Çarlık Rusyası’nda bürokrasi eleştirisi

Müfettiş

Müfettiş

NİKOLAY GOGOL

çev. Uğur Büke Can Yayınları 2021

Çarlık Rusyası’nın yozlaşmış bürokratik yapısını eleştiren Müfettiş, yayınlandığı ve sahnelendiği sırada yine bürokrasinin tepkileriyle karşılaşır. Bürokrasiyi alt eden oyun ilk kez 19 Mart 1836’da sergilenir,  tüm dünya tiyatroları tarafından hâlâ sergilenmeye devam etmektedir…

AHMET EKEN

Rus ve dünya edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Nikolay Vasilyeviç Gogol, öykü, roman ve oyunlarıyla tanınmakta. Bir Delinin Hatıra Defteri, Palto, Müfettiş ve başyapıtı Ölü Canlar ile edebiyat klasikleri arasında üst sıralarda yer alan Gogol, Müfettiş isimli oyununu Aleksandr Puşkin’in önerisi üzerine kaleme almıştır. Çarlık Rusyası’nın yozlaşmış bürokratik yapısını eleştirdiği Müfettiş, yayınlandığı ve sahnelendiği sırada yine bürokrasinin tepkileriyle karşılaşır. İlk kez 19 Mart 1836’da sergilenen oyun tüm dünya tiyatroları tarafından hâlâ sergilenmeye devam etmekte…

Gerçekçi Rus edebiyatının oluşumunda önemli bir yeri olan Nikolay Gogol (1809-1852), küçük toprak sahiplerinden bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna’da doğar. Babasının ölümünden sonra annesiyle Petersburg’a taşınırlar ve bir süre sonra bakanlıklardan birinde küçük bir memur olarak bir yıl çalışır. Yazar aynı dönemde Dikankai Yakınında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları adlı eserini yayınlar. Rus köy yaşantısının anlatıldığı bu kitap büyük ilgi toplar. Başta Aleksandr Puşkin olmak üzere dönemin ünlü yazar ve eleştirmenlerinin beğenisini kazanır. Bu kitabını Mirgorod Öyküleri ve Petersburg Öyküleri izler (1835). Gogol velut bir yazardır, çalışmalarına ara vermez ve Burun, Bir Delinin Hatıra Defteri gibi eserlerini yayınlar. 1836’da bürokrasiyi eleştiren oyunu Müfettiş, Petersburg’da sahnelenir. Oyun büyük bir ilgiyle karşılanır, ancak başkentteki bazı çevreler rahatsız olur ve bir kısım basın yazara tepki gösterir. Bu tepkiler üzerine Gogol, Rusya’yı terk ederek Roma’ya yerleşir ve 1842 yılına dek burada yaşar.

Roma’da Ölü Canlar üzerine tekrar çalışır ve ilk bölümünü bitirir, ancak Moskova’ya döndüğünde sansür heyeti eserini reddeder. İstenen değişiklikleri yapan Gogol, 1842 yılında kitabını nihayet yayınlayabilir. Kitap çıktıktan sonra arkadaşlarından da çokça tepki alır. O da bunun üzerine eleştirilere cevap olarak Ölü Canlar’ın ikinci bölümünü yazmaya başlar. Bu yıllarda Rusya’da iç bunalım iyice derinleşmiştir. Ölü Canlar’ın müsveddelerini yakar ve Kudüs’ü ziyarete gider. Mistik, dengesiz, umutsuz bir kişi olmuştur. Artık sürekli oruç tutmaktadır. Trajik yaşamı Moskova’da son bulur.

Müfettiş’in ilk sayfasında Gogol’un bir açıklamasını okuyoruz. Yazar burada karakterler, kostümler ve oyuncular konusunda kısa bilgiler verdikten sonra sanatçılara şöyle bir uyarı yapıyor: “Bu açıklamalara dikkat etmediğinizde bütün etki kaybolabilir.”

Oyun kaymakamın evinde yapılan bir toplantıyla başlar. Kaymakam orada bulunan kasabanın önde gelen memurlarına yakınlarda gizli bir müfettişin geleceğini söyler. Haberin kaynağı güvenilir kişilerdir ve onlardan öğrendiğine göre, özellikle kendi kasabalarını denetlemek için eyalete gelmektedir. Haber önde gelen memurlar arasında soğuk bir rüzgârın esmesine neden olur. Her kafadan bir ses çıkar. Durumu gören kaymakam, günün tartışma günü olmadığını, herkesin dikkatli olup biraz toparlanmasının gerektiğini anlatır. Örneğin hastanenin temizlenmesi, hastaların kafalarındaki başlıkların değiştirilerek demirci çırağı gibi dolaşmalarına son verilmesi lazımdır. Bir diğer tedbir olarak da hasta sayısı azaltılmalı, bunun için de hastalar evlerine gönderilmelidir! Böylece müfettişin onlara kötü bakıldığını ya da doktorların beceriksiz olduklarını düşünmesine mani olunacaktır!

Solda: Sovyetler Birliği’nde basılan, üzerinde Gogol ve Müfettiş oyunundan bir sahnenin olduğu pul, 1959. Sağda, Nikolay Gogol portresi, F. Moller, 1840, Moskova Devlet Tarih Müzesi.

Bunun yanı sıra, hâkimin de duruşma salonunu toparlaması, av kırbacını dosya dolabının üzerinden alması (!) hâkim yardımcısının da ağır votka kokusundan temizlenmesi iyi olacaktır. Yine bu sıralar tüm memurlar rüşvet alırken dikkatli olmalıdır. Okul müdürü de öğretmenlerle ilgilenmeli, onların serbest düşüncelerini yerli yersiz söylemelerini engellemelidir. Kaymakam, henüz gelmemiş olan posta müdürünün de hemen toplantıya getirilmesini söyler. Posta müdürü salona gelince de ondan küçük bir şey yapmasını rica eder, gelen giden mektupları şöyle hafifçe açıp okuyacak ve içlerinde ihbar mektubu olup olmadığına bakacaktır. Bunun üzerine posta müdürü açık bir cevap verir: “Biliyorum… bana ne yapmam gerektiğini öğretmeye kalkmayın, ben o işi zaten yapıyorum.” Ama henüz müfettiş hakkında bir şey okumamıştır.

Kaymakam her ne kadar “benim korkum falan yok, olsa da az bir şey” diyorsa da, gerçekte teftişten, özellikle gizlice gelen müfettiş tarafından “didik didik” edilmekten endişe etmekte, özellikle sürekli olarak soyduğu tüccarların konuşmalarından korkmaktadır. Hatta onu Petersburg’a ihbar edenlerin tüccarlar olduğunu düşünür.

Toplantı sürerken içeriye “soluk soluğa” iki kişi girer. Bu kişiler herkesin tanıdığı, tüm gün kasabada dolaşan, meraklı ve tüm olup bitenden haberli Bobçinski ile Dobçinski’dir. Telaşlı bir şekilde anlatmaya başlarlar: İki haftadır kasabadaki otelde bir yabancı kalmaktadır. Öğrendiklerine göre ne otele ne de lokantaya ödeme yapan bu kişi Petersburg’dan bir memurdur ve şu günlerde otelden dışarı adım atmayan bu memurun adı, Ivan Aleksandroviç Hlestakov’dur.

Kaymakam önce korku içinde, “Ne diyorsunuz?” diye bağırır. Bu bekledikleri müfettiş olamaz. Ama Dobçinski hemen karşı çıkar, sözü edilen memurun bu kişi olduğunu söyler. “Ne para ödüyor ne de gidiyor, o değilse kim olacak?”

Kaymakamın tarafında tüm bunlar olurken, kasabanın otelinin bir odasında, orta yaşlı bir uşak kendi kendine söylenmektedir:

Lanet olsun, canım yemek istiyor, karnım öyle gurulduyor ki (…) Bizimki paraları yolda bitirdi, şimdi kuyruğu kısmış oturuyor. (…) İllaki her şehire hava atacak (…) kumara oturursan olacağı bu işte (…) Memursan memurluğunu bil, işte ne dedi meyhaneci, önceki borçları ödemezseniz yemek yok (…) Ah Tanrım, bir lahana çorbası olsaydı.

Osip isimli uşak bu şekilde söylenirken oraya beyi Hlestakov girer ve uşağına lokantaya gidip yemek ısmarlamasını söyler. Ancak Osip, lokantacının üç haftadır para ödemedikleri için onlara yemek vermeyi kestiğini ve alacakları için polise gideceğini söyler. Sinirlenen Hlestakov, uşağıyla beraber lokantaya gider ve uzun pazarlıklardan sonra lokantacıyı yemek vermeye ikna eder. Kötü bir yemek yerler. Yemeği henüz bitirmişlerdir ki, Hlestakov kaymakamın kendisini aradığını öğrenir. Bu haber onu endişelendirir. Kasabada yaptığı münasebetsizlikler nedeniyle kendisini tutuklamaya geldiklerini zanneder. Fakat bir süre sonra anlar ki, onu yüksek dereceli bir müfettiş zannedip karşılamaya gelmişlerdir. Bu gelişme üzerine kendini ağırdan satmaya başlar…

Sahte müfettiş ve uşağı kaymakamın daveti üzerine evine yerleşirler. Kaymakam, bu seçkin misafirleri rahat ettirmek için elinden gelen her şeyi yapar. En şık kostümlerini giyerek onları karşılayan karısı ve kızı, Hlestakov’un ardı arkası kesilmeyen yalanlarını safça beğenerek dinlerler. Onlara Petersburg’daki balolardan, yüksek rütbeli kişilerle ilişkilerinden söz eder. Bir yazar ve şair olarak! Haliyle edebiyat çevrelerini iyi tanımaktadır, hatta tanınmış bazı romanların onun kaleminin eseri olduğunu söyler…

Kadınlar bu yakışıklı, görgülü, bilgili kişiyi çok sevimli, çok hoş bulurlar ve ona kendilerini beğendirme yarışına girerler! Sabahleyin kaymakamla birlikte denetleme gezilerine başlayan Hlestakov, yapmacık bir tavırla okulu, hastaneyi, adliyeyi dolaşır. Aklına geldikçe manasız iki üç laf eder ve ayrılırken kaymakamla karşılaştığından bu yana yaptığını yapar: “Yolda parasız kaldım, dönüşte size öderim” diyerek borç (!) alır. Genellikle verenlerin dedikleri de aynı olur: “Rica ederim! Olur mu? Benim için onurdur!”

Hlestakov günlerini böyle geçirirken, aklına yaşadıklarını dostu Tryapiçkin’e yazmak gelir. Onun anlattıklarından yola çıkarak güzel bir makale yazacağını, buradakilerin saflığıyla dalga geçeceğini düşünüp Osip’den kâğıt ve mürekkep ister. Ardından da borç aldığı paraları çıkarıp sayar. Bin rubleden daha çok parası olduğunu görünce de kumar tutkusu nükseder! Kâğıt ve mürekkep gelince de mektubu yazar ve uşağıyla postaneye gönderir.

Omsk Akademik Drama Tiyatrosu, Müfettiş oyunu, 2016, Moskova.

Bu arada tüccarların şikâyetlerini de dinlermiş gibi yapıp kasabanın yöneticilerinin yüreğine korku salmaya devam eden Hlestakov, evdeki kadınlara kur yapmayı da ihmal etmez. Sonunda kaymakamın kızına evlenme teklif eder. Petersburglu yüksek bir memurun (!) kızlarına evlilik teklif etmesi kaymakamın evinde büyük mutlulukla karşılanır. Kaymakam, yüksek bir memurun kayınpederi olarak elde edeceği yüksek statülerin hayalini kurmaya başlar. Eşi de artık başkent salonlarında düzenlenen balolara katılan bir hanımefendi olacaktır!

Ancak sahte müfettiş yavaş yavaş burada çok kaldıklarını da düşünmeye başlamıştır. Uşağıyla dönüş hazırlıkları yaparlar. Hlestakov bir gün kaymakama kısa bir süre için kasabadan ayrılacağını ama geri döneceğini söyler. Yapılacak işleri vardır ve son bir kez kaymakamı dolandırıp yola çıkarlar…

Hlestakov’un ayrılmasının üzerinden çok geçmemiştir ki, bir sabah elinde açılmış bir mektupla posta müdürü soluk soluğa kaymakamın odasından içeri girer. Ve büyük haberi verir: “İnanılmaz bir şey! Müfettiş sandığımız memur müfettiş değilmiş.” Bir anda odanın havası değişir, herkes şaşkındır. Başta kaymakam olmak üzere odadakiler habere inanmazlar. Ancak mektupları yakından takip eden posta müdürünün elindeki kanıt çok sağlamdır ve çıkarıp mektubu okumaya başlar:

Sevgili dostum Tryapiçkin, başıma gelen mucizeleri sana bir an önce anlatmalıyım. (Kasabada parasız pulsuz kalmışken) birden buradaki herkes beni genel vali falan sanmaya başladı. Şimdi kaymakamın evinde kalıyorum, keyif çatıyor, fırsat buldukça karısına ve kızına sarkıntılık ediyorum. (…) Herkes bana borç verme peşinde…

Hlestakov mektubunda tüm yaptıklarını keyifle anlattığı gibi, bir de kasabalılarla alay etmektedir. Herkes şaşkın ve çaresiz bir halde bir şeyler söylemeye başlar; suçlamalar, hararetler ayyuka çıkar. Bu sırada içeri bir jandarma girer ve mesajı iletir: “Petersburg’dan özel emirle gelen memur sizi hemen yanına çağırıyor. Otelde kalıyor!”

•