Turgut Ulucan
İletişim Yayınları
"Köy romanı" dendiğinde akla eminim cana yakın metinler gelmez. Gelmez çünkü cana yakın, hatta cana yakın olma pahasına can acıtıcı olanları, çok da uzun olmayan bir zaman diliminde yazılmıştır. Mahmut Makal, Fakir Baykurt ve köyü anlatan romanların yazıldığı dönemde kalem oynatan daha birçok yazar, bir devri açıp kapamışlardır. "Üzerine yeni ne konabilir ki?" görüşü hâkimdir genel olarak bu alanda. Ancak edebiyat dediğimiz bir düşler evreni. Neyin, ne zaman evrilip bambaşka bir biçimde karşımıza çıkacağını hiçbir zaman bilemeyiz. Turgut Ulucan'ın romanı Nergis de bunu kanıtlıyor işte bize. Üstelik yayımlanan daha ilk kitabında. Bir köy hikâyesi anlatıyor bize Ulucan bu ilk romanda. Fakirlikten adım atamayan bir ailenin kızı olan Nergis'in, bu aileden daha hallice durumdaki Basri'ye gelin verilmesi; akabinde de bir cinayetin ortasında buluyoruz kendimizi Ulucan'ın anlattığı hikâyede. Çok inandırıcı olmasa da marjinalliğin en uç noktalarının köylerde yaşandığı söylenirdi. Ancak Ulucan'ın romanı, bir köy yerinde yaşanan hunharca işlenen cinayetin ardından segilediği insanlık halleriyle buna inandırıyor okuru. Bugünden köye bakıp türkü tadında bir roman okutuyor bize. Ulucan'ın romanı, bu yılın sürprizi. (K24)