Nermin Bezmen’den gerçekçi ve sarsıcı bir roman: Unutkan Aşk

Unutkan-Aşk

Unutkan Aşk

NERMİN BEZMEN

Doğan Kitap 2020 440 s.

Yeni kitabı ‘Unutkan Aşk’ı Alzheimer hastalığını birbirini çok seven bir çift üzerinden anlatan Nermin Bezmen, kitaptaki karakterlerin duyguları üzerinde adeta nakkaş titizliğiyle çalışıyor. Hem 8 ay boyunca çalıştığı, hem de ailesinde yaşadığı Alzheimer hastalığını öylesine anlatıyor ki, etkisinden kurtulamıyorsunuz…

ASLI ÖRNEK

Sevdiğiniz birini unuttuğunuzu düşünün bir an… Baktığınızda tanıdık geliyor, sizde iyi bir duygu uyandırıyor ama tanımlayamıyorsunuz. Nereden hatırladığınızı düşünmeye çalıştığınızda karşınızdaki kırılıyor. Çünkü o yaşananlara bir türlü inanmayarak kimi zaman isyankâr, kimi zamansa umutla eski günlere döneceğiniz ihtimaliyle sizi izliyor. Bu unutma hastalığının adı Alzheimer… Şu an dünyada 47 milyon kişi bu hastalıktan mustarip. 2050’de bu rakamın 135 milyon olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de şu an 400 bin olan sayının, 2030’da iki, 2050’de üç misli artacağı öngörülüyor. Paylaştığım bu rakamlar, Nermin Bezmen’in son kitabı ‘Unutkan Aşk’ın 106’ncı sayfasından bir alıntı. Yazar, kitabında Maya ve Atlas isimli aşık bir çift üzerinden hastalığı anlatmakla kalmıyor, yarattığı her karakteri ve yaşanan her duyguyu bir nakkaş titizliğiyle ele alıyor. Yani Bezmen’in hep aşk üzerinden kâğıda dokundurduğu kalemi, yine o büyülü aşk görüntüsü üzerinden gerçekçi ama bir o kadar da duygusal mesajlar veriyor. Yazarın üzerinde 8 ay çalıştığı kitap, sadece dışarıdan tanık olunarak yazdığı bir eser değil maalesef. Ayşe Arman’a verdiği röportajda ‘Çok güçlü, müdanasız, hayat dolu, esprili, zarif ve enerjik’ bir kadın olarak tarif ettiği, resimle, müzikle, sporla, sanatla uğraştığını ifade ettiği annesini 87 yaşında bu hastalıktan kaybetmiş. Yetmemiş, beyninde pıhtı atan eski eşi Pamir Bezmen de bir tür demans yaşamış. Semptomlar Alzheimer’dan farklı da olsa sürecin aynı ve zor olduğunu söylüyor yazar. Fikri sabitler, sinirlilik hali, unutulan kelimeler…

Hastalığı yaşayan yazarsa?

‘Unutkan Aşk’, mutlu bir aşk hikayesiyle başlıyor aslında. Mutluluklarını ikinci evliliklerinde bulan Maya ve Atlas, onların ilk evliliklerinden olan çocukları, bir oğullarının eşi, hatta Maya’nın torunu… Kitabı okurken o mutlu tablo canlanıyor. Ta ki yazarın annesi gibi son derece üretken bir kadın olan Maya, son kitabını yazarken yavaş yavaş unutmaya başlayana kadar. O hissi de şöyle tanımlıyor Maya:

“Düşünsene yazmak istiyorsun, aklında romanlar uçuşuyor, yazamıyorsun. Oyunların içinde geziniyorsun ama sahnede olamıyorsun. Gerçekten, düşüncesi bile ürkütücü.” (s.31)

Ama başta kendisi olmak üzere kimse Maya’ya hastalığı kondurmuyor tabii. Ailenin çekip çevireni, kol kanat gereni, evin çatısı gibi… Bir de yaşı da çok değil! 70 ve üstü yaşlarda daha sık görülen hastalığın, 60’lı yaşlara kadar düştüğü de Maya’daki hastalığın teşhisiyle gözler önüne seriliyor. Bu arada yazar Maya’yı beyaz teni, mevzun vücudu ve yeşil gözlü tanımıyla hayalinizde Nermin Bezmen’e benzetmeniz olası.

Anılarını unutmak isteyenler var!

Kitap okurken yer yer içselleştirdiğiniz ve hasta için zorluğunu düşündüğünüz süreç, hasta yakını için de oldukça zorlu. Peki hasta o anda sık sık ne düşünüyor derseniz, Maya ailesine aklından geçenleri şu sözlerle özetliyor:

“Eninde sonunda, kendimden başka, bambaşka birine dönüşecek olmaktan, bağımsızlığımı kaybedecek olmaktan korkuyorum. Ama en çok da duygusal bağım olan, canım ciğerim insanları tanımayacak olmak fikri ürpertiyor beni, işin enteresan tarafı yaşamış olduğu hayattan şikayetçi, anılarını unutmuş olmak isteyen o kadar insan var. Ben ise çok güzel yaşadım, çok güzel anılarım var. Hiçbirini unutmak, kaybetmek istemem ve bana düştü şans. Ama öyle inanıyorum ki; o gün bile sizlerle duygusal bağım hiç kopmayacak… Kopmaması lazım. Kopmamalı…” (s. 132)

Kabullen ve pozitif ol!

Maya hastalıkla başa çıkmak için hem ailesinden destek istiyor hem de kendisi her yolu deniyor. Sabırla, kendini bildiği anlarda onların hayatını kolaylaştırmaya çalışarak… Maya bu düşüncesini de kitapta şu satırlarla paylaşıyor:

“Alzheimer’ın beni istediği gibi şekillendirmesine, tanımlamasına izin vermeyeceğim. Hastalık geldi, yapıştı, bunu değiştiremem. Teşhis de kondu ve bu er geç ölüme götürecek beni. Bunu da değiştiremem. Ama o ara zamanı, her ne kadar ise, hâkim olabildiğim sürece, en etkili, en pozitif şekilde yaşamak, kontrol edebildiğim kadarını hem kendime, hem sevdiklerime en güzeliyle yaşatmak benim elimde. Ve bunu yapacağım.” (s. 133)

Müzik önerileri yine şahane

Kitaplarında ince müzik zevkini de yansıtan Nermin Bezmen, Unutkan Aşk’ta da sık sık sevdiği parçalara yer veriyor. Eugene Doga ‘Requiem’, Renee Fleming ‘Song To The Moon’, Offenbach ‘Barcarolle’, Vivaldi’den ‘Yaz’ tam da metne uygun yerlerde gelip kulağınızı gıdıklayan birer tüy misali aklınızda kalıyor. Atlas’ın ‘Oblivion’ı çelloyla Maya’ya çaldığı sahne okuyucu duygulandırıyor. Bu arada Bezmen’in yapıtlarında ara ara rastladığımız kendisinin bir başka kitabını hatırlatma cümleleri Unutkan Aşk’ta da mevcut. Maya, hastalığının ilk evrelerinde araba içinde kocası Atlas’a şöyle diyor: “Bulutlar ‘Sonbaharlıyız’ diye haykırarak geçiyorlar, Boğaziçi üzerinden. Kulağımda Smetana’nın ‘Ma Vlast’ı. Aklımı kaçırmış değilim. Sadece bulutlar bana Nermin Bezmen’in Zihnimin Kanatları kitabının başlangıç cümlesini hatırlattı. Bulutlar müzikle dönmeye başlıyor. Karadeniz’in suları Marmara’ya doğru bulutları takipte. Nereye varmak istedikleri meçhul ama göğün ve suyun anlaşmış bir birlikteliği var akışlarında…” (s. 64) 

Bu kitap neden okunmalı?

Nermin Bezmen’in hayranları bu kitabı zaten okuyacaktır ama onun cümleleriyle ilk kez karşılaşacak okuyucuyu sağlam bir aşk ve hastalık hikâyesi beklediğini yazıdan anlamışsınızdır. Bilimsel verilerin çok sıkmadan verildiği hatta beslenme önerisinin bile yer aldığı kitapta Maya’nın sağlam iradesini, nazik ve duyarlı kişiliğini, hatta ailesinin her daim onu sahiplenmesini okuyucunun seveceğini düşünüyorum. Evet, çoğu yerde üzülmek mümkün, hatta bir kadının ‘Bana kendini unutturma’ dediğine şahit olacaksınız, yaşadıkları karşısında içiniz parçalanacak. Sonu hakkında spoiler vermeden bitirmek gerekirse, Unutkan Aşk yaz kitabı olmasa da (malum okuyucu kafa boşaltmak için daha hafif kitaplar okumak isteyebilir) bir çırpıda okunan iyi yazılmış bir roman arayanlar için biçilmiş kaftan!