Adatepe

Osmanlı Belgelerinde Adatepe Köyü

KAMİL FIRAT

Adatepe Taşmektep Yayınları Ağustos 2020 236 s.

Osmanlı Belgelerinde Adatepe Köyü, 19. yüzyıl ortasından 1923'e kadarki resmi belgelerin ve yazışmaların bir derlemesi. Sadece Adatepe'nin değil, bütün Kuzey Ege'nin tarihine ışık tutan bu belgeler, içlerinde son derece ilginç ve tamamlanmayı bekleyen hikâyeleri barındırıyor.

ERHAN ŞENGEL

Son yıllarda Kuzey Ege bölgesinin “küçük bir köy”ü olmaktan çıkıp, insanların gezi rotalarını ona göre belirlediği, yaz aylarında her gün yüzlerce –bazen binlerce– kişinin ziyaret ettiği Adatepe köyü, hep bir “merak” yeri olmuş durumda... 1983 yılında Sit alanı ilan edilen köy o günden bu yana, köye yerleşen şehirli/köylü “yeni” sahipler tarafından ayağa kaldırılmış bulunuyor.

Köyün mimari dokusunun bozulmamış oluşu, her geçen gün turistlerin artmasına yol açıyor. Köyün denize bakan hakim tepesinde, “Zeus Altarı”nın bulunuyor (!) olması da, köyün tarihi konusunda her gün yeni bir anlatının ortaya atılmasına neden oluyor.

Adatepe Taşmektep Yayınlarından çıkan Osmanlı Belgelerinde Adatepe Köyü kitabı köyün 1850-1923 yılları arasına ışık tutan resmi belgeleri bir araya getiriyor.

Belgelerin ait olduğu zamanlarda bölgenin önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Adatepe, o yıllarda zeytinyağı ve un fabrikalarının faaliyet gösterdiği, 700’e yakın Müslüman ve gayrimüslim nüfusun bir arada yaşadığı ve yine bölgenin mimari kimliği sayılabilecek olan taş yapı uygulamasının hakim olduğu bir yerleşim yeri. Özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında gelişen köy daha sonra büyük nüfus değişimlerine sahne olur: Kurtuluş savaşı yıllarında yaşanan gerilimler sonrasında bir kısım gayrimüslim nüfusun bölgeden ayrıldığı, kalanların da daha sonra mübadele ile köyden ayrıldığı, yerlerine ise adalardan gelen Müslüman nüfusun yerleştiği bilinmektedir.

Coğrafyanın zeytin, meyve ve hayvancılık için uygun koşullara sahip olan olanaklarından fazlasıyla yararlanan köy, belgelerden de anlaşılabileceği üzere refahın yüksek olduğu bir yerleşim.


Fotoğraf: Alp Onbaşıoğlu

Kamil Fırat’ın Osmanlı Arşivlerinden derlediği kitaptaki belgeler; dönem boyunca cemaatler arası (Müslüman – gayrimüslim) temaslara, savaşın bölgedeki etkilerine, yönetim-ahali ilişkilerine, miras ve alacak verecek davaları üzerinden halkın yaşamına, kilise inşaatı yapımı ve maden ruhsatları üzerinden Osmanlı bürokrasisinin nasıl işlediğine ışık tutuyor...

Özellikle bazı belgeler –ki bu belgelerden biri civarda maden aramak için ruhsat başvurusunda bulunan ortaklığın, hisselerinin bir kısmını Hicaz Demiryolu için bağış olarak vermesi– 19. yy. sonu 20. yy. başındaki ekonomik/sosyal durumun aynası niteliğinde. Amerikan Konsolosluğunun bölgede yaşayan bir vatandaşı ile ilgili bilgi sorması, ya da vergilerin yüksekliğinden şikayetçi olan bölge köylerinin ortak dilekçe ile itiraz etmeleri gibi birçok ilginç örnek, söz konusu tarihsel dönemi anlamak için iyi örnekler...

Adatepe köyüne ait belgeler kuşkusuz ki  sadece köyün değil, aynı zamanda bölgenin de tarihine ışık tutuyor. Önsözde Kamil Fırat’ın da söylediği gibi, devletle köy halkı ve yerel kurumlar arasında gidip gelen bu resmi belgeler “sadece resmi yazışma olmalarının ötesinde dönemin tarihine, sosyolojisine, antropolojisine, hukukuna, devletin işleyiş biçimine, Osmanlı’nın hiyerarşuik yapısına, bölgenin coğrafyasına, bitki örtüsüne ve en önmelisi de insan ilişkilerine dair çok katmanlı bilgiler içermektedir.” (s. 9)

Osmanlıcadan eski Türkçeye sonra günümüz Türkçesine çevrilen belgelerde dil ve hitap da zamanın ruhu mümkün olduğunca korunmuş, yorum okuyucuya bırakılmış.

20 yılı aşkın süredir köyün kültür iklimine seminerler, atölye çalışmaları, konferanslar ve sergilerle katkıda bulunmuş, bulunmaya da devam etmekte olan Adatepe Taşmektep tarafından yayınlanan kitap, yayınevinin de ilk kitabı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde uzun yıllardır fotoğraf bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan, yayınladığı yirmiyi aşkın fotoğraf albümü, özellikle Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu üzerine yaptığı kitap çalışmaları ve yurtiçi ve yurtdışında açtığı sergiler ile tanınan uzun yıllardır Adatepe-İstanbul arasında mekik dokumakta olan Kamil Fırat, Adatepe üzerine 2008 yılında bir de albüm yayımlamıştı: ADATEPE – Kaz dağlarında bir köy. Ayrıca 2019 yılında da köyün yakın zamanda kaybettiği simalarının fotoğraflarının yer aldığı “Zaman Tüneli” adlı bir bellek sergisi de açmıştı.