğerinde kız çocuklarının uğradıkları ayrımcılığa da şahit oluyorsunuz. Yazar gerçekçi bir bakış açısıyla, son derece yalın bir dille, olanı olduğu gibi anlatmış. Kitabın sonundaki açıklamalarla kullanılan dil benim için biraz daha önem kazandı.
“Kızlar neden öğle arasında okulda kalmıyorlar, bir fikrin var mı?”
“Bilmem, muhtemelen eve gidip aileleri için öğle yemeği hazırlıyorlardır.”
Mülteci kampında yaşam çok zor, bu konuda bilgili biri olduğumu düşünürdüm, göçmenlerle empati yapabildiğime inanırdım. Bu kitabı okuduktan sonra aslında ne kadar az bildiğimi ve yaşananların benim tahminlerimin çok ötesinde olduğunu aldım. Yaşadıkları sürekli açlık o kadar çarpıcı ki, unun tükenmesi, pirincin gelmemesi, uzun su kuyrukları, hepsi içime işledi. Çocukların açlıktan öfkelenmeleri, annelerinin çaresizliği, sürekli bir bekleyiş söz konusu. Çok acı gerçekten.
Sizi tokat gibi çarpacak cümleler var, bazıları ancak bir çocuğun masumiyetiyle ortaya çıkacak cümleler. Kız ve erkek çocuklar arasındaki adaletsizlik, ayrı mülteci kampında yaşayan bir çocukla Amerika’da yaşayan herhangi bir çocuk karşılaştırmaları insanı çok sarsıyor. Hem yaşananlara hem de de yaşananların gerçekliğine inanamıyorsunuz.
Yıldızlar Saçıldığında keyifle ya da bir solukla okuyabileceğiniz bir çizgi roman değil; aksine, her sayfada canınızı acıtacak ama bu kitap mutlaka okunmalı. Dünyanın sessiz kaldığı bu çaresizliğe şahit olmaktan fazla yapabileceğimiz şeyler olmalı. Anlattıklarımla karamsar bir kitap gibi görünse de, aslında ümit vaat eden bir sonu var. Ayrımcılığın ön plana çıktığı bu dönemde özellikle gençlerin bu kitabı okumasını çok isterim. Herkesin bu kitaptan öğrenecekleri olduğundan eminim.