Islık günlüğü

Türkçe Sözlü Hafif Mizah

Türkçe Sözlü Hafif Mizah

VEDAT ÖZDEMİROĞLU

İletişim Yayınları

Türkçe Sözlü Hafif Mizah, Vedat Özdemiroğlu’nun çeşitli dergi ve gazetelerde daha önce yayınlanmış yazılarının yeniden gözden geçirilmesiyle oluşturulmuş bir derleme. Çeşitli konu başlıkları altında ele alınan konularla kurgulanarak yayınlanan kitap, aynı zamanda yazarın mizah günlüğü niteliği de taşıyor.

SEMİH ÖZTÜRK

Mizahın, ince ayrıntıların, kelime oyunlarının, gediğine konan lafların dünyasında dolanıp dururken kendine has diliyle ülkeye bir pencereden bakar gibi bakıyor Vedat Özdemiroğlu. Komiğin içinden geçen hayatı, hayatın içinde kendini bulan komikle harmanlıyor. Gördüğü ve anladığı gerçekleri komiğin çıkış noktasında birleştirerek sunuyor okura. Mizahın kaçınılmaz iğneleyici tavrı yine her zamanki gibi dolanıp duruyor anlatılan hikâyelerin içerisinde. Bazen bir ayrıntıda, bazen bir olayda, bazen de bir sonucun tam ortasında karşımıza çıkıyor. Yazar, bunu yaparken kırıp dökmüyor, incitmiyor. Sadece lafını söylüyor ve akış bu şekilde kendi yolunda ilerlerken aynı zamanda farkındalık da yaratıyor. Çünkü ortada duran malzeme, aslında bir ülkenin kendi kendine yarattığı anlayışın parçası olarak canlı kanlı karşımıza çıkıyor. Çoğu zaman arkadaşımızın, sevgilimizin, akrabamızın, toplu taşımalardaki zorunlu birlikteliklerimizin, köşedeki bakkalımızın, ev sahibimizin başından geçen ve geçmesi muhtemel olan olaylar, tebessümler içeriyor kitap. İnsan hikâyelerini, anılarını ve ayrıntılarını bir arada harmanlayan yazar, kendine gülebilmeyi de başarıyor anlattıklarıyla.     

Türkiye gündeminin politikacıların ağzından çıkan cümlelerle bazen haftalarca oyalanabilecek yoğunluğa sahip olduğu bir gerçek. Gülsek mi ağlasak mı sözünün karşılığı olan hadiseler, çoğu zaman bizim kendi gerçeğimiz olarak hayatımıza giriveriyor. Bu gerçeklikler toplamı iş hayatında, sokakta ve okulda da aynı şekilde işliyor, pek değişmiyor. Değişmediği gibi alışkanlık yaratan bir tarafını büyütüyor yavaş yavaş. Anladığımız, dinlediğimiz, söylemek istediğimiz ne varsa buralarda dolanan algıyla birlikte kendini ifade etmeye çalışıyor sonra. Hal böyle olunca mizahçının malzemesi doğal bir gelişimin sonucunda ortaya çıkmış oluyor; yani hayatın yaşanmış tarafından. Bu sonuç çoğu zaman söz konusu politikacıların yaptığı açıklamaların talihsizliğinden kaynaklanıyor bile olsa, yerden göğe gerçek olan manzaraların resmini çiziyor ister istemez. Bu defa oturup ciddi ciddi düşünmek gerekiyor. Çünkü o cümlelerle birlikte hiçe sayılan insan hayatı, insan geleceği olmuş oluyor ne yazık ki. Mizah, bu noktada temelden değişim etkisi yaratamıyor olsa bile bir farkındalık yaratma sürecine öncülük ediyor. Ezberleri bozarak farklı bir yerden insanca bakmak ne demek biraz da bunu öğretmeye çalışıyor. Böylece aslında gülerek okuduğumuz çoğu şey bize gerçek olanın altını çiziyor, mühim şeyler anlatmaya çalışıyor. Tıpkı Vedat Özdemir oğlunun kitabında anlattıkları gibi, ince bir çizgiden geçerek sakince ilerliyor ve kendi zemininde yer ediniyor.

Türkçe Sözlü Hafif Mizah’ta, kısa öykülerin dışında Vedat Özdemiroğlu’nun kendine has kurguları da yer alıyor. Karşılıklı diyaloglar, tek sahnelik kısa anlatılar ve tespitlerle zenginleşmiş maddeler bunlardan bazıları. Yazarın öteden beri kendine has kurduğu laf oyunları da zaman zaman karşımıza çıkıyor. İnsanların, şehrin, içinde yazı barındıran meslek hayatının yaşanmış geçmiş zamanlarından da sıklıkla bahsediliyor. Karşısına çıkan ilginç olayları da farklı bir dille anlatıyor. Bunun yanı sıra Cem Yılmaz’la birlikte 2003 yılında Süleyman Demirel’le gerçekleştirdikleri söyleşi, ayrıca dikkat çekiyor. Bir politikacının mizah yönü üzerine yapılmış bu söyleşide yakın tarihe dair ayrıntılar ve bilgiler yer alıyor. Süleyman Demirel’in kitleler üzerindeki etki yönetiminden başlayarak kendisi hakkında çizilen karikatürlere varana kadar birçok merak edilen konu kendisine yöneltiliyor ve cevaplar alınıyor. Ancak kitabın tamamına bakıldığı zaman en çok akılda kalan, durup dururken dile dolanan bir memleket gerçeği söz konusu. Aynı sokaktan geçtiğimiz, aynı televizyon programında izlediğimiz, aynı gazeteden okuyup aynı okula gittiğimiz insan hayatlarının toplamı, bizi kendine çeken asıl noktayı işaret ediyor; aynı gemideyiz! Öyle ki derdimiz, mücadelemiz, kavgamız ve gülüşümüz mutlaka bir yerlerde kesişiyor ve kesişmek zorunda. Çünkü hepimiz aynı pencerenin gördüğü mahallede yaşıyoruz. Düşenin elinden tutmak ödevdir, bunu da hatırlamamızı sağlıyor biraz.  Vedat Özdemiroğlu, bu gerçeğin mizahıyla bizi bize anlatıyor.

Vedat Özdemiroğlu, kendi sesinden, kendi yaşadıklarından hareketle gördüğü dünyayı anlatıyor. Adeta usul usul ıslık çalıyor anlatırken, yürüyüp geçiyor. Türkçe Sözlü Hafif Mizah, içimize dokunan bir incelikle ifade ediyor derdini.