İyi ki varsın korku!

Sakın-Korkma

Sakın Korkma!

MİLADA REZKOVA

resimleyenler: Lukas Urbanek, Jakub Kase çev. İpek Güneş Çıgay Tudem 2021 200 s.

Bu kitabı korka korka elime aldım. Onunla yüzleşmeye hazır değildim. Sahi neydi bu korku? Onunla ilk kez nerede tanıştım? Korkmadan yaşamak mümkün mü? Milada Rezkova ters köşe bir kitap yazmış ve dünyanın en eski duygusu olan korkuyu didik didik etmiş. Korkuyu her yönüyle öyle akılcı bir yolla ele almış ki, sonunda ürkek kalplere şunu söyletebilmiş: ‘İyi ki varsın korku!’

AYŞEGÜL AKBULUT ÇETİNKOL

Kitap bizi hemen şu basit soruyla karşılıyor: ‘Kimim ben?’ Ve ardından cevap için yine korku dile geliyor ve başlıyor bizimle konuşmaya:

‘Bu bölümde, korkuyla ilk kez nerede tanıştığımızı anlatacağım. Nereden geldiğini öğrendiğimde tanıştım onunla! Bir de, annemin bazı şeyleri yasaklamasıyla...’ (s. 10)

Çocuk kitapları arasında korkuyu konu alan pek çok kitap var. Bu başlık oldukça popüler: Karanlık korkusu, yalnızlık korkusu, bilinmeyenden korkmak, gece korkudan uyuyamamak… “Anneeee, korkuyorum” diye gelen çocuğunuza destek olacak çeşit çeşit kitap bulmak mümkün. Korkuyu konu alan kitapların çoğu pedagoji temelli doğrularla ilerliyor. Karanlıktan ya da canavarlardan korkan bir kahraman (tıpkı çocuğunuz gibi) bu korkusuyla yüzleşiyor ve aslında korkulacak bir şey olmadığını anlıyor ve büyük oranda bunun bir illüzyon olduğunu keşfederek rahatlıyor. Korkuyu yeniyor, korkudan kurtuluyor. Kitap kahramanları rol model olarak bu işin üstesinden gelinebileceğini gösteriyor.

Peki ya işin üstesinden gelmek yerine işin üstüne üstüne gidip korkuyu tanımaya ne dersiniz? Yazar Milada Rezkova, Sakın Korkma kitabıyla işte tam da bunu yapmış ve korkuyu enine boyuna incelemiş. Korkuyu her yönüyle okuyucuya tanıtmış. Kitap korku sözcüğünün kökeniyle başlıyor ve 12 bölümden oluşuyor. ‘Adımın seni korkutmasına izin verme, alt tarafı bir sözcüğüm’ diyor korku ve var olma nedenini tane tane anlatıyor:

‘Ben senin dostunum. Benim sayemde, örneğin bir uçurumdan aşağı atlamayacaksın. Sana şeker vereceğini söyleyen bir yabancının peşine takılıp ıssız yerlere gitmeyeceksin. Kardeşinin, yanan bir evin çatısına tırmanmasına da izin vermeyeceksin.

Bana ihtiyaç duyana dek, burada oturup bekleyeceğim. Tehlikede olduğun anlarda beni fark edeceksin. Mesela bir işe balıklama dalmaman konusunda seni uyaracağım. Ya da felaket kapıyı çalmak üzereyken, hemen kaçmanı söyleyeceğim.’ (s. 13)

Milada Rezkova bu kitabı ürkek kalplere sahip minikler ve büyükler için yazdığını söylüyor. Korku konusuna tam ters açıdan ustalıkla başaran Rezkova, korkuyu bize kendi iç sesimizden ve sözlük karşılığından tanımlıyor. Korkunun dünyadaki en eski dört duygudan biri olduğunu, en yakın dostlarının neşe, üzüntü ve öfke olduğunu söylüyor. Korkuların kökeninden, doğuştan ya da sonradan gelen korku ayrımlarından, korktuğumuz zaman vücudumuzda gerçekleşen tuhaf reaksiyonlardan bahsediyor.

Kitabın en eğlenceli bölümlerinden biri, ‘korkudan altına yapmak’ deyiminin açıklandığı kısım. (syf. 55) Kitapta bunun aslında sadece bir deyim olmadığını, gerçekten olabildiğini öğreniyoruz. Doğa son çare olarak böyle bir düzenlemede bulunuyor. Çünkü çıkan pis koku düşmanı uzaklaştırabilir.

Peki yetişkinlerin korkuları neler?

Yaşımız büyüdükçe korkularımızdan bahsetmekte zorlanırız. Büyüyünce hiç kimse korkusuz olmaz ama bir klozete düşmek ya da karanlık korkusu ortadan kalkar. Yerini başka başka korkular alır. Rezkova yetişkinlere özel korkuları da detaylıca ele almış. Gerginlik, anksiyete, dehşet, panik, fobi de bu kitabın konusu. Fakat Rezkova tüm bu yetişkin diline özel korkulardan bahsederken de aynı akıcı ve basit dili kullanmayı başarıyor.

Doğada sadece insanlar değil, hayvanlar da korkuyor. Hayvan beyninin gök gürültüsü duyduğunda korkmaya ve gerilmeye kodlandığını biliyor muydunuz? Fillerin farelerden korktuğu ise pek çok kişi tarafından bilinir. Köpekbalıkları da yunuslardan korkar.

Sakın Korkma 200 sayfalık bir kitap. 200 sayfa boyunca korkunun nasıl kılıktan kılığa girdiğini görüyoruz. Ve aslında herkesin bir şeylerden korktuğunu ve bunun normal bir duygu olduğunu… Kitabın içerdiği bilgiler burada bahsedemeyeceğimiz kadar çok. Tek hedefi var, korkunun dost olduğunu ispatlamak. Rezkova korkudan korkmamak gerektiğini anlatmak için sadece dil becerisini değil, farklı anlatım tekniklerini de kullanmış. Çizgi hikâyeler, mini anketler, şiirler ve etkinlikler hazırlayıp konu aralarına dağıtmış. Kitabın çizimleri ise Lukas Urbanek ve Jakub Kase’ye ait.

Milada Rezkova’nın Sakın Korkma kitabı, kendisinin de dediği gibi sadece çocukları ilgilendirmiyor. Çocukları kolaylıkla içine çeken akıcı dili ve aynı basitlikle eşlik eden çizimleriyle bu kitap, hangi yaşta olursa olsun öğrenmeyi seven herkesi tatmin ediyor.